Bilmenizi isterim ki traducir francés
307 traducción paralela
Çocuklar, bilmenizi isterim ki ben bu evin reisiyim ve kızımın kocasını seçmek de tamamen karımın ellerinde!
"Sachez, mes garçons, que je suis seul maître chez moi et que le choix du mari de ma fille ne dépend que de..." "... ma femme! "
Bilmenizi isterim ki...
- Je veux que vous sachiez- - - Hourra pour le capitaine Spaulding
Dinleyin, ne olursa olsun yine de bilmenizi isterim ki...
Ecoutez, quoi qu'il arrive... Je voudrais tout de même que vous sachiez que...
Şunu bilmenizi isterim ki, bir an bile o komik kaçırılma hikayesine... inanmış değilim.
Je veux que vous sachiez que je n'ai pas cru un seul instant à cette ridicule histoire d'enlèvement.
Jesse ve senin bilmenizi isterim ki, hukuk ve düzenin bu zaferi Bay Mccoy'undur.
Je veux que Jesse et toi sachiez que cette victoire de l'ordre public revient à M. McCoy.
Bilmenizi isterim ki, bu işte sizin de olacağınızı bilmek... bize çok büyük güven veriyor.
Avec vous, on sait que ça sera au poil!
Hoşça kalın. Bayan Tura, bilmenizi isterim ki bizimle olan bağlarınız hala yerinde duruyor.
Sachez que nos liens ne sont pas rompus.
Bilmenizi isterim ki, minnettar olan tek kişi ben değilim.
Ma reconnaissance est multiple :
Bilmenizi isterim ki, anayasal haklarını ihlal etmenize... izin vermeyeceğim.
Et sachez que je ne vous permettrai pas de violer ses droits constitutionnels.
Bilmenizi isterim ki, ben hala ipliği iğneden gözlüksüz geçirebiliyorum ve ara sıra step dansı yapabiliyorum.
J'arrive encore à glisser un fil dans une aiguille... et à danser quelques pas.
Bilmenizi isterim ki, son romanınıza tapıyorum.
Je veux que vous sachiez que j'adore votre dernier roman.
Bilmenizi isterim ki tüm o karmaşayı çözmüş bulunmaktayız.
L'affaire de la rue est classee.
Bilmenizi isterim ki, ben savaşçı bir aileden geliyorum. Ve onurlu geçmişimiz Aslan Yürekli Richard'a kadar dayanmaktadır.
Sachez que je descends d'une famille de guerriers qui remonte bravement à Richard Cœur de Lion.
Bilmenizi isterim ki, buralarda bir bela çıkartmak istemiyorum.
Je voulais que vous sachiez que je tiens à vous éviter tout ennui.
Bilmenizi isterim ki, size müteşekkirim.
J'aimerais vous dire combien j'apprécie ce geste.
Bilmenizi isterim ki, bu, uzun zamandır istediğim türden bir kayıptı.
Mais sachez... que c'est une défaite... que j'espérais depuis longtemps.
Kafanızın size ait olduğu bu son günde, bilmenizi isterim ki çığır açacak yeni bir bilimin öncüleri oluyorsunuz. Sabırlı olun.
Et si ce grand jour doit être pour vous le dernier, vous partirez au moins avec la consolation... d'avoir été les pionniers d'une science nouvelle.
Bilmenizi isterim ki az bir şey olsada dün güvensizlik oyu kaybetti.
Sachez qu'hier, il a évité une motion de censure à quelques voix près.
Size yalvarıyorum, Herr Rudd, ihtiyacınız olan birşey olursa bilmenizi isterim ki burada güvenebileceğiniz birisi var.
Je vous en supplie, Herr Rudd, si vous avez besoin de quoi que ce soit, sachez qu'il y a une personne sur laquelle vous pouvez compter.
Bundan sonra ayarladığım her kumar oyununda bilmenizi isterim ki, şu andan itibaren bu kadının gelmesine izin vermiyorum.
A partir de ce jour, je vous prie de ne plus amener cette jeune personne avec vous.
Bayan Grunemann, bilmenizi isterim ki bunlar ender rastlanan durumlar değildir.
Une telle situation n'est pas unique.
Bilmenizi isterim ki beni seçerken gösterdiğiniz inanca layık olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.
- Je ferai de mon mieux pour répondre à la... -.. confiance que vous montrez en me choisissant.. en m'ayant choisi aujourd'hui.
- Bilmenizi isterim ki... şahsen maddi kazanımlara karşı bir tiksinti duyarım... ancak, 20.000 dolar benim, yani bizim... Larrabee Vakfı'na büyük bir şeref kazandıracak olan önemli bir çalışmayı... tamamlamamıza yardımcı olacaktır.
- Bien que, sachez-le, je n'aie que mépris pour les avantages monétaires, ces vingt mille dollars nous permettront, à moi, d'achever une œuvre considérable d'où rejaillira certainement une gloire énorme sur la fondation Larrabee.
Ve bilmenizi isterim ki, nazik bayan, ben korkmuyorum.
Et je veux que vous sachiez, gentille dame, que je n'ai pas peur.
Οraya sizinle birlikte νaramayabilirim... ama bu akşam bilmenizi isterim ki... biz tοplum οlarak νaat edilen νatana ulaşacağιz.
