Antik tanrıların traducir francés
110 traducción paralela
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de guerre et des rois, un pays en plein désordre demandait un héros.
Antik tanrıların savaşçı lordların ve kralların zamanında karmaşa içindeki bir ülke kahramanını arıyordu
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de guerre et des rois, un pays en plein désordre demandait un héros.
Antik tanrıların zamanında savaş lordları ve krallar... Karışıklık içindeki bir ülke kahramanını arıyordu...
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de guerre et des rois, un pays en plein désordre demandait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des Dieux de la mythologie, des seigneurs de guerre et des rois, un pays en plein désordre demandait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de guerre et des rois, un pays en plein désordre réclamait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays en plein désordre demandait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays dans le chaos demandait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays dans le chaos demandait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois, Un pays dans le chaos demandait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des dieux de la mythologie, seigneurs de la guerre et les rois, un pays en plein désordre, demandait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında.... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays dans le chaos demandait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois, une pays dans le chaos demandait un héros.
Antik Tanrıların... savaş lordlarının ve kralların zamanında... kargaşa içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la terre et des rois, un pays dans le chaos demandait un héros.
Antik tanrıların savaşbeylerinin ve kralların zamanında karmaşa içinde bir ülke kahramanını arıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays dans le chaos demandait un héros.
Antik Tanrıların, Savaş Lordlarının ve Kralların zamanında kargaşa içindeki bir ülke kahramanını aramaktaydı.
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays en plein désordre réclamait un héros.
Antik Tanrıların... Savaş lordlarının... Ve kralların zamanında...
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays en plein désordre réclamait un héros.
Antik Tanrıların, savaş lordlarının ve kralların zamanında kaos içindeki ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays dans le chaos demandait un héros.
Antik tanrıların, Savaş lordlarının Ve kralların zamanında Kaos içindeki bir ülke bir kahraman için haykırıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays dans le chaos demandait un héros.
Antik tanrıların savaşbeylerinin ve kralların zamanında karmaşa içinde bir ülke kahramanını arıyordu.
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays en plein désordre réclamait un héros.
Antik Tanrıların... Savaş lortlarının... Ve kralların zamanında...
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays en plein désordre réclamait un héros.
Antik tanrıların ve savaş krallarının zamanında, bir yerde bir kahraman doğdu.
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays en plein désordre réclamait un héros.
Antik tanrıların ve savaş krallarının zamanında, bir yerlerde bir kahraman doğdu.
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays en plein désordre réclamait un héros.
Sonra antik tanrıların lütfuyla yaratıklar durmuş ve biz onları katlederken sakince durmuşlar.
Puis, par la grâce des anciens dieux, les bêtes s'arrêtèrent et s'assirent paisiblement pendant qu'on les tuait.
Onların kanlı karkaslar antik tanrıların susuzluğla sönecekler
Leurs carcasses sanglantes étancheront la soif des anciens dieux.
O bu gece benim odama gelecek. Ve yarın Antik Tanrılar tapınağında evleneceğiz.
Il doit me rejoindre cette nuit et demain, notre mariage sera célébré par l'ancien culte.
Antik Yunanlılar bu hastalığa yakalananları tanrıların sevdiğine inanırdı.
Pour les Grecs... ceux qui en souffraient étaient des élus.
Antik Yunan döneminde sade çobanların ve kabilelerin arasında tanrılar olarak karşılanırlardı.
Les simples bergers et les peuples de la Grèce primitive auraient pu les prendre pour des dieux.
Antik Yunanlılar insani olayları Fates isimli üç tanrıçanın ördüğü bir kilimin belirlediğini düşünmüşler.
Les Grecs pensaient que la vie humaine était une tapisserie... créée par trois déesses : les Parques.
Antik Yunan'lılar Samanyolu'nun belirgin hatlarını Tanrıça Hera'nın göğüslerinden akan süte benzettiler ve * milky way * ismini koydular.
Pour les Grecs de l'Antiquité... la traînée de lumière diffuse dans le ciel... serait le lait de la déesse Héra... que son sein épanche à travers l'univers.
