Arkadaşınız mı traducir francés
6,130 traducción paralela
Senin kız arkadaşın mı var?
- Tu as une copine?
Tam da Marcel ile birlikte senin gerçekleştirmiş olduğun başarısız çifte ajan rolünden bahsediyorduk. Yaptığımız çıkarımlara istinaden, hâlâ şehirde olduğunu ve bir arkadaşın misafiri olduğunu düşünmekteyiz.
Marcel et moi évoquions la perte de ton statut d'agent double, et on a pensé que tu étais toujours en ville et en compagnie d'une amie...
Davina'nın keman çalan ruh ikizi arkadaşı Timithy'yi burada benimle birlikte yalnız mı bırakacaksın sahiden?
Tu vas me laisser seul avec l'âme soeur violoniste de Davina?
Canlı arkadaşımızı bulmak için.
Pour trouver notre amie qui n'est plus morte.
Teddy, sen resmen benim kahramanımsın. Benim kız arkadaşımı sergiye götürüyorsun.
Teddy, tu es mon héros.
Bir sonraki, Leopar, küçük denizci kız ve buradaki şeftali renginde arkadaşımızın da bir görüşme için uygun giyinmediğini söyleyeceğim.
Ensuite, le léopard, la jeune femme en tenue de matelot et notre amie en pêche ne sont pas habillées pour une entrevue non plus.
- Oh. ya da arkadaşımızın arabasında sohbet etmiyoruz.
Ni dans le parking, ni dans la voiture d'une amie.
Arkadaşımın kızı.
C'est la fille de mon ami.
- Arkadaşınızım.
- Je suis votre amie.
Babanızın arkadaşı ve iş ortağıydım.
J'étais un ami et un associé de votre père.
Ryan'ın kız arkadaşı mı var?
Ryan a une petite amie?
Ryan'ın kız arkadaşı mı var?
Il a une copine?
O ibne arkadaşınızı bulacak kadar uzun yaşamak istiyorsanız, beni dinleseniz iyi edersiniz.
Si vous voulez survivre pour retrouver votre oopain tapette, vous feriez bien de m'èoouter.
Dün gece arkadaşımız Doug'ın başına ne gelmiş olabilir, bir fikrin var mı?
Pour hier soir, savez-vous oe qui est arrivè à notre ami Doug?
Alejandro'nun kız arkadaşı olmam için beni seçmesi benim suçum değil.
Ce n'est pas de ma faute si Alejandro m'a choisie pour être sa petite amie.
Adam'ın kız arkadaşıyım.
Oh, je suis la copine d'Adam.
Adam'ın kız arkadaşıyım.
- Je suis la copine d'Adam.
- Uçaklar Çinli arkadaşımızın şirketinin.
Combien de voyages? Pour Kansas City : 38 depuis 2005
Hepiniz, hepinizin en iyi arkadaşıymışsınız gibi davranıyorsunuz, Isaac,... ama ben takıma girmek için burayım.
Tu peux faire semblant d'être notre ami, mais je veux entrer dans l'équipe.
Kız arkadaşın var mı tatlım?
Alors, tu as une petite amoureuse, toi?
- Kız arkadaşın mı?
Ta meuf?
Trixie... Arkadaş mıydınız?
Trixie... un ami?
Kız arkadaşım Ruby Wills'e kaçtım. O da kapıyı açtı ve ben de çok korktum çünkü birini öldürmüştüm. Bu yüzden o beni öpemeden onu parçalara ayırdım ve o neşe transına tekrar girdim.
J'arrive à la maison d'une amie, Ruby Willis, et elle m'ouvre la porte et je flippe parce que j'ai eu un billet mort faisant la roue, alors je l'ai déchiré avant qu'elle n'est pu m'embrasser
Bir arkadaşın tarafsız fikirlerine ihtiyacım var.
J'ai besoin de l'avis impartial d'une amie.
Hadi ama dostum eski kız arkadaşını Facebook'dan izlemeyi bırakır mısın?
Tu peux arrêter d'espionner ton ex sur Facebook?
Çünkü senin kız arkadaşın mı?
Parce que c'est ta copine?
Birçok arkadaşımızın o partiye katılmasından dolayı endişeliyiz.
On est inquiet, papa. Certains de nos amis iront à sa fête et pas à la nôtre.
Gençler, Iütfen küçük arkadaşımızı yakaladığınızda insanlık yapın, tamam mı?
Les gars, s'il vous plait rappelez-vous, quand vous attraperez notre petit ami, soyez humain, d'accord?
Adını ve fotoğrafını arkadaşımız Eric'e gönderdim.
