Araştırdım traducir francés
2,810 traducción paralela
Jason'ın kredi kartını araştırdım.
J'ai consulté les relevés de cartes de crédit de Jason.
Şu benzin bidonlarından birinin barkodunu araştırdım.
J'ai vérifié le code barre sur l'un des bidons d'essence.
Glennda'nın parmak izleri cinayet mahallindeki hiçbir izle uyuşmadı ve zennelerin geçmişlerini araştırdım.
Bien, les emprientes de Glennda ne correspondent à aucunes des empreintes de la scène de crime, et j'ai vérifié les antécedents des drag queens,
McTierney'in dolabını araştırdım.
J'ai fouillé le casier de McTierney.
Spinal stinoz olmak için çok gencim. Hastalığı araştırdım.
Je suis beaucoup trop jeune pour avoir une Sténose spinal.
- Araştırdım.
Je l'ai fait.
Ben de onu araştırdım.
Donc j'ai vérifié.
Araştırdım.
J'ai fait des recherches.
Çünkü anneni araştırdım ve görünen o ki baban olmadığında annen başkalarıyla -
Parce qu'en réalité j'ai fait des recherches sur ta maman et il s'avère que tout ce temps tu étais à la maison avec papa, et maman était sortie se taper- -
Bazı verilerden adını araştırdım.
J'ai cherché les noms et quelques données.
Koruyucu programında çalışan hamile kadınları araştırdım. Annelik arzusu ya da doğum sonrası psikozu olan yok.
Aucune employée enceinte du réseau d'accueil n'a de symptôme post-partum.
Senin de bildiğin gibi son sığınağımız için birçok güzergah araştırdım ve hayat tarzımız ve güvenliğimiz için ihtiyacımız olan özel isteklerimizle birlikte kısa bir liste oluyor.
Comme tu le sais J'ai vérifié beaucoup d'emplacements, pour notre dernier refuge, et avec nos demandes spécifiques pour le style de vie et la sécurité, la liste est courte.
317 numaralı deponun sahibinin ismini araştırdım.
J'ai recherché le nom du lot 317
- Biraz daha araştırdım. Meğer sahibinin yeğeni, Frank Lowell, iki ay önce şartlı tahliye olmuş.
Apparemment, le neveu du propriétaire, Frank Lowell, a été libéré sur parole il y a deux mois.
- BP'nin Deepwater Horizon'ını araştırdım.
- J'ai vérifié auprès de BP.
Al'in teknesini araştırdım.
Hey, je viens de finir on traite le bateau de Al.
Al Burgess'in telefonunu araştırdım ve Katie'nin kocasının aradığı son yer yerel hukuk bürosu.
J'ai regardé dans le téléphone d'Al Burgess et le dernier appel que le mari de de Katie avait fait était à un bureau d'avocats.
- Hayır, araştırdım.
- Non, j'ai fait une recherche dessus.
İnternette araştırdım onu.
Bien, je l'ai cherché sur Google et je l'ai trouvé.
Ayrıca saflık oranını da araştırdım. Oradaki ortalama saflık yüzde 60 civarında.
{ \ pos ( 192,200 ) } Après vérification, la pureté ne s'y élève qu'à 60 %.
Ev telefonunu araştırdım.
J'ai regardé dans l'annuaire inversé avec son numéro de téléphone.
Stüdyo hattı boyunca numaranın kime ait olduğunu araştırdım.
J'ai couru l'extension à travers le répertoire studio...
Az önce Yargıç Cully'i internetten araştırdım başkomiserim.
J'ai googlé le nom du juge Cully, Capitaine.
DNA'yı araştırdım. Sokaktan alınan DNA ile Robert'ın diş fırçasından alınan DNA eşleşti.
J'ai analysé l'ADN ; il y a eu une concordance entre le sang dans l'allée et l'ADN sur la brosse à dents de Robert.
Bütün numaraları araştırdım ama bir şey çıkmadı.
J'ai cherché tous les numéros et j'ai eu aucune pistes.
Aktif IP adresini araştırdım.
Je l'ai tracé jusqu'à son adresse IP active.
