Ben ne traducir francés
130,262 traducción paralela
Ben de bilgisayardan anlamam.
Je ne suis pas branchée ordi.
Ne, ben Kennedy miyim?
Tu me prends pour une Kennedy?
Evet, ben böyle bir şeye asla dayanmazdım.
Je ne le tolérerais pas.
Ne olmuş ona?
- Ben quoi?
Bana başa çıkabileceğini söylemişti ve ne olursa sana söylemememi istedi, ben de...
Elle m'a dit qu'elle pouvait gérer seule et que je devais rien te dire.
Ben de ne yapayım, sana iyi gelecek yemekler vereyim. Ne vereceğimi çok iyi biliyorum.
Si tu veux te remonter le moral, j'ai ce qu'il te faut.
- Ben de parti yapmayı planlamıyordum.
- Je ne comptais pas faire la tournée des bars.
Ben ışık değilim.
Je ne suis pas une lumière.
Marcel'in gördüğü yerde öldürmeyeceği tek kişiyim ben.
Je suis la seule que Marcel ne tuerait pas.
Ben istiyorum ki umarım bu iğrenç şehri bir daha görmeyiz.
Pour une fois, j'espère ne plus jamais revoir cette salle ville.
Bak, ben bunun bir parçası değilim gerçekten.
Écoute, je ne fais pas partie de tout ça.
Ben herkese benzemem.
Je ne suis pas "la plupart des gens".
Ben sadece... Uzun zamandır birini bu kadar özlememiştim.
C'est juste que... personne ne m'avait autant manqué depuis longtemps.
- Ben Şef değilim.
Je ne suis pas le Chef.
- Ben de Başkan değilim ama durum ortada.
Je ne suis pas chancelière, mais voilà où nous en sommes.
Durmaları için ben zorlamadım.
Je ne les ai pas forcés à arrêter.
Richard, bak. Ben çok dert etmezdim.
Je ne m'inquiéterais pas.
Evet, evet, bir an yemeyecek gibiydi ama, ben teknolojimle zırvalarken gözlerindeki ışık bir anda sönüverdi.
À un moment, j'ai cru qu'il ne goberait rien. Puis, j'ai déblatéré sur la tech et son regard s'est voilé.
- Sen okumazsan, ben okurum.
- Je le lirai si vous ne le faites pas.
Ben hiç silah taşımadım.
Je ne porte jamais d'arme.
Ben hazırlamazsam kahvaltı etmiyorsun çünkü.
C'est parce que tu ne manges pas de petit-déjeuner si je ne suis pas là pour cuisiner.
Ben bir Nainsan değilim.
Je ne suis pas un Inhumain.
- Ben sadece size yardım etmek istedim.
Je ne voulais que vous aider.
- O zamanında gelemeyecek bu yüzden kontrolü ben devralıyorum.
Il ne sera pas là à temps, alors je prends les rênes.
- Ben ne yapmaya çalışıyorum sizce?
Que pensez-vous que j'ai essayé de faire?
Ama konu operasyonlara gelince, şüphen olmasın bundan sonra, kararları ben vereceğim.
Mais en ce qui concerne les opérations, ne vous méprenez pas... À partir de maintenant, je décide.
Ben kendime inanmadan önce o bana inandı.
Il a cru en moi avant que je ne crois en moi-même.
- Ben öyle görmüyorum.
- Je ne le vois pas comme ça. - Vraiment?
Sana kimse inanmıyorken ben inanmıştım Phil.
J'ai cru en vous quand personne ne croyait en vous.
Hayır. Sızıntı ben değilim.
Je ne suis pas la taupe.
- Çünkü ben aptal değilim.
- Je ne suis pas idiote. Et j'ai été blessée.
Ama bu... Ben kıskanç bir kadın değilim.
Je ne suis pas du genre jalouse.
- Ben kimseye zarar vermem.
- Je ne ferais de mal à personne.
Ben ölmeye hiç de hazır değilim.
Je ne suis absolument pas prêt à mourir.
Şimdi bir dahaki sefer bu odaya giren kişi ben olmayacağım.
Maintenant... celui qui va rentrer dans cette pièce ne sera pas moi.
- Hayır, ben saklamadım.
- Non, je ne l'ai pas caché.
Ben o şekilde görmüyorum.
Je ne le vois pas comme ça.
Sanırım kast ettiğiniz kişi ben değilim efendim.
J'imagine que vous ne parlez pas de moi, Monsieur.
Ben o uzaylı pislikler gibi değilim.
- Je ne suis pas un de ces sales alien.
Ben yokken, o benden hiç ümit kesmedi.
Quand j'ai disparu, elle ne m'a pas abandonné.
Ben eşşsiz değil miyim?
- Je ne suis pas unique?
Ben öylece...
Ce n'est pas la même chose. Je ne peux pas juste...
Bak ne diyeceğim. Ben Stalin ve çetesini oyalayayım.
Je vais occuper Staline et son gang.
Silahı doğrultan ben değilim!
Je ne suis pas celui qui pointe une arme!
Ben kahrolası bir SYM değilim!
Je ne suis pas un putain de LMD!
Az önce ne gördüm ben? Fitz'e ne oldu?
Qu'est-ce qui est arrivé à Fitz?
Sen ve ben birer bardak ya da daha fazla viski içip her zaman yaptığımız gibi bunları konuşsak ya?
Pourquoi toi et moi on ne prendrait pas un verre de scotch... ou plusieurs... pour en discuter, comme on le fait toujours?
Ben bir suçlu değilim.
Je ne suis pas un criminel.
Ben işaretlemedim.
Je ne peux plus la conduire. Ce n'est pas moi.
Ben de kendime böyle söyleyip duruyorum ama ona bir şey olursa kendimi asla affetmem.
C'est ce que je me répète, mais s'il lui arrive malheur... Je ne pourrais jamais me le pardonner.
Babam o Drone'u kurcalama demişti ama ben dinlemedim.
Papa m'avait dit de ne pas toucher à ce drone, mais je n'ai pas écouté.
ben ne yapabilirim ki 27
ben new york 51
ben neredeyim 43
ben ne bileyim 29
ben ne olacağım 76
ben ne yapabilirim 58
ben nereden bileyim 163
ben ne yapayım 50
ben neysem oyum 16
ben ne dedim 35
ben new york 51
ben neredeyim 43
ben ne bileyim 29
ben ne olacağım 76
ben ne yapabilirim 58
ben nereden bileyim 163
ben ne yapayım 50
ben neysem oyum 16
ben ne dedim 35