Je ne m'y rendrai peut-être pas avec vous, mais je veux que vous sachiez ce soir, que nous, en tant que peuple, atteindrons la terre promise,
Bilmenizi isterim ki, ben o kişileri öldüremeyeceğinizi ve kasayı tek başınıza soyamayacağınızı biliyorum.
Sachez que je sais... que vous ne pouviez pas les tuer et voler le coffre tout seul.
Bilmenizi isterim ki, bu yıl müthiş bir yıl olacak.
Un an de triomphes nous attend. De triomphes.
Bilmenizi isterim ki bu kızı gördüğümde şöyle dedim "Hayattan istediğim tek şey bu."
Dès que je l'ai vue, j'ai pensé que c'était tout ce que je voulais dans la vie.
Şunu bilmenizi isterim ki, herkese gidip resmimi vermem.
Je ne distribue pas mes portraits à la ronde.
Millet, bilmenizi isterim ki bugün aramızda dürüst ve saygıdeğer bir ünlümüz var.
Les amis, j'aimerais que vous sachiez... qu'on a une vraie célébrité avec nous, ce soir.
Bilmenizi isterim ki dedektif, bu güne kadar narkotik bölgesinde pek çok işe baktım. Kullanıcıları, satıcıları ve polisleri savundum.
V ous devez savoir que j'ai beaucoup travaillé dans les stupéfiants et défendu des toxicomanes, des dealers, des policiers.
Nasıl bir asker olurum bilmiyorum ama şunu bilmenizi isterim ki ağır bir çatışmaya girersek başından sonuna kadar tam arkanızda olacağım.
Je ne sais pas quel genre de soldat je serai, mais sachez que si on va au combat... je serai derrière vous, les gars, à chaque pas.
Bilmenizi isterim ki bu ülkede böyle bir şey yok.
Je tiens à vous assurer qu'il n'en est rien.
Bilmenizi isterim ki, içimde cılız var.
Eh bien, il se trouve qu'il y a de la mauvaise herbe en moi.
Bilmenizi isterim ki sizler, en iyi arkadaşlarımsınız.
Sâchez que vous êtes mes meilleures amies.
Bilmenizi isterim ki beni parayla satın alamaz ya da tehdit edemezsiniz ama ikisini birlikte yaparsanız emrinize amadeyim.
Je ne suis pas du genre à me laisser acheter ou menacer, mais comme vous avez fait les deux, je suis votre homme.
Bilmenizi isterim ki ne zaman isterseniz evimizin kapısı sizlere açıktır.
Sachez que vous serez toujours les bienvenus chez nous.
Bilmenizi isterim ki, her yıI çocukların yüzde 40'ı genetik bozukluklarla dünyaya geliyor.
Il faut dire que 40 % des enfants naissent dégénérés chaque année.
Şunu bilmenizi isterim ki efendim, bu görev nedeniyle çok heyecanlıyım... ve size, gemime, geminize, bu gemiye... elimden gelen en iyi şekilde hizmet edeceğime söz veriyorum.
Capitaine, je suis très excitée par cette nouvelle mission, et je promets de vous servir, vous et mon navire, votre navire,..... ce navire, au meilleur de mes capacités.
Fakat komutanım, bilmenizi isterim ki...
Mais, mon commandant, je voudrais...
Efendim, bilmenizi isterim ki sizi tanımak benim için bir onurdu.
Monsieur, juste au cas où, cela a été un honneur de vous connaître.
İlk önce, bilmenizi isterim ki, bir Krieger alanı yaratabilmeye çok yakınım.
Voyons, premièrement, vous devriez savoir que je suis sur le point de réaliser la localisation d'un champ Krieger.
Bununla beraber, bilmenizi isterim ki sizi çok ciddi bir biçimde Baş Subay olarak düşündüm.
Mais sachez que j'ai pensé à faire de vous mon officier en second.
Şunu iyi bilmenizi isterim ki şirketi satmak gibi bir niyetim yok.
Je voulais vous dire que je n'ai aucune intention de vendre.
Bilmenizi isterim ki Yüzbaşı Worf, buradaki görevinizi anlıyorum.
J'aimerais que vous sachiez, Lt Worf, que je comprends où est votre devoir.
"Albay Munro, üzülerek bilmenizi isterim ki..."
" Au colonel Munro. J'ai le regret de vous informer
- Doğru. Size bunu söylüyorum çünkü bilmenizi isterim ki, iş usule geldiği zaman, sabırlı bir adam değilimdir.
Sachez qu'en ce qui concerne la procédure je suis un homme impatient.
Kaptan, yalnızca bilmenizi isterim ki ; Binbaşı Riker...
Capitaine, vous devez savoir que le Cmdt Riker...
Ne olursa olsun, bilmenizi isterim ki, bu ekibi yönetmek, Akademi'deki yıllarımın en önemli olayıydı.
Quoi qu'il advienne, sachez que je vous dois mes meilleurs moments passés à l'Académie.
Sayın Başkan... bilmenizi isterim ki, her ne olursa olsun, bence iş tasarınız... harika bir fikirdi.
Quoi qu'il arrive, je trouve que votre plan d'emploi est une... merveilleuse idée.
Bilmenizi isterim ki, sizi anlıyorum.
Sachez que j'ai de la peine pour vous.