Antik Tanrılar'ın Savaş Lordları'nın ve Krallar'ın zamanında kargaşa içindeki bir ülke kahramanını aramaktaydı.
À l'époque des Dieux de la mythologie... Des seigneurs de guerre et des rois de légende... Un pays en plein désordre demandait un héros.
Antik Tanrılar'ın Savaş Lordları'nın ve Krallar'ın zamanında kargaşa içindeki bir ülke kahramanını aramaktaydı.
À l'époque des dieux de la mythologie... Des seigneurs de guerre et des rois de légende... Un pays en plein désordre demandait un héros.
Antik Tanrılar'ın Savaş Lordları'nın ve Krallar'ın zamanında kargaşa içindeki bir ülke kahramanını aramaktaydı.
A l'époque des dieux de la mythologie, des seigneurs de guerre et des rois, un pays en plein désordre demandait un héros.
Antik çağlarda bütün topraklar yaşlanmış ormanlarla kaplıydı ve bu topraklarda tanrıların ruhları yaşardı.
Autrefois... la forêt couvrait le pays... où, depuis la nuit des temps... habitaient les esprits des dieux.
Olympos'u duymuşsundur, değil mi? Antik Yunan'da üstünde Tanrıların yaşadığı Olympos Dağı.
Vous connaissez le Mont Olympe, là où les dieux grecs vivaient?
Yani bir düşünün, antik çağlardaki tanrılarımızın rolünü üstlenmişler.
Ils ont pris le r " le de nos dieux anciens. Qu'en concluez-vous?
Tıpkı... antik Mısır tanrılarının soyağaçlarına benziyor.
On dirait la généalogie des anciens dieux égyptiens.
Söylentiye göre Set ve bütün yardakçılarının eski Mısır'da öldürülmesinden sonra,..... antik Yunan'da Typhon adlı benzer bir tanrı ortaya çıkmış.
Aprês la mort supposée de Seth et de ses disciples dans l, antiquité égyptienne, un dieu similaire apparut en Grêce : typhon.
Antik Tanrı'ların savaşçı lordların ve kralların zamanında karmaşa içindeki bir ülke, kahramanını arıyordu.
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois, un pays dans le chaos demandait un héros.
Antik Tanrı'ların savaşçı lordların..
A l'époque des anciens dieux, des seigneurs de la guerre et des rois,
Antik Mısırlılar, tanrıların kili şekillendirerek insan haline getirdiğini ve dünyevi bir cennete koyduğuna inanıyorlardı.
Les anciens égyptiens croyaient que les dieux avaient modelé de l'argile en forme d'humains, et les avaient déposé dans un paradis terrestre.
Ayrıca hadi ama, dostlarımız antik Olmekler jaguar tanrılarını memnun etmek için hem annesi hem de kızlarıyla yatmamışlar mıdır?
Mais elle est géniale. Et soyons honnêtes, est ce que nos amis les Olmèques [un peuple précolombien] n'ont ils pas couché avec leur mères et leur filles pour satisfaire le Dieu Jaguar?
Şey, antik dünyadaki pek çok tapınak... Tanrıların dünyevi meskenleri olarak düşünülürdü.
De nombreux temples, jadis, étaient les demeures terrestres des dieux.
Antik Yunan'ın tanrıları ve kahramanları, artık yeni dünyanın ve çağın efsanevi figürleri olan tukan, pusula ve cennetkuşuyla buluşmuştu.
Les dieux et héros de la Grèce antique étaient maintenant réunis par les images mythiques d'un nouveau monde et d'un nouvel âge un toucan, une boussole, un oiseau du paradis.
Fakat kanaatimce, antik dünyadan günümüze ulaşanlar içindeki en yenilikçi fikir doğa olaylarının kaprisli tanrıların ne cezalandırması ne de ödüllendirmesi sonucu olduğu fikriydi.
Mais à mon avis, l'innovation la plus révolutionnaire transmise par ce monde ancien est l'idée que les événements naturels n'étaient ni une punition, ni une récompense provenant de Dieux capricieux.