Anlıyorum traducir francés
36,196 traducción paralela
Anlıyorum Louis ama ona çıkma teklif edersen her kadının sahip olduğu için şanslı olduğu kibar, zeki bir adam görecek.
Je comprends, Louis, et si tu lui proposes un rendez-vous, elle verra l'homme gentil, intelligent, que toute femme rêverait d'avoir pour compagnon.
Üzgünüm, neler hissettiğini anlıyorum. Ama elimden bu kadarı geliyor.
Je suis désolée, et je comprends ce que vous ressentez, mais je ne peux rien faire de plus.
Rachel, neler düşündüğünü anlıyorum ama bizim elimizde olmayan- -
Rachel, je comprends ce que vous ressentez, mais il y a des choses...
- Anlıyorum. Leonard Bailey 12 yıldır sabrediyor.
C'est juste que Leonard Bailey a patienté pendant 12 ans.
Ben de adamın halini anlıyorum, ama bugün o gün değil.
Et j'ai de la compassion pour lui, mais aujourd'hui n'est pas le bon jour.
Bugünkü küçük sohbetimizi anlattığını anlıyorum.
J'imagine qu'il t'a parlé de notre petite conversation.
Durumunu anlıyorum ama artık sormuyorlar.
Je l'ai obtenu, et maintenant ils ne posent plus de questions.
- Anlıyorum. Sen aynı şeyleri hissetmiyorsun.
- Je comprends.
- Önemli değil Jessica, anlıyorum.
- C'est bon, Jessica. Je comprends.
Durumunu anlıyorum.
Mes condoléances.
Anlıyorum.
Je comprends.
Burada neden bu kadar çok vakit geçirdiğini şimdi anlıyorum.
Maintenant je sais pourquoi tu a passé tant de temps ici.
Anlıyorum.
J'ai compris.
Dinle Phil. Daisy Johnson'u koruma arzunu anlıyorum.
Écoutez, Phil, je comprends votre désir de protéger Daisy Johnson.
Endişeni anlıyorum ama ben de karmaşanın içinde olacağım.
Je comprends ton inquiétude, mais je serai là dans l'oreillette.
Anlıyorum. Seni seviyorum.
Je comprends, je t'aime.
Bak, tatlım kötü bir gün geçirdiğini biliyorum... Anlıyorum. Anlıyorum.
Écoute, chéri, tu as eu une dure journée, je comprends.
Tamam, anlıyorum.
OK. J'ai compris.
Bu sebeple bilgi bağlamında anlıyorum.
Je comprenais sur le plan intellectuel.
- Açıkçası henüz karar vermedim. Anlıyorum.
- Je n'ai pas encore décidé.
Anlıyorum.
Je vois.
Bunu anlıyorum ama yine de tüm olağan şüphelileri kontrol etmeliyiz.
Je comprends bien, mais il faut vérifier tous les suspects habituels.
Tabi ki anlıyorum seni, Riley.
Bien sûr que je comprend. Je te comprends, Riley.
Bak, yas tutmak için zamana ihtiyacın varsa anlıyorum ya da...
Je comprends. Il vous faut du temps pour faire votre deuil, si....
Tamam, ne yaptığını anlıyorum.
Ok, je vois ce que tu fais là.
Hayır, anlıyorum.
- Ne le prends pas mal, Maggie.
- Tamam, anlıyorum. - Ne?
- J'ai compris.
Tüm dediklerini duydum, anlıyorum.
J'ai entendu ce que tu m'as dit. J'ai compris.
Bilmem, nihayet kendimi anlıyorum.
Je ne sais pas.. Je me comprends finalement.
Anlıyorum
Je comprends.
Hayır, Anlıyorum.
Non, je comprends.
Biliyor musun, anlıyorum.
Je saisis.
Bakın, Anlıyorum... ama nasıl sonuçlanacağını net olarak bilmiyoruz. Bu çok riskli. Bizim görevimiz tarihi korumak.
Je comprends, mais on ne connait pas les conséquences.
Seni anlıyorum.
Je te comprends.
Anlıyorum.
C'est pour cela que je ne vais pas aller à l'aéroport.
- Gayet iyi anlıyorum tamam mı?
Je comprends ça.
Ben bu hikayeden bunu anlıyorum.
C'est ce que je retiens de cette histoire.
Yani onu anlıyorum..
Enfin, je parle de l'homme.
Roger, bak, bunu kişisel algılamanı anlıyorum ama senin neyin
Roger, je comprends que tu prennes ça personnellement, mais ce que tu...
Niye yaptığını anlıyorum.
- Pas encore. Je comprends pourquoi vous l'avez fait.
Başından geçenleri anlıyorum. Seni nasıl etkilediğini.
Je sais ce que vous avez endurée, comme ça vous a affectée.
Ne demek istediğini anlıyorum.
( glousse ) Je vois ce que tu as fait là.
Bunu anlıyorum.
Je comprends ça.
Anlıyorum inan bana.
Je comprends. Crois-moi.
Edgar, anlıyorum burada bulunmak istemiyorsun... fakat Müdür Yardımcısı Weller, aktif göreve dönmeden... önce durumunu değerlendirmemi istedi.
Je comprends que vous préféreriez ne pas être là, mais le sous-directeur Weller m'a demandé de vous évaluer avant de reprendre votre service.
Anlıyorum, anlıyorum.
Je vois.
- Bilimi anlıyorum.
Je comprends la science.
Bunu anlıyorum.
Je sais.
Anlıyorum.
Oui.
- Anlıyorum.
Ce n'en était pas une.
Çok şey yaşadığını anlıyorum.
Vraiment.