Bakacağız traducir francés
2,461 traducción paralela
Profilinize bakacağız. Tamam mı?
On va vérifier votre nom.
MR çekip neler olduğuna tekrar bakacağız.
Puis refaire une IRM pour tenter d'y voir plus clair.
Birlikte yürüyeceğiz, oynak ışıklara bakacağız, sonra...
on se balade, on regarde les lumières...
- Pekala, sadece bir defa bakacağız.
On les regarde une fois.
Benim için bu daha çok neyin üzerinde otorite sahibi olup olmadığımızla ilgili bir soru, ama bu sefer biz otoritemizden ödün vererek neler olabileceğine bakacağız.
Pour moi, c'est plus une question de contrôle artistique, de mieux contrôler ce qui se passe et de voir ce que ça donne.
- Bakacağız.
- On verra.
Etrafı yoklayıp, iyi mi diye bakacağız.
On fera le tour pour voir s'il va bien.
Biz icabına bakacağız. Tamam mı?
On va s'occuper de lui, d'accord?
Endişelenmeyin, icabına bakacağız.
Ne t'inquiète pas. On va s'en occuper.
Ne yani, uzaylı için "U" ya mı bakacağız?
Comme, quoi, "A" pour Aliens?
İşte yapacağımız şu ; Harken evde yoksa Kurt ile ikimiz içeriye bakacağız.
Si Harken n'est pas là, Kurt et moi, on va entrer.
İcabına bakacağız dostum.
On va s'en occuper.
Neye bakacağız?
- Vous avez besoin de quoi?
Bazı testler yapmamız gerekiyor. Nöbetlere neyin yol açtığını bulmalıyız, izlemeliyiz, saldırgan davranış devam edecek mi bakacağız.
Nous allons faire des tests pour comprendre ce qui a provoqué ses crises.
Atına bakacağız.
On va s'occuper de votre cheval.
Bir asker gibi bakacağız ona.
On le traitera en bon soldat.
İkimiz gidip bir kaç malzeme alacağız ve buraya enerji verebilir miyiz bakacağız.
On va chercher les outils. Occupez-nous de l'électricité.
Etrafa bakacağız.
On va chercher partout.
Bir çaresine bakacağız.
On s'en sortira. - Oui.
Her şey yoluna girecek, tamam mı? Bir çaresine bakacağız.
Je t'aime, on trouvera une solution.
Bugün hangi konuya bakacağız, bir bakalım.
Que... va-t-on étudier aujourd'hui?
Artık... nasıl giderse, bakacağız.
On va... suivre le mouvement.
Koridorda yürüyerek geçiyordu ve bakacağız diye erkeklerin boynu kopacaktı.
Elle entrait dans les bureaux et le cou de chaque mec se tordait pratiquement.
Yeni iş için mi bakacağız? Yardımcısı kolu bulmadan önce bizi kapatmak istedi. Ne yapmak istiyorsan onu yap.
Chercher un job, il voulait déjà fermer le resto avant ça.
- Onu bulmak zorundayız. Tam olarak nereye bakacağız?
- Il faut la trouver.
Tamam, şimdi sadece dikişlere bakacağız. Eğer durmak istersen bana söylemen yeterli.
Voyons ces agrafes.
Burt ile Alex'in evine gidip, dün gece orada mıymış bakacağız.
Burt et moi, on va chez elle, voir si elle est rentrée.
Oranın icabına bakacağız.
Ne vous inquiétez pas. On va s'occuper de cela.
Size çok iyi bakacağız, Dr. Kingston.
On va bien s'occuper de vous, Dr Kingston.
Erken teşhis edildi ne durumda olduğuna bakacağız.
On l'a dépisté tôt. On attend de voir.
Biz, şu andan sonra yalnızca ileriye bakacağız.
À partir d'aujourd'hui, on va de l'avant.
Chewie ve ben onların icabına bakacağız, siz burada kalın.
Chewie et moi allons nous en occuper, restez là.
Ahsoka ve ben droidlerin icabına bakacağız.
Ahsoka et moi allons nous charger des droïdes.
- Nereye bakacağız?
Où cherchons-nous?
Biz de bakacağız öfkeyle sizlere. Benim insanlarıma önce ziyaret edildi
On dit qu'il y a longtemps, les Dieux venus des cieux ont rendu visite à mon peuple.
Biz, hazır olduğunda gidip bakacağız.
C'est parti!
Ondan sonra bakacağız.
Nous verrons après ça.
Olaylara sakince bakacağız, bir tur at, sıradan bir olay, büyütmek istemeyiz.
En silence. Ne va pas jouer les cavaliers de l'Apocalypse.
İlk olarak elekro-manyetik koruyucuya bakacağız.
On commence par le bouclier électro-magnétique.
Ona herşeyin düzeleceğini, çocuğa bizim bakacağımızı söyledim.
Je lui ai dit de se calmer. Qu'on s'occuperait de l'enfant.
Burada yaşayacağız, size ben bakacağım.
Je vais habiter ici. Je m'occuperai de vous.
Çıplaksanız, kesinlikle bakacağım.
Si vous êtes nus, je vais regarder.
Efendim, biz icabına bakacağız.
- Je suis chargé de sa sécurité.
Mr. Akeley, ziyaretçimize iyi bakacağınızı umarım.
Mr. Akeley, occupez-vous bien de notre hôte.
Diğer zayıf noktalarda topladığımız bilgilere bir bakacağım.
Je vais chercher ce qu'on a sur les autres points faibles.
Gorillere sadece bakacağımızı sanıyordum.
Je pensais observer des gorilles.
En azından şimdi nereye bakacağımızı biliyoruz.
Au moins on sait où chercher maintenant.
Olanları anlamazsak nereye bakacağımızı bilemeyiz.
Sans ça, on sait pas où chercher.
Ben de sahile gidip bir bakacağım. Hayır, gitmeyeceksin. Bunu yapan adamlarımız var.
On a des gens compétents qui s'en chargent.
Senin kızın. Öldüğünde ona iyi bakacağımdan emin olabilirsin.
Je m'en occuperai bien, quand vous serez parti.
Ona bakacağız.
On s'en occupera.