Bryan traducir francés
1,103 traducción paralela
Yani bana tavsiyen, Bryan Trenberth'ü bir paket kraker... yüzünden çocukların T-Ball maçında vurmam.
Donc, tu me conseilles de tirer sur Bryan Trenberth devant des enfants jouant au T-ball â cause des bretzels.
Babam Bryan Trenberth'ü öldürmemi istiyor.
Papa veut que je tue Bryan Trenberth.
Bryan çok iyi bir adam. Çok tertipli.
C'est un type formidable, très organisé.
Bryan Trenberth hakkıyla yapılmış bir işin görmezden gelinmesine izin vermez.
Bryan Trenberth ne fait pas le silence sur une bonne action...
Asıl ben seninle paylaşmak istemiyorum, Bryan.
Eh bien moi, je ne veux pas le partager avec vous!
Özür dilerim, Bryan.
Je vous demande pardon, Bryan.
Bryan Adams'i unutmamak gerek.
Et Bryan Adams?
Hukumetimiz Bryan Adams adina sizden ozur diler.
On s'est excusés pour Bryan Adams, maintes fois.
Ağaçlarımızın fiyatını düşürelim. Mesela 30 santimini dört buçuk dolardan satalım. O zaman ağaç başına ortalamamız 31 dolar olur ve yine de 34 dolar 57 sent kâr ederiz.
Le rôle de Hal, le père de Malcolm, a été tout aussi difficile à trouver, jusqu'à l'arrivée de l'unique Bryan Cranston.
- 91'inci mi? - 91'inci ağaç. Beyefendi!
Personne n'arrivait à le rendre amusant ni même vivant, on était dans l'impasse, puis Bryan Cranston a débarqué, sans se préoccuper du script.
Reese, bu et harika. - Teşekkürler. Biraz daha ister misin, Malcolm?
Bryan Cranston et Jane Kaczmarek ont également développé des liens serrés avec les jeunes acteurs.
Garajda çalıştığımız şeyi yapman yeterli.
Bryan Cranston me dit souvent :
Brian'la tanışmanızı istiyorum.
Je vous présente Bryan.
Bi - biliyor musunuz, Brian da bir,... avukat? Bundan bahsetmiş miydim?
Je vous ai dit que Bryan était avocat?
Brian, sen bir erkeksin.
Bryan, tu es un homme.
Bilirsin, sanırım seni Brian'la görmek...
Je crois que te voir avec Bryan...
Bana bir şarkı yazmanı istemiyorum baba.Brian'a iyi davranmanı istiyorum.
J'avais plutôt besoin que tu sois aimable avec Bryan.
Bryan fazla hoş biriydi.
Bryan était trop sympa.
Bryan'la tutku eksikliğimiz vardı.
Avec Bryan, ce n'était pas passionnel.
Tamam, ilk olarak başlamadan önce, Ally firmamız adına konuşuyorum Bryan'la olanlar için geçmiş olsun demek istiyoruz.
Avant de commencer, Ally... tout le cabinet se joint à moi... pour te présenter ses condoléances pour Bryan.
Bryan ofisinde.
Bryan est dans ton bureau.
- Bryan. - Davetsiz geldiğim için özür dilerim. Ben...
Excuse-moi de te déranger...
Sorun sen değilsin, Bryan.
Tu n'es pas l'homme de ma vie.
Bryan onun yanına taşınmamı istedi.
Bryan m'a demandé de vivre avec lui.
Bryan'la hayatımın nasıl olacağını düşünüyordum.
J'imaginais ma vie avec Bryan.
Bizi kastediyorum, Bryan.
C'est nous, Bryan.
Ben Bryan'dan bahsediyordum.
Je parlais de Bryan.
Bryan ile altı aydır görüşüyorsun.
Tu sors avec lui six mois, il veut vivre avec toi...
Sence Bryan biraz sıkıcı birisi mi?
Tu trouves Bryan ennuyeux?
Zıt kutupların çekimi, sen çok hayat dolusun ve Bryan, o çok...
Les contraires s'attirent. Tu es si vivante... et Bryan est si...
Uzun bir hayat yaşamak istiyorum ve o bana bunu hissettiriyor.
Je veux que ma vie soit longue. Avec Bryan, j'en aurai l'impression.
Belki Bryan aradığın adam değil ama terapistten uzak dur.
Bryan n'est peut-être pas le bon... mais ne t'approche pas du psy.
Seni seviyorum Bryan.
Je t'aime vraiment, Bryan.
Bryan'la kimyamız tutmadı.
Avec Bryan, j'ai pas eu de coup de foudre...
Merhaba. Bryan nasıl?
Bryan?
Bryan burada duruyorsun.
On est arrivés.
Bryan, gel buradan çek.
Bryan, ici.
- O, 12 yaşındaykendi Bryan.
Quand elle avait 12 ans.
- Görüştüğümüze sevindim Bryan.
- Content de te voir, Bryan. - Moi aussi.
- Çocuklar. - Görüşürüz Bryan.
- À la prochaine, Bryan.
Bryan Mills.
Bryan Mills.
- Tanıştığımıza sevindim Bryan Mills.
- Enchantée, Bryan Mills. - Enchanté.
Büyütme işte Bryan.
N'en fais pas tout un plat.
İmzala şunları Bryan.
Signe ce papier, Bryan.
- Selam, Bryan.
- Bonjour, Bryan.
Ailemin ilkel versiyonu gibiler.
Selon eux, Bryan Cranston était un mauvais père, très évasif et désintéressé. - Papa? - Chéri...
Brian'a söyler misin... onunla tanıştığıma çok sevindiğimi söyler misin?
Dis à Bryan que j'ai été ravie...
Ally? Şu Brian'la, işler ciddiye binebilir mi?
Ce Bryan, c'est sérieux?
Ben ilgilenirim. - Merhaba Brian.
- Salut Bryan.
- Biliyorum. - Merhaba Bryan.
- Salut, Bryan.
- Görüşürüz Bryan.
Écoute!