Baksanıza traducir francés
1,618 traducción paralela
Baksanıza! Başardık!
Regardez tout ça.
- Baksanıza, bize şampanya lazım.
- Le champagne s'impose. - Oui.
Baksanıza şunlara.
Regardez ça.
Olanlara baksanıza- -Olanlar büyük bir hata.
Vu ce qui se passe aujourd'hui. Ce qui est arrivé, est une erreur.
Baksanıza nasıl da iyimser.
Tu es bien optimiste.
Baksanıza. Gelin burada.
La mariée est ici.
Niye böyle diyorsunuz? Olayın yarattığı çılgınlığa baksanıza.
Toutes les folies que cela a causées.
Baksanıza, Kuzey Kutbuna ne kadar yaklaştınız.
Regardez, vous allez bientôt arriver au Pôle Nord.
Hey, hey, baksanıza bayanlar.
Oh, oh. Excusez-moi, les filles.
Hey, baksanıza.
Regardez.
Devletin paramızı nasıl harcadığına baksanıza.
Voyez comment le gouvernement dépense notre argent.
Baksanıza, ya onun içindeki Şef değilse.
Et si c'était pas vraiment le chef là-dedans? Il a raison.
Baksanıza. Süper önlükler.
Des fringues pleines de sang!
Şu burna baksanıza!
! Regardez le nez.
Hey, şuna baksanıza.
"Eh! Venez voir ça."
Baksanıza beyler. Hayvan Bobby'yi duydunuz mu? 65. kamyon.
Vous avez entendu, pour Bobby la Bête du camion 65?
Baksanıza, bunun iyice derinine inmek isterseniz sizi çok fena madara ederim.
Si vous voulez continuer ces conneries, je vous tiens par les couilles.
Tamam. Baksanıza, bunu ciddiye almıyor.
Je te donnerai pas ce plaisir.
Oh, ona baksanıza.
Regardez-le.
Şuradaki çocuğa baksanıza yahu?
Regarde-moi ça!
Ve allahaşkına, ona bir baksanıza.
Il n'y a qu'à la regarder.
Zaman kodlarına baksanıza. O saatte Kevin'le terapide olmalıydı.
Et regardez l'horaire, il devait être avec Kevin.
Şuna bir baksanıza.
Jeter un oeil à ça.
Arkadaşlarıyla beraberken baksanıza.
Regardez-le avec ses amis.
Şuna baksanıza.
Regardez ça.
Sizce Theis bugün nasıldır? Etrafınıza baksanıza.
À l'enterrement, comment il devrait se sentir?
Baksanıza. Bir sünger, bir bulaşık bezi, bir de b.k.
Une éponge, un torchon, n'importe quoi.
Ş una baksanıza Çinli biri 8 kiloluk bir bebek doğuruyor. - Linke bak.
Regardez, des fillettes en Chine éjecter des bébés de 8 kilo.
Göğüslerine baksanıza, ne kadar büyükler.
Regardez ses nichons, ils sont énormes.
Baksanıza...
- Oh, oui!
- Baksanıza?
- Vous savez quoi?
Baksanıza, bunların çiçek olduğunu sanmıyorum.
C'est pas des fleurs.
Ne kadar güzel. Ona bir baksanıza.
Un vrai bijou!
Kendinize baksanıza!
Prenez votre cas.
- Şuna baksanıza.
- Regardez.
- Baksanıza, rengi solmuş! - Hol!
Regardez comme il est pâle.
- Ama baksanıza şuraya! Bakın, göğüsleriniz böyle mükemmel. İzninizle şunu söylemek isterim ki göğüslerinizin aşırı belirgin olması hoşunuza gitmeyecektir.
Votre bustier est très bien comme ça, vous savez, il ne faut pas que ce soit trop plantureux.
Şuna baksanıza, ne kadar da güzel!
Oh! Vous avez vu?
Yani, kendinize bir baksanıza. Gerçekten birilerini kandırabildiğinizi mi sanıyorsunuz?
Vous, par exemple, vous croyez vraiment tromper qui que ce soit?
Gözlerinin nasıl parladığına baksanıza.
Voyez comme ses yeux brillent.
Şuna bir baksanıza.
Regardez ça.
Anneme baksanıza. Bekar ve harika bir hayatı var.
Maman est célibataire depuis des siècles et sa vie est super.
Baksanıza çocuklar, hoşunuza gitmiyorsa, kapının yerini biliyorsunuz.
Eh bien, si vous n'aimez pas, vous savez où est la porte.
Baksanıza, ben çekeyim.
Je vais le faire.
Şuna baksanıza.
Vise le nomade..
Kondisyonuna baksanıza şunun. Kesinlikle mükemmel.
Pratiquement à l'état neuf.
Etrafınıza bir baksanıza.
Mais regardez!
- Neden? - Kentte neler olduğuna baksanıza.
Il faut l'arrêter.
Baksanıza yarın akşam parti yapıyoruz.
On fait un party demain. Vous voulez venir?
Laird'a baksanıza.
Vous voyez Laird?
Yemekle neler yaptıklarına baksanıza.
Regardez ce qu'ils font avec la nourriture.