Bic traducir francés
218 traducción paralela
Ne zamandır Bürodasın, Serpico?
Ça fait combien de temps maintenant que tu es au BIC, Serpico?
Büroda daha önce hiç kaçık bir polis olmamıştı. Barto.
Le BIC n'avait jamais eu de flic taré avant.
Ama bu senin bürodaki geleceğini etkileyebilir.
Mais... Cela pourrait affecter votre futur au BIC.
Bir gün, arkadaşın Sofia'nın kalemini almıştın.
Un jour tu chipas le bic de ton amie Sophie.
Adamım, parmağımı siktir et.
Mec, bouffe mon Bic!
Daha icat edilmemiş birşey, içinde Dubonnet şarabı olan Tefal tava şeklinde,... parlak Aspro camlarıyla Bic, Bic, Bic...
Un Dubonnet non-identifié en forme de Téfal sur le formica avec des Aspro lumineux et ça faisait Bic, Bic, Bic,...
- Bay Bic'i sen tahtayı delemezsin demişlerdi.
- C'est ce qu'on a dit à M. Bic.
Oh.Evet.Mm. Peki ya bir Bic?
bien sûr... { \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Pourquoi pas un Bic?
Oraya gittiğimizde kalemi geri alacağım.
Je reprendrai le bic une fois arrivé.
Şuna yazabilirsiniz.
Voici du papier. J'ai aussi un bic.
- Kaleminiz.
- Voici votre bic. - Merci.
Evet, bir de... "Çakmağına karşılık kız kardeşimi veririm." gibi.
Et "Je t'échange ma sœur contre ton briquet Bic."
Kalemin var mı?
T'as un bic?
Kendimi Lady Bic'le öldürmeye çalıştım.
J'ai essayé de me suicider avec un Bic Lady.
Bir gemi, Yıldız gemisi!
Et aéro..... bic!
"Dev titreşimli kalemler" olan bölüme geldiniz mi?
Attendez la description de son "énorme bic turgescent".
Görüntü olarak diş fırçasına benziyor. kalemtraşı falan da var arkasında.
C'était une brosse à dents avec lames Bic liés à elle, tu vois?
Tükenmez kalem mavisiyle, yirmi - bilmemkaç yaşındaki Sam'in telefon numarası.
Sam, mon gars de la vingtaine, avait écrit son numéro au Bic bleu.
Kusura bakma, sadece bir tükenmez kalem.
Désolé, c'est juste un Bic.
Birisi size İngilizce soru sorarsa "No bic" diye cevap vereceksiniz.
Si quelqu'un vous demande quelque chose répondez "No bic."
No bic.
No bic.
- No bic.
- No bic.
/ / I'm flickin'my Bic up anddown thatcoastand / /
/ / l'm flickin'my Bic up and down that coast and / /
Bu, 8'nci sınıftaki erkek arkadaşımın, annesinin limonlu diyet kolasının şişesi, tükenmez kalem ve folyoyla yaptığı nargileden beri ilk kez ev yapımı bir nargileden ot içişimdi.
Je n'avais pas fumé dans un bang depuis que mon copain de 5éme en avait fabriqué un avec du papier alu, un Bic et la bouteille de Pepsi de sa mére.
BIC ile bir anlaşmaya vardık
Nous avons établi un accord avec la BIC.
BlC bu durumu duyarsa... anlaşmadan vaz geçerler
Si la BIC apprend qu'on nous fait chanter, ils annuleront le contrat.
- Ayrıca biç bir tabut beni alamaz.
Aucun cercueil ne m'aura.
Biç onu!
Poignarde-le!
Biç şunu. - Kalk ve dövüş!
- Debout et bats-toi!
- Biç onları! - Biç onları!
A l'attaque!
Sana uygun bir fiyat biç, ben de uygun bulurum. Bu adil mi?
Dis un prix raisonnable, et l'affaire est faite.
O banliyö soytarılarından değilim. Ofiste 9'dan 5'e çalış, trenle eve dön, her hafta sonları çimleri biç.
Je ne suis pas de ces rigolos de banlieue... genre métro boulot dodo... à tondre le gazon en week-end.
Bu dedektifliğe giden yoldur. İmza ;
Au Bureau de l'Identification Criminelle, le BIC... ce qui est généralement considéré comme une voie vers le poste de détective.
"Çitleri düzelt, çimleri biç, verandadaki eşyaları boya, camları sil, garajı temizle, takma diş kupasını fırçala."
Tailler la haie, tondre le gazon, ranger le garage, récurer le gobelet du dentier?
Garak'a bir şey yapması için biç bir zaman emir vermedim.
Je n'ai jamais eu à lui donner d'ordre.
Yani, biç çimi, kes çiti, falan. Peyzaj.
Ben oui, pousser la tondeuse, tailler la haie... du jardinage.
- Olamaz, bu ne biç im iş yahu!
Une sacrée cote, pas vrai?
Ektiğini biç.
On récolte ce qu'on sème.
Ne biç im bir sarı bu böyle?
C'est quel genre de jaune, ça?
... mesela normal bir kalem.
Un Bic tout con.
Biç, dedim.
J'ai accepté.
İhtimaller sonsuzdur. Onu bir köle olarak alın ödül olarak başını sök veya gözlerini biç.
Des possibilités infinies, faites-en une esclave... faites un trophée de sa tête ou retirez les yeux.
Ben sabahtan akşama kadar çalışayım, sen çim biç.
Je te vois bien en train de tondre le gazon.
Biç onları.
Allez donc couper l'herbe.
Kes. Biç.
Dalle.
Kleber : Kes, biç.
Dalle et Bloc.
Ses : Biç.
Dalle.
Kes ve biç, bu iki kelimenin dilimize çevirisi için 50 ansiklopedi okumalıyım.
Il faudrait 50 encyclopédies pour traduire les sens de Dalle et Bloc dans notre langue.
Biç ve kes.
Dalle, Bloc, Dalle, Bloc.
Ne biç en üstün sürüş makinesiyse!
Véhicule classieux, mon oeil.
Su buna gelmiyor, tıkanmış. Git çimleri biç.
Il n'y a pas d'eau, c'est bouché.