Alınmadım traducir francés
455 traducción paralela
- Neden ben alınmadım?
- Pourquoi pas moi?
Altı haftadır o yol ekibine girmeye çalışıyorum... ama hala alınmadım.
J'attends depuis six semaines et j'ai encore rien eu.
Askere alınmadım.
Je ne me suis pas engagé.
- Hayır, alınmadım. Şimdi de çelişki kısmı geliyor.
Et voila le paradoxe!
- Niye bu kadar alındın? - Alınmadım, kim alınmış?
Te fâche pas.
- Henüz görevden alınmadım.
Je n'ai pas encore été remplacé.
- İnkar etmene gerek yok, James.Alınmadım.
- Inutile de nier. Je ne suis pas offensé.
Alınmadım. Neden sorduğunuzu merak ettim de.
– Ce n'est pas grave.
Hayır tatlım, alınmadım.
Non, chérie.
Ben soruşturmadan alınmadım.
Je suis toujours sur l'affaire.
Alınmadım ama katılmıyorum.
Non, mais je ne suis pas d'accord.
Gerçi alınmadım ama...
Mais je ne me vexe pas.
Gerçi alınmadım ama...
même si je ne suis pas offensée.
Ustam tarafından evlatlık alınmadım.
Mon maître ne m'a pas élevé.
Bak, asla ciddiye alınmadım.
On ne me prend pas au sérieux.
O alındı, ben alınmadım ha?
Il est reçu, et pas moi?
Bunu üzerime alınmadım.
Je ne me suis pas offusqué.
Alınmadım, sorun değil.
Je comprends. Ça ne fait rien.
Alınmadım.
Du tout.
- Alınmadım ki zaten.
- Je ne le prends pas mal.
- Hayır, alınmadım.
- Aucun problème.
Ama üstüme alınmadım.
Je ne t'en veux pas.
Alınmadım, gücenmedim.
Y a pas de mal. C'est ok.
Alınmadım.
Vous ne m'avez pas offensé.
İkincisi ise bacağım oldu. Askere alınmadım.
La seconde, c'est qu'à cause de mes pieds j'ai été réformé.
- Alınmadım. - Muhteşem mekan.
Surprenant endroit!
Bir iki kere sorgulandım ama hiç göz altına alınmadım.
j'ai été interrogé une ou deux fois mais jamais incarcéré.
Önemli değil, hiç alınmadım.
Tout va bien. Il n'y a pas de mal.
- Alınmadım.
- Nullement.
Söylediğiniz hiçbir şeyden alınmadım.
Je n'ai rien pris à cœur.
Alınmadım zaten, üzgünsün ve tepkilerin beklenmedik değil.
Je ne suis pas froissé. Vous êtes bouleversé, ce n'est pas surprenant.
Hayır. Alınmadım.
Je me vexe pas.
Alınmadım.
Pas de problème.
Bay Potter'la ben burnumuzu başkasının işine soktuk. Şu çanta biri tarafından bırakıldı ve alınmadı.
M.Potter et moi avons été curieux, cette valise, le type qui a laissé cette valise n'est jamais revenu.
Sorun değil, Phil. Alınmadım.
N'en parlons plus, Phil.
Siz Hava Kuvvetlerinin komutasının ve taktik organizasyonunun... harp divanı tarafından dikkate alınmadığına mı inanıyorsunuz?
Vous pensez que la mise en place d'une force aérienne est freinée par le ministère de la Guerre?
Sence moralleri yükselmedi mi? Disiplin yeniden ele alınmadı mı?
Vous ne trouvez pas le moral et la discipline meilleurs?
Alınmadınız ya, hanımefendi.
- Sauf votre respect, M'dame!
Sanırım işe alınmadılar.
Ils ne les ont pas embauchés.
- Alınmadın mı?
- Vous n'êtes pas vexée?
Sözlerim dinlenmedikçe ve dikkate alınmadıkça başka bir iş olmayacak.
Il n'y aura pas d'autre fois à moins que l'on m'écoute maintenant et qu'on agisse.
İçeride söylediklerinden alınmadığımı bilmesini istemiştim.
Je voulais lui dire que ce qu'il avait dit tout à l'heure ne m'avait pas vexée.
Çarpım tablosu bu sene gizli bilgi statüsüne alınmadı, öyle değil mi?
Les tables de multiplication ne sont pas un secret d'État?
Yeter! Alınmadım ben.
Arrête, je ne me vexe pas.
Alınmadım ben.
Je ne suis pas offensée.
Sakın alınma. Alınmadım.
Je ne suis pas fâchée.
Güzel. Az önceki küçük şakama alınmadınız umarım.
Ne soyez pas offusqué par ma blague.
Kimse göz altına alınmadı. Sorun ne? Bir şey canını mı sıkıyor?
T'as un problème?
Alınmadın değil mi?
Tu ne m'en veux pas?
- üzerime alınmadım.
Excusez.
Bunun sebebi ise daha doğmadımdan konuk listesine alınmadığım için.
Et la raison pour ça c'est que selon les listes d'invités, je ne suis pas encore né.