English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Babası

Babası traducir francés

32,718 traducción paralela
Evet, babasının kredi kartıyla.
Oui, pour la carte bleue de son père.
Hiç onu bu hale getiren şeyin babası olabileceğini düşünmüş müydün?
As-tu déjà pensé qu'elle était comme ça à cause de comment il la traite?
Babası yaptı.
Il était le seul.
O babanızın törenini yönetti, babası da büyükbabanızınkini.
Il a présidé le couronnement de votre père, son père a présidé celui de votre grand-père.
Bu ciddi bir haber çünkü söz konusu adam babasının eski emir eri Albay Peter Townsend, avam biri ve üstüne boşanmış bir avam.
C'est sérieux, car l'homme en question, l'ancien écuyer de son père, le colonel d'aviation Peter Townsend, est un roturier, et un roturier divorcé qui plus est.
İnsanlar kendi özel hikayelerini anlatıyorlar Bu basitçe arkadaşlarınızdan hangisin üvey babası olduğunu bulmanın eğlenceli yolu bu çok acımasızca nakit yerine tampon kabul ediyor musunuz?
C'est un moyen amusant de découvrir lequel de tes amis a eu un beau-père très méchant.
Bu Kirsten Clark! a babasını bulmada yardım edin şovu değil.
Ce n'est pas l'émission Aider Kirsten Clark à Retrouver Son Père.
Marvin babasıyla mı çıkıyor?
Marvin va aller faire un tour avec papa?
Babası beş yıl önce ölmüş.
Son père est mort il y a 5 ans.
Hem anne babasını hem de kendinden küçük ikiz kardeşlerini öldürmüş.
Des parents, un frère et une soeur plus jeunes. Elle les a tués.
Kimmiş babasının koca oğlanı?
Qui c'est le garçon à son papa?
Babasına da hizmet etmiş olan saray mensuplarının yerine niyaz edip duran genç dalkavukları getirdi.
Il a renvoyé des gens qui servaient sous son père pour favoriser des personnes plus jeunes, plus serviles.
Babasıyla da yakındım. Kız kardeşiyle de yakınım.
J'étais proche de son père, je suis proche de sa sœur.
Ahırlarımızdaki ve onları karşılayabilecek her ahırdaki tüm tayların babası olacak.
Il serait le père de tous nos poulains. Et de ceux des écuries ayant les moyens.
Arkadaşın Porchey'nin babası.
Le père de ton ami Porchey.
- Hayır, babası.
- Non, comme je l'ai dit, son père.
Babasının önemli bir şahsiyet olduğunu duydum.
Son pére est un homme important.
Bangkok'tan Trickster107, 14 takipçisine ürünümüzün babasına kalp krizi geçirttiğini tweetlemiş.
Trickster107, de Bangkok, qui a tweeté à ses 14 suiveurs qu'il pense que notre produit a causé la crise cardiaque de son père.
Baracus'ün zombi olup olmadığını kontrol etmeye gittiğim gece beş yaşındaki bir çocuk geldi ve babasına sarıldı.
La nuit, je Baracus zombie-vérifié, son enfant accourut vers lui, ce cinq-year-old boy jetant ses bras autour de son père.
Vaftiz töreninde beni Agnes'in vaftiz babası yaptığında...
Au baptême, quand tu as fait de moi le parrain d'Agnès
Sırf Gracie babasız kalmasın diye, her şeyi bırakıp Hawaii'ye taşındın.
Tu as tout quitté et tu as déménagé à Hawaii pour que Gracie ait un père dans sa vie.
Liani'nin babası kamp alanında kalmış.
Le père de Liani était retourné au camp.
Babasının ismi.
Comme son père.
Philip II, Büyük İskender'in babası.
Philip II était le père d'Alexandre le Grand.
Mina'nın kendi anne ve babasını kandırmam gerekiyordu.
C'était un gros coup. Tromper ses propres parents.
