Bakayım traducir francés
14,378 traducción paralela
Onu koyacak başka bir oda bakayım.
Je vais la mettre ailleurs.
- Aç da bakayım şunlara hadi.
Fais-moi voir ces vilains.
- Sorunu göremedin mi? - Oku bakayım.
- Donc vous ne voyez pas le problème?
- Margaux bir şey biliyor mu bir bakayım.
Je pourrais voir si Margaux sait quelque chose.
Burada yemek yemeyi sevdiğini söylemiştin. Bir bakayım dedim.
Je me souviens que tu disais que c'était ton endroit préféré pour manger, donc j'ai tenté ma chance.
Biraz dur bakayım.
C'est bon, arrête.
Bırak bakayım. Arkadaşım Jeff'e doğum günü hediyesi almanı istiyorum.
Bon, faut que t'achètes un cadeau pour mon pote Jeff.
Kumandayı ver de başka neler varmış bir bakayım.
Deux secondes. L'HOMME À L'HONNEUR
- Tabii, ama önce programıma bir bakayım.
Je vais vérifier.
Landon. Seni üzen ne bakayım?
Que t'arrive-t-il, Landon?
Bağış toplantısında ki konukların listesini alıp uyan kimse varmı bakayım.
Je vais obtenir la liste de la collecte, voir si quelqu'un convient.
Sorguda olduğunu duyunca... -... ben de dedim ki, "keyfime bakayım." - İyi yapmışsın.
On m'a dit que tu cuisinais quelqu'un, alors j'ai fait comme chez moi.
Nereden bakarsam bakayım senin gençliğine daha çok benziyor.
Pour tout te dire, il me fait plutôt penser à toi.
Gidip salatalarınıza bakayım.
Je vais chercher vos salades.
Dur ben bakayım.
Laissez-moi regarder.
Ben şuna bakayım.
Je lui réponds.
Telefonuna bakayım.
Montre-moi ton portable.
Bir tür alet bulabilecek miyim diye bir bakayım.
Je vais voir si je peux trouver quelques instruments
Konu açılmışken, şu ananın bahsedip durduğu yüzüğe bakayım.
[RIRES] En parlant de ça, montre moi cette bague dont ta mère n'arrête pas de parler.
Yıllanmış Rumpelstiltskin 20 mi o bakayım?
Est-ce un vieux Rumpelstiltskin 20?
Şu Bahamalar şeyi neymiş bakayım?
Qu'est-ce qu'il y a à propos des Bahamas maintenant?
Bir bakayım.
Laisse-moi voir.
Bakayım neler yapabiliriz.
Pour voir ce qu'on peut faire.
- Al bakayım.
- Tenez.
Şimdi, anlat bakayım.
Je t'écoute.
Sus bakayım, patates mücveri!
Reste calme, patate rissolée!
Tesis ile ilgili araştırmalarımdan hangi termostatın ulaşıma en açık olduğuna bir bakayım.
Je vais continuer mes recherches, cibler quels thermostats sont les plus accessibles.
Bakayım mı?
- Est-ce que...?
- Bakayım.
- Laisse-moi voir.
Bir bakayım.
Laisse-moi voir, hein?
- Ver bakayım.
- Fais voir.
O sevimli şeyin adı ne bakayım?
Comment s'appelle cet amour?
- Al bakayım.
Tiens.
Yürü bakayım.
- Non, accompagne-moi.
Tamam, bakayım bu hanımlardan biri seninle gelir mi.
Bon, je vais demander à une de ces dames.
- Şimdi aç bakayım!
- Oui. - Ouvre-les!
Bakayım Brian neler yapıyor.
Je vais voir ce que fabrique Brian.
- Nasılmış diye Yelp'ten bakayım mı?
Je vérifie sur le Net si c'est bien?
Sen dün gece neler yaşadın bakayım?
Raconte ta soirée.
Candace bak bakayım.
Candace, devine quoi?
Dur bakayım, dur bakayım.
Fais voir.
- Tamam, çıkar bakayım. Yorumlar nasıl?
T'as eu quels commentaires?
- Bakayım. Bu ne ya? !
Tante Claire a dit "tire lui dessus"
İn oradan bakayım.
Eh bien, pour moi aussi.
Bana Ana Hücreyi verin, ve size yardım etmek için neler yapabileceğime bakayım.
Donnez-moi la Cellule Mère, et je verrai ce que je peux faire pour vous sortir de là.
- Hey... izin ver gözüne bakayım.
- Laisse-moi regarder tes yeux.
Bırak bakayım.
Laisse-moi voir ça.
Yoksa kıskandın mı bakayım?
Tu es jaloux?
Ne varmış sende? Bir bakayım.
- Laisse-moi voir.
Acıktınız mı bakayım?
- Oui.
Tamam, şu iPad'i ver bakayım.
Passe-moi ta tablette.