Boşanmak mı traducir francés
204 traducción paralela
Eşinden boşanmak mı istiyorsun?
Avez-vous demandé le divorce à votre mari?
Benimle boşanmak mı istiyorsun?
Tu veux qu'on divorce alors?
Boşanmak mı?
Divorcer?
- Boşanmak mı?
- Divorcer?
Boşanmak mı?
Un divorce?
- Tek çözüm boşanmak mı? - Neden?
- Est-ce la seule solution?
Kabahat tahtta. Taht kalmadığına göre boşanmak mı istiyorsun?
C'était le trône et le trône n'existe plus.
Boşanmak mı istiyorsun? Onunla evlenecek misin?
Pourquoi m'en as-tu parlé ce soir?
Boşanmak mı?
Je vais divorcer.
- Boşanmak mı?
- Un divorce?
Harry'den boşanmak mı?
Vous plaisantez?
- Ne yani? Boşanmak mı istiyorsun?
- Que tu veux divorcer?
Boşanmak mı? Kaliforniya'da mı?
Un divorce, en Californie?
Boşanmak mı? Ne? Devam et.
Continue, continue.
Boşanmak mı istiyosrsun?
Tu veux le divorce?
Aman tanrım.Boşanmak mı?
Mon Dieu! Divorcer?
Boşanmak mı?
Je... Divorcer?
Boşanmak mı?
Quoi?
Boşanmak mı istiyorsun?
Tu veux divorcer?
Eğer boşanmak üzere olan Enrico isen, ben de herşeyi inkar edecek olanım!
Si tu mêles Enrico au divorce, il va tout nier et moi aussi!
Senden hemen boşanmak istiyorum.
Je veux que vous m'accordiez le divorce tout de suite.
İşbirliği yapmalısın. Boşanmak isteyen sensin.
Vous pourriez aussi m'aider et vous occupez de votre propre divorce.
Richard boşanmak istediğini söylediğinde Ruth'a gidip Richard'ı bırakması için ona yalvardım.
Quand Richard a parlé de divorce... j'ai supplié Ruth de renoncer à lui.
Sitem edici bir söz daha edersen, boşanmak için avukatımıza danışacağım.
Un mot réprobateur de plus, et je consulte notre avocat pour divorcer.
Sen bilirsin. Kararımı verdim. Boşanmak istiyorum.
Au fait, j'ai réfléchi, je veux divorcer.
- Nedir canım? Neden boşanmak istedin?
Pourquoi voulais-tu divorcer?
- Ben aptal mıyım? - Boşanmak ölümcül bir günahtır.
- Le divorce est un péché mortel.
Dedi ki, evlenmiş olsam... boşanmak daha pahalıya patlarmış.
Elle m'a fait remarquer... qu'un divorce aurait coûté plus cher.
Senin için iyice açıklayayım ; Boşanmak için geçerli sebepleri yok.
Elle n'a pas de griefs contre moi.
İlişkimize devam etmemiz için boşanmak zorunda olmadığımı söyledin.
Tu disais que nous pourrions nous aimer sans que je divorce.
Toni, bu konuyu açmak istemiyordum... ama aslında boşanmak isteyen karım.
Je ne voulais pas t'en parler, mais si je te disais que c'est elle qui demande le divorce?
Reno mu? Hemen boşanmak için onu Meksika'ya yollayacağım.
Elle ira au Mexique pour un divorce espresso!
Bu yüzden ilk adımım boşanmak olmalı.
Mon mari et moi, nous sommes une entrave mortelle l'un pour l'autre.
- Boşanmak için vaktim var mı?
J'ai le temps de divorcer?
Boşanmak istiyorum! Ve seninle kocaman, şişkin bir anlaşma imzalayacağım!
J'exige le divorce avec une bonne pension alimentaire!
Boşanmak mı?
- Divorcer.
Gerçek şu, Masha boşanmak için... dürüst bir kadının veremeyeceği bedeli ödedi. Hayatı buna bağIı olsa bile.
Votre Masha m'a acheté un divorce à un prix qu'aucune femme ne paierait... même si sa vie en dépendait.
Boşanmak mı istiyorsun?
Ce rien du tout! Tu veux divorcer?
- Boşanmak mı?
Divorcer?
Boşanmak falan istemiyorum amına koyayım.
Et je veux pas divorcer, moi!
O asla benden yana olmadı ve şimdi de boşanmak istiyor.
Elle m'ignorait et soudain elle demande le divorce.
Boşanmak üzere olduğunu söyledi.
Elle m'a dit qu'elle allait divorcer.
Monica boşanmak istiyor bu bay.
M. Chan est un avocat spécialisé dans les cas de divorce.
Çok para verilen, fazla büyütülen, boşanmak üzere olan pis Rayburn'den mi söz ediyoruz? Ondan mı bahsediyoruz?
Tu veux parler du fils de pute surpayé en instance de divorce?
Bak Charlie, Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Ama... sanırım, boşanmak istiyorum.
Je ne sais pas comment le dire mais je crois que je veux divorcer.
Sanırım boşanmak seni yıkmış.
Je vois que ton divorce t'a vraiment anéanti.
- Sanırım boşanmak üzeresiniz.
- Je croyais que tu divorçais.
Sanırım boşanmak istemelisin.
Vous voulez divorcer, j'imagine.
"Boşanmak" kelimesini kullandı mı?
Il a prononcé le mot divorce?
Boşanmak şimdiye kadar başıma gelen en güzel şeydi.
Divorcer fut la meilleure chose qui puisse m'arriver.
- Boşanmak istemiyorum, Gail, ama, um, hayatımızda bazı değişiklikler yapıp devam etmeliyiz. Böyle yaşamak ikimize de acıdan başka birşey vermiyor.
Je ne veux pas divorcer... mais il faut que ça change... parce que cette situation est en train de nous détruire.