"Onun yerine, annesi Pamuk Prenses'in ve babası Yakışıklı Prens'in seslerini duydu."
À la place, il entendit les voix de sa mère, Blanche-Neige, et de son père, le Prince Charmant.
Çünkü Chloe'nin Babası intihar ettiği için, işi şansa bırakmak istemeyeceğini düşünmüştüm de ondan.
Car je pensais que, comme le père de Chloé s'est suicidé tu ne voudrais prendre aucun risque.
Biyolojik Babasının, onunla bir ilişki kurmak istememesini söylemen?
Lui dire que son père biologique ne veut pas le connaître?
Blaine'in babası Kaos Katili kurbanlarından biri.
Le père de Blaine est l'une des victimes du tueur du Chaos.
- Ayrıca, kurbanlardan biri babası.
- En plus, l'une des victimes était son père.
Tanıklık yaparken babasının kayboluşundan bahsetti mi?
Il a dit quelque chose sur son père porté disparu dans sa déposition?
Blaine'in babasının Whistler'ın yukarısında bir kulübesi vardı.
Le père de Blaine avait une cabine à Whistler.
Kendi üzerinde, temeldeki internetle aynı özelliklere sahip bir ağın babası olabileceği ölçüde kendini düşleyebilir.
Ma réponse est oui, car il est à même d'engendrer... à son tour, d'autres réseaux qui se superposent, et qui ont les mêmes caractéristiques que cet internet sous-jacent.
Bahane değil ama üvey babası şeytani biriymiş.
Aucune excuse, mais son beau-père était du genre mauvais.
Ama üvey babası kirli çamaşırlarını herkesin içinde yüzüne geçirmeye zorluyormuş.
Mais son beau père lui faisait porter ses sous-vêtements souillés sur la tête en public.
Ta ki babası gidene dek.
Jusqu'à ce que son père parte.
Babası gittiğinde Danny kaç yaşındaydı?
Quel âge avait Danny quand son père est parti?
Babası gidince eski dairemizi boyamak istedim.
Je voulais repeindre notre appartement après... le départ de son père.
Kız babası olmak bile...
Avoir des filles, c'est...
Daisy ise babasına çok bağlıydı.
Et Daisy était si proche de son père.
Tam babasının kızıydı.
C'était la fille à son papa.
Daisy'yi hep sallayarak uyuturdu. Daisy de sabahları sandalyede babasının kucağında otururdu.
Il la berçait toujours pour l'endormir, et le matin, elle s'asseyait toujours sur ses genoux.
Kimse, evladı için babası gibi savaşamaz.
J'ai accepté que personne ne se battrait pour un enfant mieux que son père.
Babasının biricik bebeği!
La petite fille à son papa!
Gelinin babası olarak bu ikiniz için bir başlangıç.
J'imagine, en tant que père de la mariée... C'est juste le début pour vous deux.
Kendisi Hunts Point'i yöneten mafya babası.
C'est le boss de la mafia qui dirige Hunts Point.
Nieves'in küçük kızı ikinci cinayet esnasında babasının yanında olduğunu söyledi.
La fille de Nieve lui fournit un alibi pour le deuxième meurtre.
- Ölen çocuğun yani Kuma'nın babası.
Qui est Jin Akagi? C'est le père de Kuma, le père du garçon qui est mort.
Büyük babası Chicago'da polisken ona verilmiş.
C'était à son grand père quand il était policier à Chicago.
Kuma Akagi Wesense babası da Wesen olmalı.
Si Kuma Akagi est un Wesen alors son père aussi.
ABC Sineması'nın bugünkü filmi Ertesi Gün'de büyük bir nükleer savaşın ardından feci olaylar yaşayan sıradan bir aile babasını canlandırıyorum.
Ce soir sur ABC, notre production vous présente le "Jour d'Après". J'y interprète le père d'une famille américaine ordinaire qui a vécu les conséquences catastrophiques d'une guerre nucléaire de vaste ampleur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]