Açıktım traducir francés
2,824 traducción paralela
Feci acıktım.
Je crève de faim!
Açıkçası Fred, ben çok acıktım.
Je meurs de faim.
Doğal olan o şey açığa çıktı, benim tek yaptığım onu kaydetmek oldu.
Tout s'est fait naturellement, je n'ai eu qu'à enregistrer.
Ortaya ilk çıktığımızda o kadar saf ve tazeydim ki, şarkı söyledikçe açıIıyordum ve sonra bir anda herkes, küçümseyen noktadan bakmaya, ya da taklit etmeye başlamıştı.
J'étais naïf et candide quand on a commencé à connaître le succès. Ma façon de chanter, l'introspection, et tout le monde a porté un regard cynique là-dessus ou s'est mis à nous copier.
- Acıktın mı yine? - Evet.
- Tu as de nouveau faim?
Acıktım hatta.
J'ai faim.
- Ben acıktım. Bir şeyler yiyebilir miyiz?
- J'ai faim, on mange?
Öğle yemeği vakti ve aniden acıktım.
C'est l'heure du déjeuner et j'ai très faim!
Anne, acıktım.
J'ai faim, maman.
Hatta acıktım bile, Helen.
En fait, j'ai faim, Helen.
Acıktın mı?
Tu as faim?
Bayadır uyuyor olmalıyım, çünkü acıktım ve hastane yemeğini düşününce bu da birşeydir.
J'ai dû dormir longtemps, j'ai faim... Et il faut le vouloir pour manger dans un hôpital.
Anne, acıktım.
Maman, j'ai faim.
- Evet, diğer hastalığım da açığa çıktı.
Une autre maladie...
Acıktım!
J'ai faim.
Acıktım.
J'ai faim.
Bir amacım vardı ama yine de aklımın başımda olmadığı açıktı.
J'y allais, mais il était clair que mon esprit ne contrôlait rien.
Karnımı acıktırıyorsunuz.
tu me donnes faim
- Ben acıktım.
J'ai faim.
Gidip sandviç alayım mı? Ben çok acıktım.
Tu veux que j'aille chercher des sandwichs?
- Acıktım ama.
- J'ai faim.
Acıktın mı?
Vous avez faim?
Durun. Ben acıktım ama.
Mais j'ai faim.
- Herkes acıktı mı bakalım?
- Quelqu'un a faim?
Dean. Allah bilir neler yaptım ve şimdi sen bunları unutmamı mı istiyorsun? İçine gömdüğün şeyler açığa çıktı.
Dean, va savoir ce que j'ai pu faire.
Vay canına, Grayson duygusal açıdan yanımızdaki buzdolabından bile daha soğuk çıktı.
Grayson est encore plus froid qu'Ellie la pierre tombale. Impossible.
- Bay Shue'nun talimatı gayet açıktı.
M. Shue a donné des instructions...
Sen yine acıktın mı?
Vous avez déjà faim?
Karnım acıktı.
Où est-il?
Hadi bakalım. Dışarıdakiler acıktı.
Ils commencent à avoir faim.
Çok acıktım, enik dolu bir çuvalı bile yiyebilirim.
J'ai si faim, je pourrais manger des chatons crus.
Ne oldu, acıktın mı?
Qu'est-ce qui ne va pas, t'as faim?
Karnım acıktı.
J'ai faim.
İlk defa cinsel ayrımcılık karnımı acıktırdı, ama gerçekten güzel.
C'est la première fois que le sexisme me donne faim, mais c'est quelque chose.
Karnım acıktı.
- J'ai faim.
Acıktın mı, hadi bir şeyler yiyelim.
T'as faim?
Daha çıktısını almadım ama açıkçası Montana'nın öne sürdüklerinden çok da farklı değil.
Je l'ai pas encore imprimé, mais c'est pas si loin de ce que Montana propose.
Karnım acıktı valla.
Ça me donne faim.
- Çok acıktım, Bobby.
- Bobby, je meurs de faim.
Anne, çok acıktım.
Maman, j'ai la dalle.
Kapı açıktı ve kızım da burada.
Ben, la porte était ouverte et, euh, ma fille était à l'intérieur.
- Acıktım.
- Non.
- Acıktın mı? - Evet.
T'as faim?
Oldukça acıktım, doldur bebeğim.
Sers-moi bien, j'ai faim.
Sadece ben miyim, yoksa sizin de karnınız acıktı mı?
- Vous avez faim ou c'est juste moi?
Açıklama yapmaktan bıktım.
J'en ai marre de me justifier.
Karnın acıktı mı? Eminim acıkmıştır.
Ça a dû te creuser.
Belki de sadece acıktım. - Bilemiyorum.
Ou c'est juste la faim.
Çok acıktım.
J'ai une faim de loup!
İştahın açıktır umarım.
J'espère que vous avez faim.
Işıklar açıktı. Zili çaldım, ve lanet olası kapıya Javi çıktı ve aynen bıraktığım gibi, sandalyede oturuyorlardı.
J'ai vu la lumière, j'ai sonné, Javi a ouvert, et je les ai retrouvés exactement là où je les avais laissés.