Barret traducir francés
91 traducción paralela
Yemek saatinde buradan geçmek konusunda çok istekli. Bu da demek oluyor ki 9 gibi Barret Burnu'nda olur.
il ne voulait pas naviguer près de cette côte... à l'heure du dîner ce qui veut dire qu'il sera à la pointe Barret à peu près à neuf heure ce soir.
Antler Bar'ın sahibine söyle mutemede taleplerini iletsin, o da, Çavuş Merry, Deal ve Barret'ın maaş hesaplarından ilgili, kesintileri yapsın.
Vous direz au propriétaire du bar de présenter la facture au trésorier qui règlera, aprés une estimation correcte en prélevant sur les comptes des sergent Merry, Deal et Barrett.
Dekorasyon konusunda oldukça bilgilisin, Barret.
Vous êtes un décorateur-né.
Aç gözünü Barret.
Tu divagues!
Daniel'ı kediyi ele geçirmiş gibi gösteren, Dr. Barret'a saldıran hatta oğlu Daniel'ı buraya hapseden hep kendisiydi.
Les attaques, c'était lui. Et c'est lui qui garde l'âme de Daniel prisonnière ici.
Bayan Barret, yukarı, odanıza çıkmalısınız.
Madame Barrett, remontez dans votre chambre.
Bayan Barret ne dediğiniz farkında değilsiniz.
Madame Barrett, vous ne savez pas ce que vous dites.
Bayan Barret, hep ev yüzünden.
Madame Barrett, c'est cette maison.
O yaptığın hurda yığını, Barret hiçbir işe yaramaz.
Ce tas de ferraille que vous avez là, Barrett... ça n'y fera rien du tout.
Yanılıyorsunuz, Dr Barret.
Comme vous vous trompez, Dr. Barrett.
Ev temiz, Barret. Hem de tamamen!
Barrett, la maison est débarrassée, totalement débarrassée!
Florence Barret mi?
Florence Barrett?
Gidiyor musunuz Bay Barret?
Vous laissez tomber, M. Barret?
- Gidiyor musunuz Bay Barret?
Vous laissez tomber?
Bu Barret.
C'est Barret.
Benim adım Hull Barret.
Je m'appelle Hull Barret.
Barretla biraz itiştik patron.
Une petite explication avec Barret, patron.
Barretla gitti.
II est parti avec Barret.
Arkadaşın bu mu Barret?
Un ami à toi, Barret?
Sen ne diyorsun Barret?
Et toi, Barret?
Çok cesursun Barret... ama yalan söyleyerek bir yere varamazsın.
Tu as du cran, Barret... mais tu ne sais pas mentir.
Sen tanıdığım en iyi insansın Hull Barret.
Tu es l'homme le plus honnête que je connaisse.
Sen iyi birisin Barret.
Tu es un brave, Barret.
Bugünlerde adım Berrett. Önemli değil.
On m'appelle M. Barret.
- Max, beni duyuyor musun?
M. Barret, vous m'entendez?
- Bu tip işlerden ben sorumluyum. Bay Berrett'in fiziksel ihtiyaçlarını bana bırakın.
Je suis presque médecin, je m'occupe des fonctions de M. Barret.
Bay Berret bana yeterince bakıyor. Öyle mi?
M. Barret est très généreux avec moi.
Aslında Bay Berret, parmağınızı kesmelerini istemedim. Evet tabii.
Honnêtement, M. Barret, j'ai jamais voulu vous couper le doigt.
Bay Berett, Elise'in kaçırılmasında içeriden yardım olabileceğini söylüyor.
M. Barret pense qu'il y a un traître mêlé au kidnapping.
Barret Üniversitesiyle ilgili kısmını.
Celle à propos de l'université Barrett.
'60'ların ilk yarısında, Cambridge'de büyümekte olan genç Syd Barret dikkatleri üstüne çekmeye daha o zamanlar başlamıştı.
Au début des années 60, l'adolescent Syd Barrett laissa déjà son empreinte à Cambridge.
Takvimler Mayıs 1967'yi gösterirken, Syd Barret, aşırı LSD kullanımının bedelini ödemeye başlamıştı.
En mai 1967, la consommation fréquente de LSD exigea son tribut de Syd Barrett.
Bayan Barrett'in söylediğine göre kurban, bütün bir yıl Dennis Fram'le uğraşmış.
Et Mme Barret, dit que Dennis Fram a été bizuté toute l'année par la victime. Il a tagué son casier plusieurs fois.
- Bayan Barrett lise çocuklar için her ne kadar zor olsa da sonunda bitiyor.
Vous savez Mme Barret combien l'école peut être difficile pour les enfants.
Syd Barret'in şarkısından.
C'est dans une chanson de Syd Barrett.
Syd Barret, Pink Floyd'un grubundaydı.
Syd Barrett était un membre de Pink Floyd.
Ve kimse o köpeğe yaklaşmıyor, Lord Barret'ın yumurtalıklarından birini yediğinden beri.
Tout le monde évite ce chien. Il a privé Lord Barret d'un testicule.
Barret Bonden, sancak alabanda.
Barret Bonden, la barre à tribord toute.
Kahretsin, sağlam gözlerin var Barret.
Vous avez de sacrés yeux, Barret.
Gazeteleri okusana Ajan Barret.
Lisez le journal, agent Barrett.
N'aber dostum, ben Barret.
Hey, c'est moi, Barret!
Barret!
Barret!
Tony Garcia, - Frank Barret.
Tony Garcia, Frank Barret, Tom Martin.
Trent Barret?
Trent Barret?
Ben Edward Barret, Bay Galway'in avukatıyım.
Je suis Edward Barret, Je suis l'avocat de Mr. Galway.
Diğer adıyla Ryan Barret. Columbia'da bir çaylak.
Ryan Barret, en 1re année à Columbia.
Barret nerede?
Où est Barrett?
Garaj yukarıdaki kategoriye alınarak... binalar satılmış olacak.
Les garages sont recouverts d'herbe. J'aime l'herbe, M. Barret.
- Charles Berrett.
Il s'appelle Charles Barret.
- Teşekkür ederim Bay Barret.
Merci, M. Barret.
İşte yüzüğünüz Bay Barret.
La bague! J'ai mis de la glace.