Anahtarlarım traducir francés
2,171 traducción paralela
Anahtarlarım yok.
J'ai pas mes clefs.
Kilitleyecek misin? Anahtarlarımı ceketimde bıraktım.
J'ai laissé mes clés dans ma veste.
Anahtarlarımı istiyorum.
Je voudrais mes clés.
- Anahtarlarımı çalmış.
- Il a volé mes clés.
LaFleur anahtarlarımı sordu.
LaFleur m'a demandé où étaient mes clés.
Yani oğlum o hayvanı hapisten çıkarabilmek için anahtarlarımı çalmış.
Ce qui veut dire que mon fils a volé mes clés afin de libérer cet animal.
Anahtarlarımı çıkartmıştım, arkamda bir ses duydum, ve sonra...
Ils ont pris mes clés, j'ai entendu un bruit derrière moi, et puis...
Anahtarlarım.
Mon plus gros trousseau de clés.
Yani, silah evin dışında olursa, Shawn'ın onu alabileceğini, düşünemedim, Ama belki o, anahtarlarımı, ben banyodayken, almış olabilir.
Je pensais que Shawn ne pourrait pas avoir mon arme s'il était hors de la maison, peut-être qu'il... a pris mes clés quand j'étais dans la salle de bains.
Bunlar benim anahtarlarım.
Voici mes clés.
Anahtarlarımı gören oldu mu?
Quelqu'un a vu mes clés?
- Anahtarlarımı bulamıyorum.
- Je ne trouve pas mes clés!
Anahtarlarımızı ver yoksa seni dava ederiz.
Donnez-nous nos clés ou on vous poursuit!
Ben tuvalete gidiyorum yangın çıkma ihtimaline karşı ceketimi, cüzdanımı ve anahtarlarımı da yanıma alıyorum.
Je vais aller aux toilettes... en emportant ma veste... mon portefeuille et mes clefs... en cas d'incendie.
Anahtarlarımı ver.
- Rends-moi mes clés.
Nerede, nerede, Anahtarlarım nerede?
Où j'ai mis mes clefs?
Anahtarlarımı alayım.
Laisse moi prendre mes clés.
Anahtarlarımı unutmuşum.
J'ai oublié mes clefs.
- Anahtarlarım var.
Je veux pas replonger! - J'ai les clés!
Evet Anahtarları ödünç almamda sakınca var mı? Ne?
- Qu'il est le vôtre?
Odanın anahtarları bana lazım.
J'ai besoin de la clé de ta chambre.
Yarın anahtarları değiştiriyorum, tamam mı?
- Je change ta serrure demain.
Bana anahtarları ver. - Birazdan vereceğim fakat önce bu feragat formunu imzalamanız lazım.
Bientôt, oui, mais d'abord, vous devez signer cette décharge.
Umarım anahtarlar yanınızdadır.
J'espère que vous avez les clés.
Anahtarlar yüzünden mi buradayım?
Je suis ici à cause des clefs?
Anahtarlar o öldürüldükten sonra alındı ve kasayı da sırf meraktan açtım.
J'ai volé les clefs après sa mort. Et j'ai ouvert le coffre par simple curiosité.
Roger, anahtarların yanında mı?
Roger, tu as tes clés sur toi? Oui.
Babama anahtarlarını çaldığım için üzgün olduğumu söyle.
Dites à mon père que je suis désolé d'avoir volé ses clés.
İlk yapacağım iş bunu Owen'ın anahtarları için oraya koymak.
La première chose que je vais faire, c'est mettre ça là, pour ses clefs.
"sıçtığımın anahtarları nerede?" gibiydi. "İşe geç kaldım!"
"où sont mes putains de clefs, je suis en retard pour le boulot!"
Anahtarları vermezsen seni öldür cesedinden alırım.
Je te tuerai si tu ne me donnes pas ces clefs...
Bir dakika sanırım anahtarları buldum.
Un moment... Il y a peut être moyen d'avoir les clefs.
Yemin ederim yaparım Danny. Hemen anahtarların yerini söyle.
Je te jure, Danny, tu dois me dire où elles sont.
Seni eve bırakmam için anahtarlarını bana verdin.
Tu m'as donné les clés pour te reconduire chez toi.
Anahtarlarına ihtiyacım olacak.
Je vais avoir besoin de vos clés.
Samuel, anahtarlarını tuttuğun şeyin sanat eseri olduğunun farkında mısın?
{ \ pos ( 192,220 ) } Tu te rends compte qu'on a les clés d'une œuvre d'art?
Kilitlemem için anahtarları bana verdi. Bizde onları içeri girmek için kullandık.
Il m'a donné les clés pour faire la fermeture et on s'en est servi pour entrer.
Hiçte manyak olmaz. Bakın kızlar, anahtarları kilitlemem için verdi mekanı kırıp dökmem için değil.
Il m'a donné les clés pour fermer, pas pour mettre le souk.
Anahtarları, burada Cadılar Bayramı partisi verebilmek için kullandım.
J'ai utilisé les clés pour fêter Halloween. J'ai utilisé vos clés.
Senin anahtarlarını kullandım. Beni kovabilirsin.
Virez-moi.
Galaksideki en yakışıklı adam olmadığımı biliyorum ama size elimdeki başka şeyleri önerebilirim. Örneğin ; mücevherler, kalem krallığımın anahtarları.
Je veux dire, je sais que je ne suis pas le plus beau de la galaxie... mais je vous offrirai tout ce que j'ai - des bijoux, mon château... les clés de mon royaume.
Anahtarlar mı?
Les clés?
Terry : Arabanın anahtarlarını aldım.
- J'ai leurs clés.
Anahtarları aldım, hadi gidelim.
{ \ pos ( 192,220 ) } Prends les clés, allons-y.
Zindanın anahtarlarını nasıl aldığımızı biliyor musun ki?
Sais-tu au moins comment on a eu les clefs de ce donjon?
Çıkarken çaldığın anahtarları bırakabilirsin. Foreman'ı arıyordum.
Il va m'arriver quelque chose d'affreux.
Ya anahtarları verirsin ya da. dediler.
Ils m'ont demandé les clefs.
Anahtarlar lazım.
Sookie. Il me faut les clés.
Olmazsa arabanın anahtarlarını alana kadar taşaklarını sıkacaktım.
Ou je t'aurais écrasé les boules pour que tu me files tes clés.
Seni bulamıyorum buradan gitmem lazım, tamam mı? Hiç değilse anahtarları ver de, arabanın içinde bekleyeyim, tamam mı?
Donne-moi juste les clés au moins, pour que je puisse attendre dans la voiture.
Anahtarlarını elinden alalım
Tac.