English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Biraz mı

Biraz mı traducir francés

57,986 traducción paralela
- Biraz mı?
- Un peu?
- Yani, sanki biraz hoşlandım...
- J'ai bien aimé...
Ben onun annesiyim. Biraz meraklandım.
Je suis sa mère, j'étais un peu paniquée.
Sana çıkıştım biraz.
Je t'ai offensé.
Keen, biraz konuşalım.
Keen, un mot.
Pekala ben biraz daha patates püresi alacağım.
Bien, je vais reprendre de la purée.
Sanırım hala biraz elektrik var.
[DÉCHARGE ÉLECTRIQUE] On dirait qu'il reste une étincelle.
Evet, bu biraz hislerimi incitti ama beni istediğin zaman ihbar edebilirdin ve yapmadın.
Oui, ça m'a un peu blessé, mais... [INSPIRATION] Tu aurais aussi pu me dénoncer aux flics, n'importe quand, et tu ne l'as pas fait.
Biraz savurganlık yaptım çünkü babamın gaza ihtiyacı vardı.
J'ai dépassé le budget pour encourager mon père.
Biraz daha beklerseniz hemen döneceğim tamam mı?
Attendez-moi et je reviens, ok?
Biraz irigasyon yapalım.
Ok, on irrigue par ici.
Tamam, sakin olun biraz. Evde çok güzel ve, sessiz bir gece geçireceğiz, tamam mı?
Ça va bien se passer.
Komik olmaya çalıştım biraz, tamam mı?
Bref... Vous ferez le rôle de Brad.
Lütfen biraz yana kayar mısın, Tob?
C'est un légume ou un fruit?
Ben de biraz azaltırım çalışmamı. Bakıcı tutarız.
Tu pourras quand même reprendre le boulot.
Ben sadece, um, biraz şaşkınım. Her şey için çok teşekkürler.
Grand-mère et grand-père sont là!
Tatlım, bize biraz izin verebilir misin, konuşabilmemiz için?
Merci.
Yani, o biraz... şaşkın biraz, Sanırım?
Je veux dire, elle est... un peu perdue.
Sanırım biraz bozuldu.
Pas avec Kyle.
Um, taşınma konusunda biraz, endişelenmeye başladım, seni aramaya çalıştım, ama sen, açmadın. Oh, Tanrım. Biliyor musun?
Je suis un peu submergé par la situation, j'ai essayé de t'appeler mais tu ne réponds pas.
Ben de bu yüzden biraz endişlenmeye başladım. Çünkü bana şey gibi hissettirdi, sanki benim için bu şeyler çok çok fazla.
Et je me suis senti perdu parce que je sentais, j'avais le sentiment que c'était trop bien pour moi.
Belki de biraz büyümeye ihtiyacımız vardır.
On a peut-être besoin de grandir un peu.
- Biraz kayar mısın lütfen?
- Tu peux te décaler?
Biliyorum, bana her zaman Madam Rosa'yla olan seanslarımızdan bahsetmememi söylüyorsun ama son falımdan biraz bahsetmiş bulundum ve çok ilgili gözukuyordu.
Je sais que tu me dis tout le temps de taire mes séances avec Madame Rosa, mais j'ai juste mentionné ma dernière séance, et il était vraiment intrigué.
Deirdre, sandalye için minnettarım ve bardaklık ve vantilatör ve hava temizleyicisi ve bugünkü ayak dinlendirici ama ofisim biraz şey gibi olmaya başlıyor... Şehvetli, erotik bir sex draması olan 86 yılı filmi?
Deirdre, j'apprécie la chaise... et le porte-gobelet et le ventilateur et le purificateur d'air, et le repose-pieds en graphite, mais mon bureau commence à ressembler à un... torride, érotique porno de 1986?
Bacaklarımı açıyorum biraz.
Je me détends les jambes.
- Tandy, biraz konuşalım mı?
Je peux te parler une minute?
Biraz bekle o zaman, tamam mı?
Donne-moi une seconde, d'accord?
Biliyorsun, bugün biraz dengesiz geçiyor, farkındayım.
Tu sais, um, Je sais que cette journée à été rude.
Onlara biraz borçlandım ve hapisten çıktığımda hesabı kapatmak istedim.
Je leur dois de l'argent, Et quand je suis sortie, Je voulais m'installer.
Balonu 45 derece açıyla patlatman lazım ki biraz havalansın.
Vous devez percer le ballon à un angle de 45 degrés pour lui donner de la hauteur!
Ofisin dışında geçirilen onca saatten sonra o yemeğin rezil olabileceğini düşündüm ben de biraz Çin yemeğiyle yardım edeyim dedim, bilirsiniz ya.
J'ai pensé avec tout le temps passé hors du bureau, Que le dîner serait un fiasco, alors j'ai pensé que je pourrais aider avec de la cuisine chinoise, comme un... comme un merci.
Şimdi benim masamdan, kesintisiz bir görüşe sahibim ve bu biraz canımı sıkıyor.
Depuis mon bureau, j'aurais une vue dégagée et ça m'agace un peu.
İnsan yapımı uyduların içinde besleyici roketleri için her zaman biraz yakıt olur.
Les satellites faits par les humains ont toujours un peu de carburant restant de leurs fusées.
Ben sadece aylık hedefime ulaştığım için, tadını sevdiğim yiyecekleri yiyerek kutlama yaptım biraz.
J'ai atteint mon objectif, alors j'ai fêté ça, en mangeant des choses dont j'aime le goût, pour une fois.
Sanırım dizginleri biraz gevşeteceğim.
Alors je crois que je vais devoir lâcher un peu de lest.
Tahminimden biraz geç kalacağım.
Je vais être en retard.
Peki, bu biraz rahatlatıcı, sanırım.
C'est un soulagement, j'imagine.
Sanırım biraz daha var.
Après, je suppose.
Düşündüğümden biraz daha geç vakit orada olacağım.
Je vais être en retard.
- Belki biraz şarap bunun için yardımcı olur.
- Peut-être qu'un peu de vin m'aidera.
Şöyle diyelim, kadın için biraz toprak işi yaptım.
J'ai fait quelques travaux d'aménagement paysager pour elle.
Konuşmamı istiyorsanız biraz teşvik etmeniz lazım.
Et vous allez devoir me motiver si vous voulez que je parle.
Sadece birkaç kesik ve çürük, biraz da psikolojik travma... ama iyi olacağım.
Juste quelques coupures et des ecchymoses, un petit traumatisme psychologique... mais ça ira.
Biraz zamanımı aldı ama evet.
Ça m'a pris un moment, mais oui.
Ben yardım edemedim Ama son zamanlarda dikkat edin Kişisel bakım alışkanlıklarınız biraz gevşek hale geldi.
Je n'ai pu m'empêcher de remarquer que récemment vous vous êtes un peu laissé aller.
Vurgunun mu İngiltere'de biraz zaman harcadın mı?
Votre accent : vous avez vécu en Angleterre?
Onun hücresindeki çağrının herhangi bir kaydını bulamadım, Bu yüzden biraz uğraştım.
Je n'ai pas trouvé trace de l'appel sur son portable, alors j'ai fouiné un peu.
Biraz patlayıcı ayarlayayım.
J'emmènerai des détonateurs.
Bu yüzden Don'u stadyumda bıraktım ve biraz almak için buraya geldim.
Alors, j'ai laissé Don au stade, et je suis venu ici en chercher.
Merhaba, ben gelinliklerin biraz uzmanı sayılırım.
Je suis un peu expert en robes de mariée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]