J'ai envoyé ton nom et ta photo à notre ami Eric.
Arkadaşımızın soyulmasına ve tüm paramızı kaybetmemize rağmen ikinizin eğlenebilmesi ne hoş.
Heureuse de savoir que vous vous appréciez tous les deux après que notre pote se soit fait agressé et qu'on est perdu notre argent.
Senin kız arkadaşınım ve ihtiyacım olan...
Je suis ta copine.
Kızlarımızın arkadaş olmasına çok memnunum.
Je suis vraiment contente que nos filles deviennent amies.
Biz sadece arkadaşımızın ilk defa gece dışarı çıkışını kutluyoruz.
On est juste ici pour célébrer la première sortie de mon ami.
Orasını tahmin etmiştim zaten. O yüzden kardeşinin tüm yazını içinde boğularak geçirdiği eski bir kasa buldum. Ve onu, içinde arkadaşınız Matt ile birlikte bu arazide bir yere gömdüm.
Je m'en doutais, c'est pourquoi j'ai retrouvé le coffre dans lequel ton frère a passé l'été à se noyer et je l'ai enterré sur cette propriété avec votre ami Matt à l'intérieur.
Selam Jeremy. Ben Bonnie Bennett. Hatırlatmaya ihtiyacın varsa hatırlatayım, senin kız arkadaşın.
C'est moi Bonnie Bennett, ta copine, juste au cas où tu as besoin de te rappeler, qui est heureuse de faire ça jusqu'à ce que tu me rappelles.
- O kız arkadaşım değil.
- Elle n'est pas ma petite amie.
Takım arkadaşınızı sevmeyen biri.
Une personne qui n'aimait pas votre coéquipier.
- Sen sadece kız arkadaşım değilsin.
- Tu n'es pas juste ma copine.
Benim gerçekten yani biz normalde O benim kız arkadaşım değil.
Ce n'est pas vraiment... Je veux dire, nous n'avons pas vraiment... C'est pas ma copine.
- Gloria benim kız arkadaşım değil.
Gloria n'est pas ma copine.
Derek'in arkadaşı mısınız?
Là, je connais le gamin mais je ne crois pas qu'on se connaisse.
Kız arkadaşımın vajinasına diktatör demeyin!
Ne donne pas des noms de dictateurs au minou de ma copine.
Dışarıdaki arkadaşımız kankalarını çağırıyor belli ki.
On dirait que notre ami là-bas essaye d'appeler tous ses potes.
Eski kız arkadaşımın vajinasından bahsetmesek olmaz mı?
Peut-on ne pas parler du vagin de mon ex-copine?
Görüyorsun, arkadaşınla yaşadığımız şeyler beni dibe çekiyor ve etrafın da dikkatini çekiyor. Bunu daha fazla sürdüremem.
Mais cette histoire avec ton amie, ça pèse sur moi, ça attire l'attention, et je ne peux plus tolérer ça.
Beyaz zehir benim hayatımın aşkı, en iyi kız arkadaşım...
L'héroïne est l'amour de ma vie.
- Kız arkadaşın mı?
Ta copine?
Birkaç hafta önce hayranın Roy Harper ve kız arkadaşı yanıma gelip Max Stanton'un ölümünü araştırmamı istediler.
Personne ne le sait. Il y a quelques semaines, j'ai été approchée par votre fanboy, Roy Harper, et sa petite amie. Ils m'ont demandé d'enquêter sur la mort de Max Stanton.
İlk tepkimiz bir yıldır çalıştığımız bu kişi, bu iş arkadaşı 13 yaşındaymış ve henüz 14'üne girmiş ve ikinci tepkimiz ise " O'nunla tanışmamız lazım.
Et donc leur première réaction a été, bien, vous savez, cette personne, ce collègue avec lequel ils travaillaient depuis toutes ces années... avait 13 ans à l'époque où ils travaillaient ensemble, et n'avait que 14 ans maintenant. Et leur seconde réaction a été : " Seigneur, nous voulons vraiment le rencontrer, vous savez.
JSTOR bizim arkadaşımız değildi, yardımcı olduğu bir konu da yoktu. Sadece bu konuyla alakadar olmak istemiyorlardı.
JSTOR, ils n'étaient pas nos amis, ils ne nous aidaient pas et ne se montraient pas amicaux, mais ils ont juste dit qu'ils ne prendraient pas part à cela.
Son etkileşimimiz de arkadaş olmadığımızın kanıtı oldu.
Surement que notre dernière discussion a montré que nous ne sommes pas amis.