Audience traducir francés
3,496 traducción paralela
Yarın duruşmanızda yanınızda olacağım.
Je serai à votre audience, demain.
Hayır, ailem yarın duruşmada olacak...
Ma famille sera là à l'audience.
- 3 dakika içinde bir duruşmam var.
- Mon audience va commencer.
Duruşma odasına girmeden önce koridordaki adamı gördüm mü?
Avez-vous vu le type dans le couloir juste avant notre retour en salle d'audience?
- Duruşmama gelmeniz gerekiyordu.
Vous étiez censés venir à mon audience aujourd'hui.
Amirliğimin resmileşmesine 12 gün var.
Mon audience de confirmation se tient dans douze jours.
O gün Senatör Lockhart'ın başlayacağı gün.
C'est le jour où commence l'audience de confirmation du Sénateur Lockhart.
Mike Henry! Garantili reytingler.
Audience garantie.
Garantili reytingler.
Audience garantie.
Oldukça ilgi çekici bir hikaye,... ve bunu ulusal seyirciye duyurma fırsatını verdiğin için teşekkürler.
C'est une histoire assez fascinante, et j'apprécie que vous lui donniez une audience nationale.
Hutcherson davası konusunda bir anlaşma yapmalıyız. Yolsuzluk mahkemem için burada kalmam gerekiyor. O yüzden de benim...
Nous avons eu un accord sur le cas Hutcherson, et j'ai un séjour sur mon audience de corruption donc si vous avez besoin de moi pour sauter dans tous...
Bayan Hastings, mahkeme için sana giysi seçmem gerektiğini söyledi.
Mme Hastings a dit que je devrais choisir quelque chose que tu pourrais porter à l'audience.
- Çünkü davada daha bir oturum oldu.
Parce que c'est juste une audience.
Şu anda şartlı tahliye ihlali duruşmasındadır büyük ihtimalle.
Il devrait être à son audience pour violation de conditionnelle.
Düşünüyordum da nasıl Cameron bizi aldatmak için anlaşmayı kullandıysa neden biz de onu aldatmak için kefalet duruşmasını kullanmıyoruz?
Je me disais, vu que Cameron a utilisé l'accord pour nous doubler, Pourquoi ne pas utiliser l'audience de libération sous caution pour le doubler?
Çünkü Mikado'nun velayet davasında beni temsil etmesini isteyeceğimi biliyordu.
Il savait que je lui demanderais de me représenter à l'audience pour la garde de Mikado.
Hala dinliyor musunuz? Kullanıcılarımız izleyici kitlesine dönüşecek ve izleyici kitlemiz katılımcıya dönüşecek.
Les utilisateurs sont l'audience et l'audience est constituée de contributeurs.
Duruşma cumaya taşınmış.
L'audience est repoussée à vendredi.
Majesteleri, Da Lisi'nin başkanı Yuchi acilen sizi görmek istiyorlar.
Votre Majesté, Yuchi du Temple Suprême sollicite une audience.
Kayıtlarımı inceleyen birisi mi var?
J'ai enfin droit à une audience.
Lisenizin canlandırma etkinliğine ev sahibi olduğum için çok mutluyum.
C'est avec plaisir que je vous reçois dans ma salle d'audience pour ce procès fictif.
Yargıç Harper'ın salonu ikinci kattaydı.
La salle d'audience du juge se situe au deuxieme étage.
- 17.00'deki davasını ertelemiş öğrenciler 17.10'da gelince onları kontrol etmeye uğramış.
- Elle a ajourné son audience à 17 h, et elle a accueilli les élèves quand ils sont arrivés à 17h10.
Canlandırmaya başladığınızda niye salonda değildi biliyor musunuz?
Sais-tu pourquoi elle n'était pas dans la salle d'audience quand le concours a commencé?
Bu mahkeme salonuna en yakın merdiven boşluğu.
C'est l'escalier le plus proche de cette salle d'audience.
İkinci kattaki odasından ayrılıyor. 17.10'da altıncı kata ulaşıyor. Öğrencilerle konuşuyor.
