English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Brass

Brass traducir francés

691 traducción paralela
Birkaç yüz frank bulursan, ben Brass Monkey'deyim.
Si vous trouvez l'argent, je serai au Singe en Cuivre.
Emirleri Brass verdi.
Les huiles donnent les ordres.
Belki Fleshpot Hill, belki de Brass Monkey Vadisi.
Fleshpot Hill, Brass Monkey Ravine.
Tekrar ediyorum. Negatif Sovyet uçakları... 27, burası Brass Hat.
Je répète, pas d'avions russes.
Tam senin önündeler.
27, ici Brass Hat. Ils sont juste devant vous!
Brass Hat, 40 mil görüş açımız... Var ve radarımızda birşey yok.
Brass Hat, nous ne captons rien sur le radar avec 60 kilomètres de visibilité.
Brass Hat'tan mesaj için bekleyin.
Message de Brass Hat.
Brass, bölümde bir sonraki yıkımı planlıyor.
Les grosses légumes complotent le prochain désastre.
With sixty elephants, llamas galore With his bears and lions, A brass band and more
Avec 60 éléphants et lamas Ours, lions, Trompettes et clairons
Beni rahatlatacak tek kişinin siz olduğunuzu biliyorum. Beni gerçekten anlayacak birine anlatmak istedim.
J'ai écrit pour toi à Monsieur Brass, parce que je crois que vous pouvez. confirmer et donner l'opinion sur ce qui m'est arrivé.
Sizce heyecan mı önemli yoksa kimin ne olduğu mu?
Mais pour moi, cher Monsieur Brass, il y a un doute.
Sevgili Tinto Brass. Bence siz bir ilahsınız.
Cher Tinto Brass...
Kocamla çektiğimiz kasetleri ve resimleri size gönderiyorum.
Monsieur Brass, dans le transport maritime, est d'accord avec mon mari ces images et cette cassette.
Sevgili Bay Brass. Adım Rozella. Hem sinemada hem videoda tüm filmlerinizi izledim.
Cher Monsieur Brass, je suis Rosella et j'ai vu quelques-uns de vos films pas au cinéma, mais dans les cassettes que Gianni mon mari rapporte à maison et que nous regardons ensemble.
Sevgili Bay Brass. İlgileneceğinizi düşündüğüm bir tecrübemi aktaracağım.
Je suis une de vos admiratrices et je souhaite vous parler d'une expérience qui pourrait vous intéresser.
Bay Brass. Böyle bir mektubu yazmak beni hiçbir şekilde kurtarmıyor. Ama rahatlamak için bunu yapmalıydım.
Cette lettre ne veut pas avoir l'air pathétique, ni une recherche de justification, mais l'histoire comme le manque de.
Tinto Brass'la birlikteyim.
Tu ne vois pas? Je suis avecvTinto Brass. Ah oui, le directeur!
Legends of Brass grubu yarışmanın favorisi haline geliyor.
La grande fanfare Phi Kappa Epsilon de l'université Gannon est en tête.
The Tijuana Brass, onları duydun, değil mi?
Les Tijuana Brass. Tu les connais, non?
- Ve The Tijuana Brass!
- Et les Tijuana Brass.
Üç ay kadar önce Brass'le ben bu adamı küvette ölü bulduk. İntihar süsü verilmişti.
Il y a 3 mois, avec Brass, on a trouvé un mort dans une baignoire.
Bay Brass'ten daha mı uzundu daha mı kısaydı?
Etait-il plus grand ou plus petit que M. Brass?
- Küçük kızı karakola götür. Brass seni bekliyor.
Vous emmenez cette fillette au commissariat.
- Dalga geçiyorsun değil mi?
Brass vous attend.
Brass, onu neden benim almam gerekiyor anlamadım.
Je ne vois pas pourquoi je dois m'occuper d'elle.
- Özür dilerim. Başkomiser Brass arama emri için sizi aramadı. İşin ucunda terfi var.
Le capitaine Brass refusait de vous appeler pour un mandat.
Brass, bir soygun olayında Warrick'i Holly'nin yanına verdi.
Brass a envoyé Warrick superviser Holly sur un cambriolage.
Brass sana bir acemiye göz kulak olma emri verdi.
Brass vous avait demandé de superviser une recrue.
Catherine. Brass. Hepimiz kusurluyuz.
Et Catherine et Brass aussi.
BRASS : Tamam, tamam
C'est bon, j'ai compris.
Yüzbaşı Brass, hey.
Capitaine Brass.
Brass, Beni duyuyor musun?
Brass, vous me recevez?
- Brass'i arayacağım. - ona söyle, gidip adamımızı alsın.
J'appelle Brass, pour qu'il aille l'arrêter.
Suç araştırma, ben Brass.
Médico-légal.
Yüzbaşı Brass bir arama izni için sizi aramıyordu. Efendim davada kocaman bir kuyruklu yalan yakaladım.
Le capitaine Brass refusait de vous appeler pour un mandat.
Brass, geliyor musun?
Brass, vous venez?
Brass'in halletmesine izin verdiğin için sağ ol. Bunu ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi.
Moins de gens sauront, mieux ça vaudra.
Brass, perdenin kapalı olduğunu söyledi. Hostes onları ayrı tutmuş. İnince de arkadan çıkmışlar.
Le rideau était fermé et ils sont descendus par l'arrière.
Ben Cinayet Masası'ndan Jim Brass.
Jim Brass, de la Criminelle.
Ben de anlattıklarını doğruluyorum.
Je vérifie. Vous savez comment ça marche, Brass.
Brass bundan hoşlanmayacak.
Ça ne va pas plaire à Brass.
Sevgili Bay Brass.
Un bel Alfa GTV, couleur rouge.
- Tinto Brass'a bir paket. - Ben alırım.
- Un courrier pour Tinto Brass.
- Brass'in adamları arıyor.
Les hommes de Brass le cherchent.
Brass Cinayet Masası'na gönderildi.
Brass a été transféré à la criminelle.
Brass'e ulaştıktan sonra gel ve beni gör.
Viens me voir quand tu auras eu Brass.
Grissom :
Brass.
Belki karşı koydu.
Peu importe, il faut appeler Brass.
Her halükârda Brass'i aramalıyız.
Qu'il aille chercher l'amant.
- Evet, iyiydi.
Merci d'avoir confié ça à Brass.
Brass hepsini salonda topladı.
Ils sont en salle d'attente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]