Atladı traducir francés
3,929 traducción paralela
Hickory Dickory tak. Atladı fare pat. Saat geldi... 10'dan 11'e de dalga var.
Tic, tac, toc Le chien s'en prit à l'horloge
Fontainebleau'daki Novack'dan "Moulin Rouge" ekibini çalmayı denedim ama avukatları üzerime atladı.
J'ai essayé de voler le Moulin Rouge à Novack au Fontainebleau, et ses avocats se sont jetés sur moi.
Bir hastanenin ikinci katındaki pencereden atladım apandis ameliyatı olmam için götürmüşlerdi.
Je me suis blessé en sautant du 2e étage d'un hôpital où on m'avait conduit pour une appendicite.
Chambers, apandis ameliyatı için getirildiği bu hastanenin ikinci katından atladı ve polislerin dediğine göre, "öylece atladı."
Chambers se remettait d'une appendicite au 2e étage de cet hôpital quand, selon la police, il a sauté par la fenêtre.
Onu kontrole gittim ve sonraki bildiğim tek şey pencereden atladığıydı.
Au moment où j'entrais pour le soigner, il a sauté.
Sensiz yaşayamayacağımı anladım, bu yüzden atladım.
Et je ne voulais pas vivre sans toi, alors j'ai sauté, et, eh bien...
Bebeğini aldı ve suya atladı.
Elle a emmené son bébé. Ils ont sauté dans l'eau.
O aşamayı atladım. İki yıl dayandıktan sonra nefsime yenik düştüm ve her hafta kilisede toplanan paradan çalmaya başladım.
Au bout de deux ans, la tentation me coûtait trop cher, alors j'ai commencé à voler des offrandes.
Bak böyle atladı!
Comme ça!
Atladığımdan ötürü, yanlış bir izlenime kapılmış olmanı sağlamış olabilirim.
Et, par omission, il est possible que je t'aie donné une impression qui n'était pas tout à fait exacte.
Pencereden atlamadı mı? Pencereden atladığını düşünmüyor musunuz?
Il est peut-être sorti par la fenêtre?
Tamam, önüme bir adam atladı.
Je me suis fait agressé.
Fakat sen Norton'un tuzağına balıklama atladın ve cinayet işlemeye karar verdin.
Mais vous êtes tombé droit dans le piège de Norton et avez décidé de tuer.
Tanrım. Eric "O" yu atladığını fark etti.
Eric savait qu'il avait oublié le h.
- Biri tellerden atladı demin. - Başka biri var mı?
Personne d'autre?
İnsanlar son anda gemiden mi atladı?
Les gens ont sauté du vaisseau au dernier moment?
- Kötü haber ise yüzüme atladı..
Et une mauvaise : il a atterri sur ma tête.
Atladım.
J'ai sauté.
- Şu anda uçurumdan atladın.
Tu exagères, là.
Atladığım bir şey var mı, Julia?
Est-ce que j'ai manqué quelque chose, Julia?
Sanırım atladığın bir nokta var Lenton.
- Lenton, vous avez raté une étape.
Üstelik birkaç basamak da atladın.
Et tu as sauté quelques échelons, en passant.
Hayatıma girdiğinden beri kim olduğun hakkında yalan söyledin öldüğün kısmı söylemeyi de atladın sonra da nişanlımın anısını mahvettin.
Depuis que tu es revenue dans ma vie, tu as menti sur qui tu es tu as passez la partie où ça pouvait me tuer et puis tu as détruit le souvenir de ma fiancée.
Bizi önce Henry ile öpüştürdüğü kısmı atladın.
Tu oublie que d'abord il nous a fait peloter par Henry.
Ben Furusho Nashua'daki bir Holiday Inn'in ikinci katından atladı.
Ben Furusho a sauté du 2e étage d'un hôtel à Nashua.
Hizmetçi atladıktan hemen sonra Hatch'in odası.
La chambre d'Hatch juste après que la domestique est sautée.
Küçük kurnaz lanet pencereden atladı.
Heu, il vient de sauter par la foutue fenêtre.
Ellerini locanın kenarına koydu ve ayaklarını üzerinden geçirip atladı.
Il a mis ses mains sur le coussin de la loge et il est passé par-dessus avec ses pieds.
Ya başkan locasından sahneye atladığı sırada ya da atının düşmesi sonucunda Booth'un sol ayak tarağının dört cm yukarısında kavalkemiğinde bir kırık oluşmuştu.
Que ce soit en sautant sur la scène depuis la loge présidentielle ou suite à la chute de son cheval, Booth a subi une fracture nette du péroné, quatre centimètres au-dessus de son coup de pied droit.
Hızlanmaya başlayınca da hareket hâlindeki trenden atladım.
Donc, la chose commence à accélérer, donc je saute du train en marche.
Babam bir kandili yakmak için alkol dolu bir fıçının üzerine atladı.
Mon père, pour allumer une lampe, est monté sur un baril d'alcool.
- Ağaçtan sırtıma atladı.
Il a sauté d'un arbre, en plein sur mon dos.
Neden atladın?
Pourquoi t'as sauté?
Tyler otobüsün önüne atladı da cesedine hippi zombiler acımasızca tecavüz mü etti?
Tyler est passé sous un bus et son corps a été violé par des hipsters zombies?
Bu sabah, kadının biri küçük çocuğuyla atladı.
Une femme en a sauté ce matin avec sa petite fille.
Atladı mı?
Elle a sauté?
Önce restoranda sana tokat atmama izin verdin. Sonra arabamı takip ettin. Ve sonra ateşe atladın.
Tu me laisses te gifler, tu me suis en voiture... tu te jettes au feu et maintenant, devant ma voiture?
Sonra, üç oğlumuz uçağa atladı ve bize katıldı.
Et plus tard, nos trois fils nous rejoignirent.
Haberlerde kamyondan atladığın yazıyordu.
D'après les infos, t'as sauté d'un camion.
Burada türküleri biz atladığımızı düşünüyorum, bu şiirlere bakarken.
On néglige les chansons folkloriques en se concentrant sur les poèmes.
O bölümü de atladım.
Ça aussi je l'ai esquivé.
* Ama Rico biraz haddini aştı, Tony barın arkasından atladı *
♪ But Rico went a bit too far ♪ Tony sailed across the bar
Ve ben de hiphop müziğin zamansız sanatını çalışmak için o saçmalığı atladım.
Et j'ai laissé tomber toute cette merde pour étudier les arts intemporels.
Babanı örnek olarak al. Üzerime ilk atladığı zaman kilisedeydik.
Regarde ton père, la première fois qu'il m'a saute dessus, c'était à l'église.
Sanırım ben üç numaralı seçeneği atladım.
Je suppose que j'ai oublié l'option numéro 3.
Senin için bir kurşunun önüne atladı, değil mi?
Il a pris une balle pour toi, non?
Francis onun üstüne atladı.
Francis lui a sauté dessus.
Tezgahın üstüne atladı, yazar kasadan para bölmesini söktü çıkardı ve dükkanın içine saçtı.
Alors, il a sauté par-dessus le comptoir, il a arraché le tiroir-caisse de la caisse, l'a lancé à travers le magasin.
Yola niye öyle atladın?
Pourquoi t'es tu jetée sur la route de cette façon?
'Atladığım biri vardı.'
"Il y a une personne qui manque."
Bu tam olarak Merete'nin sözde atladığı an.
C'est là qu'elle aurait sauté.