Bir fincan çay traducir francés
583 traducción paralela
Yaşlı Granni, Bayan Baker'in saat tam 5.15'te bir fincan çay yaptığını biliyordu.
M. Grannis savais qu'à cinq heures moins le quart Mme Baker prenait le thé.
Otur ve rahatına bak. Sana bir fincan çay getireyim.
Asseyez-vous, mettez-vous à votre aise, je vous fais un thé.
Memur bey, bir fincan çay getireyim mi?
M. L'agent, puis-je lui donner une tasse de thé?
Sana bir fincan çay yapayim.
Tu veux du thé?
- Bir fincan çay? - Hayır, teşekkürler.
- Puis-je vous offrir une tasse de thé?
Tek istediğim bir fincan çay ile sandviç.
Rien qu'une tasse de thé...
Bir fincan çay, lütfen. Çok iyi.
Une théière pour deux.
Bir fincan çay, lütfen.
- Un peu de thé.
Bayan bir fincan çay ve çorba yok. Babam çok renkli bir karakterdi.
Mon père était un personnage haut en couleurs.
Bayan Hudson'a götürüp, ona bir fincan çay ikram ederseniz memnun olurum.
Que Mme Hudson serve une tasse de thé à Mlle Brandon.
Bir fincan çay?
Tu veux une tasse de thé?
Bir fincan çay içebileceğim bir yer var mı buralarda?
Où puis-je prendre une tasse de thé?
Bir fincan çay da alabilir miyim?
Pourrais-je aussi avoir du thé?
Lütfen bir şey iç en azından bir fincan çay.
Prenez quelque chose, au moins une tasse de thé.
Yanında da bir fincan çay ister misiniz?
Et une tasse de thé...
Bir fincan çay içip o sabah Boots'tan aldığım kitabı okuyordum.
Je buvais du thé en lisant un livre que je venais de me procurer.
Bir fincan çay içmeye karar verdim.
Un jour, j'entrai boire un thé dans un restaurant.
Sana bir fincan çay hazırlayayım.
Je vous prépare un thé.
- Belki bir fincan çay?
- une tasse de thé, peut-être?
Önce bir fincan çay içmeye ne dersin?
Calmez-vous, Kayan! - Un petit thé?
Bir fincan çay içecek zamanımız var.
On a le temps de boire un thé.
Bir fincan çay ve bir doz zehir.
Une tasse de thé et une dose de poison.
Ha bir fincan kahve, ha bir fincan çay.
Ils ne servent que du jus de chaussette!
Bir fincan çay hazırlamak için çok pratik.
Pratique pour prendre une tasse de thé. C'est Mme Baines.
Bana bir fincan çay getirir misin?
Apporte-moi, une grande tasse de thé.
Bir fincan çay iyi olurdu.
Ah oui, avec plaisir.
Gücenmediğimi göstermek için sana bir fincan çay daha yapacağım.
Je n'ai aucune rancune. Veux-tu encore du thé?
Bir fincan çay için, cine duyduğum heyecandan daha fazlasını duyuyorsun.
Tu tiens encore plus au thé, que moi au gin.
- Bir fincan çay içmelisin.
On nous fait si peu de compliments.
İçeri gel ve bir fincan çay iç.
Entrez prendre une tasse de thé.
Hızlı bir fincan çay alayım.
J'avalerai juste une tasse de thé en vitesse.
Bir fincan çay ile söz verdiğin şu güzel salatalıklı sandviçlerden bir tane alacağım.
j'espère que tu te comportes bien. Je me sens très bien, tante Augusta. Ce n'est pas du tout la même chose.
Bir fincan çay ister misin?
- Je vais vous chercher du thé...
- Bir fincan çay içelim mi?
- Tant mieux. - Tu es pressée?
Bana bir fincan çay ver.
Donnez-moi une tasse de thé.
Bir fincan çay ister miydiniz?
Voulez-vous une tasse de thé?
Oh, bir fincan çay için can atıyorum.
Je rêve d'une tasse de thé.
Geri kalanlar bir fincan çay için bana katılabilir.
Les autres, au thé!
Şu anda ne iyi giderdi, biliyor musun? Bir fincan çay.
Tu sais de quoi j'aurais envie?
Peter sanırım artık bir fincan çay alabilirim.
Peter... je crois que je vais prendre cette tasse de thé, maintenant.
O burada yoksa bile bir fincan çay içebilirsiniz.
Vous pouvez prendre le thé avec moi même si elle n'est pas là.
Ben de bilmiyorum. Gittim ve bir fincan çay yaptım.
J'ai du lui faire du the.
Bir fincan çay daha, Vera, tatlım.
Ressers-moi du thé, Vera, mon chou.
Bir fincan çay daha ver, tatlım.
Ressers-moi du thé, chérie.
Bir fincan çay alırdınız, değil mi? - Sağolun.
Vous prendrez bien une tasse de thé?
Evet, evet. Çay yapmıştım. Gel de bir fincan al.
Je viens de faire du thé.
Bir fincan çay lütfen.
Une tasse de thé.
- Bir fincan çay içmelisin.
Oui, bien sûr, du thé.
Zavallı genç adama bir fincan çay ikram etsem iyi olacak. - Evet, git ver. - Git.
Je vais lui offfir du thé.
- Size bir fincan daha çay koyayım.
Il vous manquait Hermione.
Ama papatya çayından bir fincan isterim.
Mais je boirais volontiers une camomille.
bir fincan kahve 36
çay içer misin 17
çay hazır 26
çay ister misin 76
çaylak 57
çay ister misiniz 28
çay alır mısınız 21
çayınız 23
çay mı 42
bir fikir 16
çay içer misin 17
çay hazır 26
çay ister misin 76
çaylak 57
çay ister misiniz 28
çay alır mısınız 21
çayınız 23
çay mı 42
bir fikir 16
bir fahişe 36
bir fare 26
bir fikrim var 616
bir felaket 20
bir fikrim yok 77
bir film 23
bir fransız 16
bir fikrin var mı 84
bir fikriniz var mı 26
bir fare 26
bir fikrim var 616
bir felaket 20
bir fikrim yok 77
bir film 23
bir fransız 16
bir fikrin var mı 84
bir fikriniz var mı 26