Beacon traducir francés
264 traducción paralela
Bu Marlborough Sokağındakiler, kale burçlarına benzer. Sağlam, mağrur, yeniliklere karşı gelen...
Ici, à Marlborough et Beacon St., elles s'alignent comme des bastions... solides, fières dans leur refus de la nouveauté.
Doğrusu, buranın geceleri Beacon Hill'in gecelerinden çok daha güzel.
Il faut bien avouer que ces nuits... sont plus belles qu'à Beacon Hill.
Beacon Hill'de çok fazla parti veriliyor değil mi? Sanki kocaman bir öğrenci yurdu gibi.
On donne tellement de soirées, à Boston, n'est-ce pas.
Anlaşıldı, efendim.
Bien. Passez-moi Beacon Hill.
Bir hafta içinde babam muayenehanesini kapatıp Meksika Dağları'nda bir misyon kurmak için yola çıktı.
En une semaine, mon père a fermé son cabinet de Beacon Hill et a ouvert une mission dans les montagnes mexicaines.
Banka müdürünün kardeşi Beacon City'deki Con-Sol Petrol'ün yönetim kurulunda.
Le frère du directeur est administrateur de la Con-Sol Oil.
Ve şimdi, bayanlar ve baylar, özellikle de siz baylar, Beacon City'nin neşe ve gurur kaynağını iftiharla sunuyoruz.
Mesdames et messieurs, et surtout vous, messieurs... Beacon City est fière de vous présenter... les toutes fringantes et piaffantes...
Geçen haftaki Beacon City banka soygununda iki yardakçıyla birlikte, 750,000 dolardan fazlasıyla kaçtılar.
... le cambriolage de la semaine dernière, où, avec deux complices, ils ont raflé 750 000 $...
Çift, Beacon City, Teksas'taki, 750,000 doların çalındığı son banka soygunundan aranıyor.
Ils ont participé au cambriolage de la banque de Beacon City... qui leur a rapporté 750 000 $.
Richardsville Pike ile Beacon tepesi arası, temiz olan tek yol.
Richardsville Pike jusqu'à Beacon Hill... est la seule route encore intacte.
Beacon tepesindeki eski kiliseye gidin.
Allez à la vieille église, sur Beacon Hill.
Beacon Terra 1alıcısına kilitlendim. Mesaj başlıyor.
Confirme antenne pointée sur balise terre numéro un.
Tiyatronun adresi. 234 Beacon sokağı.
C'est-à-dire l'adresse du théâtre, 234 Beacon St.
Ben Beacon Tiyatrosun da Parti Sapığını kovalıyorum.
Je suis au Beacon Theater, à la poursuite du Tueur.
Yemek işi yapıyor. Beacon Hill'deki zenginlere.
Service à domicile chez les rupins.
Ve sonunda, bunu kullanarak ölçüm yapacağız fakat bunu kullanmak, buna biz direk geçiş diyoruz,
Pour finir, nous prendrons des mesures à l'aide de... ça. Mais pour utiliser ce qu'on appelle un tachéomètre, il nous faut inspecter Les sommets de Newton Beacon et Whitchurch Hill.
Newton Beacon ve Whitchurch Hill'in yüksekliğini biliyoruz.
Nous connaissons la hauteur de Newton Beacon et Whitchurch Hill.
Sigorta şirketi Blue Beacon'dan geliyorum.
J'autorise les admissions pour Blue Beacon, son assurance.
Beacon 147 için bir rota ayarla, bir-çeyrek atım... ve nazik ol.
Mettez le cap sur balise 147, quart impulsion... Et être subtil.
Beacon bir-dört-yedi için rota ayarlanıyor.
Cours de réglage de la balise de une à quatre-sept ans.
Hemen beacon 147'e gir.
Il suffit de mettre en balise 147.
Beacon'da devam ediyoruz.
Nous organisons régulièrement sur la balise.
Yaklaşık bir saatin altında beacon'da olabiliriz.
