Annesi traducir francés
13,339 traducción paralela
Çocuğu annesi alıyor.
C'est sa mère qui le ramène.
Ölmek üzere olan kızın annesi köşeyi döndü.
La mère d'une fille mourante gagne gros.
Sebebi ona yeterince sarılmayan annesi miydi?
Était-ce sa mère, qui ne l'a pas assez câliné?
Keira'nın annesi için üzüldüm.
Je me sens mal pour la mère de Keira.
Mağara kadını mankeninde'Mağara Annesi'tişörtü gördüm...
J'ai vu un t-shirt "maman préhistorique" avec une cro-magnon...
Sence kim bunun bir parçası olur? İyi bir annesi olan kız, Sue değil.
La fille avec la super maman, pas Sue.
Annesi dört gündür kayıp ve kızı bunu bildirmemiş mi?
Maman est partie depuis quatre jours et la fille ne signale pas la disparition?
Annesi bu mektubu öldükten sonra ona gönderilsin diye yazmıştı. Gönderildi de aslında ama Caroline insanlığını çoktan kapatmıştı.
Sa mère a envoyé cette lettre, pour qu'elle arrive après sa mort, ce qui a été le cas, mais Caroline avait déjà éteint son humanité.
Bonnie'nin annesi ya da Caroline'a mesela.
La mère de Bonnie ou Caroline.
Annesi aradı da berbat bir şey.
Sa mère m'a appelée. C'est horrible.
Çünkü annesi sensin.
Elle n'en a jamais eu... parce que tu es sa mère.
Kurbanlar Donna Kingman, çocuklarından Jenna ve Lance... -... ve Donna'nın annesi Clara.
Les victimes sont Donna Kingman, ses 2 enfants, Jenna et Lance, et la mère de Donna, Clara.
Bu da garip çünkü Jenna'nın annesi çok nazikti.
Ce qui est bizarre, car la mère de Jenna était vraiment sympa.
Hala hayatta olmak ve yeniden Jack'in annesi olmak isterdi.
Elle voudrait être toujours en vie, et être encore la mère de Jack.
- Annesi gibi.
Tout comme sa mère.
Annesi hastalığına yardımcı olmuş olmalı, o ölünce ilaçlarını bırakıp tamamen çözülmesi an meselesiydi.
Sa mère doit l'avoir aidé à gérer sa maladie, et après qu'elle soit partie, ce n'était qu'une question de temps avant qu'il arrête ses médicaments et qu'il dérape complètement.
- Hayır, bizi annesi alacakmış...
Non. Sa mère va nous récupérer.
Annesi muhtemelen minivan kullanıyordur.
Elle conduit probablement un mini-van.
Ben Paige, Bobby'nin annesi.
Je suis Paige, la mère de Bobby.
Hayır, Bayan Grant için değil, annesi görmek istiyormuş.
Non, pas pour Mme Grant, sa mère veut le voir.
Ve annesi, böyle birşey olabileceğine, hiçbir zaman inanmadı.
Et la maman jamais vraiment cru que tout ce qui est arrivé en premier lieu, alors...
Korkmuş durumda... Annesi'nin gruba katıldığını öğrenmesindan korkuyor
Et elle est terrified- - terrifié de sa maman va savoir sur le groupe.
Hadi ama cezalandırılmayan tecavüzcüleri bir kenara bırakalım ya Cassie'nin annesi gibilere ne demeli?
Mettre de côté pour un moment les violeurs d'innombrables qui restent impunis, que dire des gens comme la mère de Cassie?
Mesela annesi kedisi öldüğü için kafasını gaz ocağına sokan bir adamla konuştum bu sabah.
Par exemple, j'ai eu un type ce matin dont la mère avait mis sa tête dans le four parce que son chat était mort.
Üvey annesi olacaksam... - Ne? !
Si je dois être sa belle-mère...
Annesi miydi?
Sa mère?
Annesi vardı ama geçen yıl anakaraya taşındı Rebecca üniversiteyi bitirmek için burada kaldı.
Sa mère, mais elle a déménagée vers le centre l'année dernière et Rebecca est restée derrière pour finir à U de H.
Kimsenin ne annesi, ne kızı ne de karısı.
Ni la mère, la fille ou l'épouse de quiconque.
- Annesi almaya mı gelmiş?
Sa mère est venue?
Alak'ın annesi insan kültürü konusunda oldukça bilgili.
La mère d'Alak connaît bien la culture humaine.
Seninle iyi anlaşacağız Nick'in annesi.
Je pense qu'on va bien s'entendre, maman de Nick.
- Herhalde annesi gideceği için.
- C'est parce qu'elle nous quitte.
Annesi haklıydı.
Maman avait raison.
Annesi çağırıncaya kadar kaybolduğundan haberim yoktu. Ve ne zaman alacağını sordum.
J'ignorais qu'elle avait filé, jusqu'à ce qu'on me demande de venir la chercher.
Bizi annesi alacak, Bobby de bizimle konserde buluşacakmış.
Sa mère nous récupère et il nous rejoint au concert.
Bu geceki 4for1 konserine bileti vardı, ama işten çıkamadığı için bizi annesi alacaktı.
Il a dit avoir des billets pour le concert des 4for1, mais il était coincé au boulot, donc sa mère nous a récupérées.
Annesi için korkuyor.
Elle a peur pour sa mère, vous comprenez?
Annesi işteyken onu öldürene kadar dövdü.
Il... il l'a battu à mort pendant que sa mère travaillait.
Bob'un annesi ölmüş.
La mère de Bob est morte.
Sophie'nin annesi olmalısın.
Vous devez être la mère de Sophie?
Bak, bu ufaklıkla ilgili endişelerin var, farkındayım. Kyle'ın annesi nasıl karşılar bir düşün. Hiç tanımadığı birisi oğlunun yanı başında oturuyor.
Vous êtes très inquiète pour lui, mais je doute que la mère de Kyle appréciera de trouver une parfaite étrangère au chevet de son fils.
Sekiz yıl sonra, annesi bir başka çocuk olarak doğduğunu sanıyor.
Huit ans après, la mère pense qu'il est réincarné en un autre enfant.
Az önce çocuğun annesi ile uzun, can sıkıcı bir konuşma gerçekleştirdim.
Je viens d'avoir une très longue et très désagréable conversation avec sa mère.
Bu oğlan da annesi kadar aptal.
Je jure que ce garçon est aussi bête que sa mère.
Annesi orada kalıyormuş.
Sa mère y vit en secret.
Agah Bayar'ın bir annesi olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Imagine-toi que... Agah Bayar a une mère.
Sadece annesi var.
Il n'y a que sa mère.
CIA Subayı Joanna Teague. Ajan Dorneget'in annesi.
L'officier de la CIA Joanna Teague, la mère de l'agent Dorneget.
- Ajan Dorneget'in annesi.
La mère de l'agent Dorneget.
Demek istediğim ; Eğer Gregory'nin annesi onlarla yaşamak için gelirse seks hayatlarına veda edebilirler!
Tout ce que j'ai dis, c'est que si la mère de Gregory emménage chez eux, ils peuvent dire au revoir au sexe!
- Annesi mi?
Sa mère?