Derrick Poole'un bazı çalışanlarını araştırdım. Olası şüphelileri Carl ve bir kaç çalışana indirdim.
Je cherchais déjà dans les travailleurs de Derrick Poole, et j'ai trouver Carl entre autres.
İnternetten araştırdım. Tüm medikal siteler, babamın semptomları için aynı şeyi söylüyor.
J'ai regardé en ligne, et tous les sites médicaux disent la même chose sur le symptôme de mon père.
Seni google'da araştırdım.
Je, um... je t'ai googlelisé.
Seni Google'dan araştırdım.
Je t'ai googleisée.
Araştırdığımız kurban ölmeye hazırlanan birisi değildi.
La victime sur laquelle on enquêtait n'était pas quelqu'un pret à mourir.
Araştırdın mı?
Eh bien, avez-vous enquêté?
Arabası için çıkardığımız arama emrini araştırdık.
Sur une intuition, nous sommes retournés à Bolo et c'était son numéro de voiture.
Lindsay'e ufak bir araştırma yaptırdım.
J'ai demande a Lindsay d'enqueter.
Araştırdığımız bir aramanın kimin tarafından yapıldığı Bay Juan...
Le problème avec les cartes d'identité bidons, Mr. Smith, c'est qu'en général on obtient le résultat de ce qu'on a payé et là, je suppose que c'est dans les 10 $, hein? Juan...
Yeni Yıl Arifesi'nde Jim, 2010'da kaçırdığımız veya gereken önemi vermediğimiz haberleri araştırıyordu.
Jim a passé tout le Nouvel An sur des infos qu'on a ratées ou qu'on a survolées en 2010.
Benim için araştırdın mı?
T'as cherché ça pour moi?
Bu Mike'ın araştırdığı kadın mı?
Merci. C'est la femme dont Mike vérifiait le permis?
İntihar olarak kapatılmış bir ölümü araştırdığını. niye 2-7 ekibinden duyduğumu açıklar mısın?
D'accord, tu veux m'expliquer pourquoi j'entends dire de la 27ème que tu enquêtes sur un mort qu'ils ont classé comme un suicide?
Kullanmayacağız, ama Brad Northwestern'den bu yana bunu iyice araştırdı özellikle 18 ila 49 yaşlardan aldığımız geribildirimler daha yeni yeşile döndü.
Non, par contre Brad a fait des recherches poussées depuis Nothwestern, et les réactions qu'on continue de recevoir, surtout entre 18 et 49 secondes est juste couvert de drapeaux verts.
Jude'un son zamanlarda karakterine aykırı davrandığımı biliyoruz Max, biraz araştırdı.
Nous savons que Jude a agit de façon bizarre ces derniers temps et Max a enquêté.
- O araştırdığım soygunları biliyor muydun?
Tu te souviens de ces vols sur lesquels je travaille?
Eğer hâlâ Juárez'de olsaydık ve ben hâlâ polis olsaydım önce bizi araştırırdım.
Si nous étions à Juárez et si j'étais encore dans la police, je m'intéresserais à nous.
Onu araştırdım. O bir avukat.
Ecoute, j'ai fait des recherches sur lui.
Tamam, bak biraz araştırdım.
J'ai fait des recherches.
Vartann takım arkadaşlarının isimlerini ve lisans numaralarını araştırdı sahteymiş.
Vartann a cherché les noms et les numéros de licences de ce gars et de ses coéquipiers... ils sont bidons.
Bayan Veck, araştırdığımız kaza 75 km'lik bir çevrede oldu.
Ms. Veck, l'accident sur lequel nous enquêtons s'est produit au kilomètre 75.
Teksas plakasını kendim araştırdım geçen gece.
J'ai identifié la plaque du Texas cette nuit.
Teksas plakasını kendim araştırdım geçen gece.
J'ai vérifier la plaque d'immatriculation hier soir.
Acaba Mandy'nin bu durumu araştırdığının farkında mıymış?
Était-il au courant de ces recherches?
- Roya'nın Oxford'daki sınıf arkadaşlarını araştırdın mı?
As-tu essayé ses camarades d'Oxford? Oui.