Elle quitte son cabinet du 2e étage et arrive au 6e à 17h10, parle à ses élèves, puis quitte la salle d'audience à 17h25, mais y retourne et meurt à 17h36.
O mahkeme salonunda olmayı isteyen çok fazla zanlı vardı.
Il y avait beaucoup d'avocats qui voulaient être assignés à sa salle d'audience.
Mahkemeden hiç ayrılmadım.
Je n'ai pas quitté la salle d'audience.
Bu yüzden salondan ayrıldı.
C'est pour ça qu'elle a quitté la salle d'audience.
- Odasında bırakmıştı. - Hayır.
Elle les a laissées dans la salle d'audience.
Adı geçen o, sağ aşağı olurdu Hedef kitlenizi sonra Papa Pius ile.
Il a dit qu'il serait là, après ton audience avec le pape Pius.
Bu sonucuna Açılış oturumu Bu mahkemenin duruşma.
Ceci conclut la session d'ouverture de cette audience.
Bay Goss, gizli oturum istediniz ve isteğiniz yerine getirildi.
Goss, vous avez demandé une salle d'audience sécurisée, et vous l'avez.
Savcı Rios, arabanın sürücüsü Cory Stark'ı da mahkeme salonumda görebilecek miyim?
Et maintenant, D.D.A. Rios, pourrais-je voir le conducteur de la voiture, ce Cory Stark est bien dans la salle d'audience?
Benim mahkememde bu şekilde işliyor.
C'est comme ça dans ma salle d'audience.
Siegel'in duruşması yarın.
L'audience de Siegel est demain.
Gerçekten Sid Rothman ile açık mahkemede "senin sözüne karşılık bizimki" diye iddialaşarak mevzuyu daha da alenileştirmek istiyor musunuz?
Vous voulez vraiment la publicité en plus à jouer à "votre parole contre la sienne" avec Sid Rothman en audience publique?
Bana açık mahkemede cevap verdi ve masum birini hapse atmıyorum ben.
Il m'a répondu à l'audience. Et je ne vais pas mettre une femme innocente en prison.
Bir şey konuşmak istiyorum.
J'aimerais une audience.
Bu "I Love Lucy" sayısı gibi bir şey.
C'est une audience à la I Love Lucy.
Çok deli mahkeme kıyafetlerim vardır.
J'ai quelques tenues d'audience qui déchirent.
Yeni medyaya, bu gece eski medyanın toplamda 80 milyon izleyicisi olduğunu söylesene.
Pourquoi ne dis-tu pas aux nouveaux médias que les vieux ont une audience de 80 millions de personne ce soir?
Dava yarın açılıyor.
L'audience commence demain.
Ed, bu kurula gidip senin kendi evine ait olduğunu göstereceksin.
Vous allez aller à cette audience et leur montrer que vous appartenez à votre propre maison.
Yok, onu dinlemezler.
Non, ils ne lui accorderont pas d'audience.
Tamam, önce toksikoloji raporunu alıyorum. Bütün bunlar ne?
Voici l'affaire 903921, une audience probatoire afin de déterminer s'il y a une raison de tester l'échantillon du sang de Nia Lahey, prélevé post-mortem.
Dediğim gibi gizli bilgilerle işi çözmüyoruz ayrıca üç tane tanığım var buna açık mahkemede tanıklık eden arkadaşın Stephen Huntley de dahil.
Comme je disais, on n'est pas liés par des privilèges et j'ai trois témoins, incluant votre ami Stephen Huntley qui a témoigné pour elle en audience publique.
Avukat bey, başka bir duruşma için dilekçe yapmakta özgürsünüz.
Conseiller, vous êtes libre de demander une autre audience.
Bir sonraki duruşma 25 Eylül saat 15 : 00'de yapılacaktır.
La prochaine audience se portera le 25 septembre à 15 : 00.
- Sonraki oturum ne zaman? - Bir ay sonra.
- C'est pour quand la prochaine audience?
Duruşma ertelenmiştir.
L'audience est levée.