Nous pouvons être à la balise dans, comme, moins d'une heure.
Şu beacon yerçekimini ortaya çıkartıyor.
Cette balise est marquant ainsi une gravité.
Konfederasyon uydusu... tanımlanan kimliği beacon bir-dört-yedi.
Confédération transpondeur... Identifié comme balise de une à quatre-sept ans.
- Kabul ediyorum. Sorun Beacon Hill'de bulunması ve senato binasına çok yakın olmasıydı.
Qu'elle soit si près du Congrès ne m'en a que plus indigné.
Beacon Hill üzerine nutuk attı, bu kitapevine öyle olmadığını bildiği bir yafta yapıştırdı.
Son discours à Beacon Hill... a délibérément faussé l'image de cette librairie pour rallier ses troupes.
- Ya beacon vericisi?
- Et la balise?
Bu beacon aceleyle takılmış.
Cette balise a été installée hâtivement.
Moya'nın sinir sistemi ile Peacekeeper beacon'u arasındaki bağlantıların taramasını bitirdim.
Je viens de terminer le repérage des points de contact qui relient la balise des pacificateurs au système nerveux de Moya.
Beacon artık yayın yapmıyor!
La balise ne transmet plus!
- Blue Beacon.
- Blue Beacon.
Max ve Lutetia Fairbanks'in Beacon Hill'deki evleri.
"L'hôtel particulier de Max et Lutetia Fairbanks."
Büyük bir ev. Beacon Hill'de.
Un hôtel particulier à Beacon Hill.
Brooke Windham'ı savunuyoruz. Zengin eşi Beacon Hill'de evlerinde vurulmuş, ölü olarak bulundu.
Nous défendons Brooke Windham, dont le riche mari a été retrouvé mort à Beacon Hill.
Randi, Blue Beacon'ı bağla.
Randi, faites un appel radio.
Beacon Hill'de yaşıyor.
Elle vit à Beacon Hill.
First Beacon'dan mı?
La First Beacon?
Sırf güzelce sordun diye sinyal sistemini açacaklar mı?
Tu crois qu'ils vont déclencher le système Beacon pour tes beaux yeux?
Ama buna karşılık, "Akron Beacon" gazetesi, 93 sefer sayılı uçak olması kuvvetle muhtemel olan bir uçağın, saat 11 : 15'te boşaltıldığını bildirir.
Mais un autre journal, le "Akron Beacon", rapporte qu'un autre avion fut évacué à 11 : 15. Ce qui en ferait le Vol 93.
Beacon Hill, bakın.
Beacon Hill, que vous voyez là.
Will Beacon, Merkezi Haberalma Teşkilatı.
Will Beacon, CIA.
- Arabayla Beacon Falls'a gideriz. Orada açık bir yer var mı?
On pourrait aller jusqu'à Beacon falls, quelque chose est ouvert là-bas?
Harika. Beacon Falls'da olduğumuzun farkında mısın?
Tu réalises qu'on est à Beacon Falls?
Yarın alışverişten sonra Beacon'daki Margaret Cho'ya gidelim mi?
Après Ikea demain, tu veux aller voir Margaret Cho au "Beacon"?
Mavis Beacon bile 90 basamaz.
- Même Mavis Beacon * n'en tape pas 90.
Marc!
Quel concert? On va voir Death Cab For Cutie au Beacon.
Ben Lester Beacon ve Amerikan Çiftlerindesiniz.
Je suis Lester Beacon et voici "American Duos".
Lester Beacon, Emilina için üzülmüşe benzemiyordu. Üzülmemişti.
Lester Beacon n'avait pas l'air d'être trop effondré à cause d'Emilina.
Havaalanı ışıklarının 2000 fit üstünde turluyorum.
Je fais un 360, à 2000 pieds verticale beacon
Beacon Hill'de olmamız ona güç verdi. " Şu pis mağazaya bakın.
On était situés sur Beacon Hill, c'était parfait.