Bir dakika önce traducir francés
1,395 traducción paralela
Bir dakika önce buradaydı.
Il était là il y a une minute.
Bir dakika önce duvarların üstünden atlamaya çalışıyordun.
Il y a une minute, tu sautais comme une puce.
Bir dakika önce hiperuzaydan çıktık.
On vient de quitter l'hyperespace.
Bir dakika önce bana çok iyi davranıyorken bir dakika sonra çok soğuk davranıyor. "Gitmem gerekiyor." O da çok olmuş artık.
Il est gentil et l'instant d'après, il est glacial : "Je dois y aller."
Bir dakika önce patronu hakkında hiçbir şey bilmezken bir dakika sonra adamın ne kadar mülaim olduğunu anlatmaya başladı.
Un moment, il ne sait rien du tout sur son patron, et juste après, il nous jure sur sa tête que c'est un type formidable!
Ouch! Bir dakika önce başım ağrımıyor olsa da şu anda ağrıyor.
Si je n'avais pas un mal de tête il y a une minute.
Bir dakika önce, Ben- - 82 yaşındaydım.
Il y a un instant, j'avais 82 ans.
Şoföre tüm içimi döküyordum. Bir dakika önce senin bahsedip durduğun tüm o şeyleri anlatıyordum.
Je parlais à cœur ouvert avec le chauffeur de tous les trucs dont tu discutais :
Evet, bir dakika önce oradaydım ve bir tezahür gördüm.
Oui, j'y suis passé, puis j'ai eu une révélation.
Sana bir dakika önce öğrettiğim şeyi hatırlıyor musun?
Tu te souviens de ce truc que je t'ai appris il y a une minute?
Bir dakika önce bakamıyorduk bile şimdi de selam mı vereceğiz?
Il y a une minute, on pouvait pas la regarder, - et maintenant on lui dit bonjour?
Affedersin, bir dakika önce dalağımı yalıyordun, ama birlikte uyumak fazla yakınlaşmak mı oluyor?
Excuse-moi, mais il y a juste un moment tu me léchais les fesses mais dormir ensemble serait trop intime?
Bir dakika önce buradaydı, sonra...
Elle était là, et...
Simone ismi sanki bir dakika önce sana bir şey ifade etmiş gibiydi.
J'ai eu l'impression que Simon ça vous disait quelque chose.
Bir dakika önce hiç duymadığını söyledin.
Il y a un instant, vous disiez ne pas les connaître.
Bir dakika önce beni sevdiğinizi söylüyorsunuz, ama bir dakika sonra beni polislere satıyorsunuz.
Il y a une minute tu me dis que tu m'aimes et la minute d'après tu me vends aux flics?
- Ama bir dakika önce ölüydü.
- Il était mort il y a une minute.
Bir dakika önce onu cinayetle suçluyordunuz.
Vous qui l'accusiez de meurtre.
Bir dakika önce sersemin tekiydim.
Interessant. En fait Jennifer, ça n'est pas une mauvaise idée.
- Bir dakika önce buradaydı.
- Il était là il y a une seconde.
David 15 dakika önce geldi! Senin bir yere koştuğunu söyledi.
David est passé ici, il y a une demi-heure.
Aklıma ilk gelen şey şu. 10 dakika önce bir kahve sipariş ettim ve sen hâlâ siparişimi getirmedin.
Eh bien, à vue de nez je dirais, j'ai commandé un café il y a 10 mn, et tu l'as toujours pas
- O daha da kötüdür. Bir soru sorduğunda önce birkaç dakika suratına bakar sonra cevap verir.
Si tu poses une question, il fait une pause d'une minute avant de répondre.
Bir dakika, az önce onu fırlattım mı dedin?
Redis-moi ça, tu l'as attaquée?
Bir dakika, ilk önce Turk'ün, ardından Elliot'un hastası.
Minute. D'abord le patient de Turk, puis d'Elliot.
- 16 dakika önce Liverpool'da bir adet temel düzenek.
Une forte explosion, il y a 16 mn, dans la banlieue de Liverpool.
Bekle bir dakika. Neden daha önce bu teknoloji hakkında bir şey duymadık?
Pourquoi n'ai-je jamais entendu parler de cette technologie?
