Bakabilirsin traducir francés
820 traducción paralela
Bakabilirsin.
Eh bien, venez regarder
Artık bakabilirsin.
Regarde!
- Artık bakabilirsin. Hadi.
- Tu peux regarder, à présent.
Tıp kariyerinde bir dönüm noktası olarak bakabilirsin buna.
Votre carrière de médecin en sera à jamais marquée.
Artık bana bakabilirsin. İyiyim.
Vous pouvez me regarder à présent, je suis calme.
Hey, gittiğin yere bakabilirsin, değil mi?
Regardez où vous allez!
Bundan böyle, kendi başının çaresine bakabilirsin.
Désormais, débrouillez-vous.
Hayır. Bakabilirsin Şerif.
Allez-y, Shérif.
Şehrin sokaklarında yürürken... birden, bir yabancının yüzüne bakabilirsin.
Dans la rue, il se peut Que vous croisiez un visage inconnu.
- Bunu nerede gördün? - Burada. Kendin de bakabilirsin.
Regarde toi-même.
Ben bakabilir miyim yoksa beni de azarlayacak mısın? - Bakabilirsin.
Puis-je regarder ou allez-vous me sauter à la figure aussi?
Zengin yaşamaya alışmış bir kadına nasıl bakabilirsin?
Comment pouvez vous entretenir une femme habituée à un grand train de vie?
Pekala, kendin bakabilirsin. Şu dolabın içinde. Hadi durma.
Regarde dans le placard.
Ed, bana yardım et. Dr. Spencer'ı eve götürelim orada ona daha iyi bakabilirsin, Julie.
Donne-moi un coup de main Transportons le Dr Spencer chez lui.
Ve giderken birkaç tane tabelama bakabilirsin.
Et en chemin, tu pourras voir mes affiches.
Gerçek aşk arıyorsan bayan, dergilere bakabilirsin.
Si vous voulez une vraie romance, les magazines en sont pleins.
Öyle gözlerini kısarak bakabilirsin ama beni korkutamazsın.
Tu peux me foudroyer du regard, mais tu ne me fais pas peur.
Artık buna bakabilirsin.
Autant que tu la voies.
İstersen bakabilirsin.
Vous pouvez regarder, si vous voulez
Kendin de bakabilirsin.
Vous voyez le résultat.
- Uyuyor. Ama adaşın olduğu için girip bakabilirsin.
- ll dort, mais vu que c'est votre homonyme, vous pouvez entrer.
- Şimdi şerifin icabına bakabilirsin.
- Tu peux t'occuper du shérif.
Ama bakabilirsin.
Mais tu peux.
İnanmıyorsan daha yakından bakabilirsin.
Vous parlez de celui de mon cheval?
Daha başka şeyler de getirdim, istediğin gibi bakabilirsin.
J'en ai apporté d'autres Tu peux choisir ceux que tu aimes
Eğer istersen etrafa bakabilirsin.
Cherche là-dedans, si tu veux.
Yarın mahkemede yerime bakabilirsin, değil mi?
Sois gentil, remplace-moi au tribunal.
Yasaya bakabilirsin.
Vous savez bien.
Bana inanmıyorsun, gidip bakabilirsin.
Eh bien, si vous ne me croyez pas, vous pouvez aller voir.
Bakabilirsin.
Vous voyez bien.
- Bakabilirsin ama dokunamazsın.
- Bas les pattes...
Tanıyacaksın tabi.Kim Kimdir ve Dun Bradstreet dergilerine bakabilirsin...
Vous apprendrez me connaître. Je suis dans Who's Who, Dun Bradstreet... Voil .
Bunu farklı açılardan bakabilirsin. Birilerinin kuyularını kazmaktan özellikle kaçınmak istiyorum.
Les avis sont partagés et je ne voudrais pas créer de polémique.
Bize bakabilirsin.
- ll faudra venir nous voir.
Bana öyle bakabilirsin delikanlı ama sana söyleyebilirim ki, bu dünyadaki en sağlıklı hava sadece Teksas'tadır.
Vous pouvez bien me regarder, mais je peux vous assurer que l'air texan est le seul qui vaille en ce monde.
Demek kendi başının çaresine bakabilirsin, öyle mi?
Tu peux te défendre tout seul, disais-tu!
İstersen bakabilirsin.
Lisez si vous voulez.
Pekala, bir bakabilirsin... yıldızlara!
D'accord, tu vas voir... Prends ça!
İstersen, beni masaya yatırıp keyfine bakabilirsin.
Si vous voulez, allongez-moi sur la table et amusez-vous.
- İstersen bakabilirsin.
Vous voulez voir?
- Kendin bakabilirsin.
- Viens vérifier toi-même.
Bu şekilde bakabilirsin.
Comme s'il l'était.
Bakabilirsin ama dokunma, ufaklık.
Tu peux regarder, mais pas touche, petit.
Tabii, bakabilirsin.
Allez-y.
Belediyenin kayıp eşya bölümüne bakabilirsin.
Essaie les objets trouvés.
Kendin bakabilirsin.
- Tu peux vérifier.
Benim falıma bakabilirsin.
La bonne aventure.
İşlere sen bakabilirsin. Sakin bir gün.
Tu peux te débrouiller.
Burada yok, bakabilirsin.
Comme tu vois, elle n'est plus là.
- Evlendiğimiz zaman bakabilirsin.
- Quand nous serons mariés tu pourras prendre soin de moi.
- Artık bakabilirsin.
- Sors.