Bağlıyorum traducir francés
767 traducción paralela
- Information Please * programını bağlıyorum.
- Je vous passe les renseignements.
Seni bağlıyorum, tamam mı?
Je vous attache.
Aslında seni 6 ay bağlıyorum bu kez ürün alabilecek misin diye görmek için.
En fait, je mise sur vous pour les six prochains mois. On va voir si vous pouvez cultiver cette terre.
- Ayakkabımı bağlıyorum.
- Je refais mon lacet.
Federal Araştırma Bürosu. Bekleyin, sizi bağlıyorum.
Bureau du F.B.I. Un instant, je vous connecte.
Yine de gayet iyi hâldeler. Bunu da, iyi geliştirdikleri tembelliklerine bağlıyorum.
S'ils sont toujours en si bonne forme, c'est qu'ils savent faire preuve de fainéantise.
Gemi doktoru ona bakana kadar buraya bağlıyorum.
Je vais lui donner les premiers soins en attendant le médecin du bord.
- Gülleri budayıp bağlıyorum.
- Je soigne les roses.
Sizi santral şefine bağlıyorum.
Je vous ai mis en relation avec le chef opérateur.
Polisi bağlıyorum.
Appel du département de la police!
Bir saniye lütfen, Bir saniye, size bağlıyorum.
Un instant. Je vous le passe.
Gregorious benimle! Bir kalkan! Kristo'nun elini kolunu bağlıyorum!
J'ai Grégorius qui me protège contre Kristo.
Şimdi bağlıyoruz. Bay Irving Klinger, sizi Londra'dan Bay Edgar Klinger'e bağlıyorum.
M.lrving Klinger, je vous passe M.Edgar Klinger à Londres.
- Tatlım bu piyese şunun şurası 85 bin dolarcık bağlıyorum.
Ma chère, pour monter ça, j'investis une misère : 85 000 $.
Bunu mutasyon sürecine bağlıyorum.
C'est une forme de mutation!
Arayan kişileri bağlıyorum.
Je vous passe un appel.
Bağlıyorum.
Je vous le passe.
Bay Reynolds, sizi Londra'ya bağlıyorum efendim.
M. Reynolds, j'ai votre communication pour Londres.
Hemen bağlıyorum.
Ne quittez pas.
Bağlıyorum.
La Vie Sûre. Ne quittez pas.
Bağlıyorum. - Mutlu Noeller.
Ne quittez pas.
- Omaha arıyor. Bağlıyorum.
- Un appel longue distance d'Omaha.
- Bayım, Roma'yı bağlıyorum. - Teşekkür ederim.
- Monsieur, votre communication.
Tamam, bağlıyorum.
Je vous le passe.
Telefonunuzu dedektifin ofisine bağlıyorum.
Passez Mme Culpeper au bureau de M. Culpeper.
Sizi dahili hatta bağlıyorum, böylece burayı ve Omaha'yı duyabileceksiniz.
Je vous mets sur l'intercom, on vous entend ici et à Omaha.
Tropikal Hastanelere sormuş. Bağlıyorum.
Bigrave, il est spécialiste en médecine tropicale.
- Ne yapıyorsun? - Dışarı çıkmak için çarşafları bağlıyorum.
Et surtout de toi.
Şimdi koşula bağlıyorum sözümü.
- je m'occuperais du tombeau! - J'y ajoute une condition!
- Ben kuşak bağlıyorum!
- Je porte une gaine!
Hoparlöre bağlıyorum.
Avant-poste 4.
Mesaj, Kaptan, konuşmacıya bağlıyorum.
Un message, capitaine. Je passe sur écoute.
İşbu evlilik töreniyle sizi birbirinize bağlıyorum.
Je joins vos mains dans le sacrement du mariage.
Bypass devresini şimdi bağlıyorum, efendim.
Je branche le circuit secondaire en ce moment même.
Sinirleri bağlıyorum.
Joindre des ganglions.
Alo, Tamam, Komiser Duboeuf'a, bağlıyorum!
Ne quitte pas, je te le passe.
Gözüm bağlı yapıyorum! "
Je le fais les yeux bandés! "
Bu nedenle, bana verilen yetkiyle... 85-E numaralı yönetmelik... ve duruma ilişkin diğer yönetmeliklere bağlı olarak... şeriflik görevine geçecek kişiyi açıklıyorum. Mükemmel derecede cesareti olan, topluma güven veren, Bottleneck'in gururu...
Par conséquent... par l'autorité qui m'est conférée par le statut 85-E... et les autres statuts s'y rapportant... je nomme solennellement au poste de shérif... ce modèle de courage... qui en fait l'honneur de sa communauté... la fierté de Bottleneck...
Senin krallığına... bağlılık yemini edeceğim... artık krallığımızdaki her şey senin... bu halı hariç, onu kendime saklıyorum.
Et maintenant, je te rends hommage, car tu es roi et tout dans notre royaume t'appartient, hormis ce tapis que je garde pour moi.
Bu emre bağlı olarak, alayın komutasını birliğine dönen Yüzbaşı Kirby York'tan alıyorum.
Je viens relever le capitaine York, qui réintègre ses troupes.
Dualarım, öğütlerim seninle olsun. En bağlı kulunuz kalarak ayrılıyorum sizden.
Adieu, mon père et seigneur.
Bense iyiliğimden mi, belamı aradığımdan mı, öyle vermişim ki kraliçeye kendimi, çevresinde dönen bir yıldız gibi, her hareketimde bağlı kalıyorum ona.
Or, ma vie est liée à celle de la Reine. Ma vie n'existe que par la sienne, comme une étoile ne se meut qu'en sa sphère.
Bağlıyorum, Bay Riton.
Ducros?
Sizi bir ajana bağlıyorum.
Ne quittez pas.
- Bir saniye bekleyin bağlıyorum.
- Un secundo, le pongo.
Hayır, siyah olduğu için değil. Ne olduğu umurumda değil. Ayrım yapmıyorum, bir görüşe bağlı değilim.
Mais non, je me moque complètement qu'il soit noir.
Galiba öyleyim. Bu nasıl baktığına bağlı. Ben o açıdan düşünmemeye çalışıyorum.
Oui, j'imagine que c'est ça... oui c'est une manière de voir les choses, mais j'essaie de ne pas y penser trop souvent!
Onun bağlılığı tartışılamaz bile. - Bunu dikkate alıyorum, Onbaşı.
Aucun doute sur sa loyauté.
- Bağlıyorum.
Vous le voyez, Enterprise?
Gonzo beni burada zorla tutuyor, sıkıca bağlıyım, zor nefes alıyorum.
Je trime ici pour Gonzo. Je suis sa prisonnière.
Ayrılmayın lütfen. Sizi, Bayan Françoise Martin'e bağlıyorum.
Ne quittez pas, je vous passe Françoise Martin.