Sadece bir kaç dakika önce aradım.
J'ai appelé il y a quelques minutes.
90 dakika önce Westfield'den bir çift çocuk ayakkabısı almış.
Et y a 90 minutes, elle a acheté des chaussures pour bébé à Westfield.
Bir bakıma yaratıcı. Fort McHenry Tünel'inden geçerken... onu yine bulduk. 20 dakika kadar önce geçti.
On l'a vue prendre le tunnel Fort McHenry il y a 20 minutes.
Bir kaç dakika önce konuşmuştuk. Eğer buraya gelirsem... bana yardım edebileceğinizi söylemiştiniz.
Vous m'avez dit de venir tout de suite.
Reklamlardan önce ölmüş olurum. Bir dakika.
Attendez, chez moi, y a une télé noir et blanc.
Ön raporlara göre 50 megatonluk termo-nükleer bir bomba 30 dakika önce Caprica şehri üzerinde patladı.
Les rapports préliminaires indiquent qu'un engin thermonucléaire d'une puissance de 50 mégatonnes a explosé au-dessus de Caprica City il y a 30 min.
Bir buçuk dakika önce nişanlandık.
- Fiancé! Depuis une minute et demie.
bir dakika. önce yala. hadi önce yala.
D'abord, suce-moi un peu.
Bu sizi şöyle yapıyor, "Bir dakika. Önce biz yaptık. Biz bir şey kazanmıyoruz."
On se disait. "On a été les premiers à le faire et on n'en a rien tiré."
On dakika önce bir adam aradı.
Il y a 10 minutes un homme m'a appelé.
- On dakika önce bir adam aradı.
Il y a 10 minutes, un homme m'a appelé.
- Sakin olun efendim. Federal ajanız. 15 dakika önce burada uluslararası bir teröristin olduğunu öğrendik.
- On est agents fédéraux, on est sûrs qu'un terroriste international se trouve ici.
10 dakika önce FBI'ya bilinmeyen bir arama yapılmış.
Le FBI a reçu un coup de fil anonyme il y a 10 minutes.
Michelle, Kyle Singer'ın 47 dakika önce alış-veriş merkezinden bir pikapla kaçırılmış olduğunu bulduk.
Michelle on a trouvé Kyle Singer, emmené en voiture du centre commercial il y a 47 minutes.
Bir dakika önce...
une minute plus tôt...
Tamam. 40 dakika önce inmişler ve yürüyüş hızı ortalama saatte 8 km olduğuna göre yaklaşık 5 km yarıçapında bir alanda olmalılar.
Sils se sont posés depuis 40 mn et quon marche à 8 km / h, ils sont à environ 5 km.
Bayan Kaye, yaklaşık beş dakika önce bir adam Emma'yı okuldan almış.
Il y a 5 mn, un homme a récupéré Emma à lécole.
Bir dakika, kovmadan önce, beni biraz dinleyin.
- Des aptitudes? Des aptitudes psychiques.
- Bir kaç dakika önce çıkardılar.
- Elle est montée il y a 2 mn.
Tamam, bir dakika içinde ağda kısmına geçeceğiz. Önce, ayrı olanları cımbızla almak istiyorum, tamam mı?
Avant de mettre la cire, j'enlève les sourcils qui dépassent.
Bir dakika. O kovboy kızı giysisini daha önce nerede görmüştüm ben?
Attendez, j'ai déjà vu ce costume de cow-girl...
On dakika önce bir kadını taksiye bindirdin otuzlu yaşlarda, kırmızı deri ceket, kestane rengi pantolon.
T'as fait monter une femme dans un taxi y a dix minutes. Mi-trentaine, blouson de cuir rouge, pantalon d'un genre de brun?
- Kate, 12 saat. 15 dakika önce doldu. - Bir dahaki sefere sıralı fakslasın.
Kate, les 12 heures se sont écoulées.
Wolfgang, seninle bir görüşme yapmak istedim, ama 40 dakika önce başlaması gerekiyordu, sanırım gelmeyeceksin.
Wolfgang, j'ai demandé une séance avec vous mais comme elle devait commencer il y a 40 minutes, je suppose que vous ne viendrez pas.
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36