Burdalar traducir francés
125 traducción paralela
Arayın... burdalar!
Doucement, ils sont en haut.
- Gerçekten burdalar mı?
- Ils sont vraiment là?
Maria ve Angelo da burdalar mı?
Maria et Angelo sont là?
Onlar zaten burdalar!
Ils sont déjà là!
Annenle baban burdalar.
Tes parents sont là.
Landramlar Komutan Adamanın müsaadesi ile burdalar.
- Vous remercierez le Commandeur Adama.
Onlar, Tommy bize yardim etmek istediği için, burdalar.
Ils sont venus parce que Tommy veut nous aider.
İşte burdalar efendim.
Les voilà. - Tout de même.
Writer'ların çoğu burdalar.
Il y a déja eu plein de taguers ici.
- Süperle görüşmek için burdalar. - Lütfen bekleyin.
- Ils viennent pour M. Lee.
Gönüllüler onlar. Hayırseverliklerinden burdalar.
Des bénévoles qui travaillent par bonté d'âme!
Billy, bence burdalar.
Billy, je pense qu'ils sont ici.
Hiçbir şey hazır değil. Ve burdalar!
Rien n'est prêt... et ils sont là.
İşte burdalar!
Les voilà.
Hepsi burdalar.
Tout le monde est là.
15 dakikaya burdalar, Doktor.
Dans 15 minutes.
Annen ve erkek kardeşin burdalar.
Ta mère est là avec ton frère.
- Dosyaları unutmadın, değil mi? - İşte burdalar.
Tu as les dossiers?
27 yıl önce bugün Wayne'i öldürdüler. Ve şimdi benim için burdalar.
Il y a 27 ans, jour pour jour, ils ont tué Wayne, et maintenant ils sont revenus pour moi.
İşte burdalar.
Les voilà.
İşte burdalar.
Ils sont là-bas.
- Burdalar iyiler iyi. Akşama hava düzelecek.
Ça se lèvera d'ici ce soir.
Affedersiniz, toplantınızı bölmek istemezdim ama burdalar!
Désolé de t'interrompre mais... ILS SONT LA!
Kibritler nerede? Bir dakika, işte burdalar.
Les allumettes?
İşte burdalar burda.
Je les ai juste là ici.
Burdalar çünkü kurban edilmek zorundalar.
- Ils doivent être sacrifiés.
işte burdalar.
Je les ai trouvés.
Anahtarları mı kim aldı? İşte burdalar.
Qui a pris mes putains de clés?
İstediğini seç. Hepsi burdalar.
Ils sont tous là, choisis.
İşte burdalar!
- Là! A l'attaque!
AiLEN, BURDALAR MI?
Tes parents sont là? Où sont-ils?
Eger sizi bıraktıklarını, ama onları görmeye devam ettiğinizi söylüyorsanız... o halde hala burdalar demektir.
Si vous dites qu'ils vous ont laissé, mais que vous continuez à les voir... c'est qu'ils sont probablement encore ici.
- İşte burdalar,
- Comme on se retrouve.
Belalı saatimi çalmak için burdalar.
Il viennent voler ma putain d'horloge.
Burdalar, geri döndüler!
Ils sont là, ils sont revenus!
Tanrım, işte burdalar.
oh, mon dieu, elles sont ici.
Her nasılsa, 7 yıldır ortada gözükmüyor fakat ailesi... burda yaşamış, ve hala da burdalar.
Quoiqu'il en soit, il a disparu il y a 7 ans, mais les métahumains, eux, sont restés et vivent encore ici.
Onlar burdalar, çöp kutusunun etrafındalar.
Et je pense qu'ils vont... Lily?
Evet. Burdalar mı?
- Est-ce qu'ils sont là?
Hepsi balık avı için burdalar.
Maintenant tu es un BPCG... - BPCG?
- Burdalar!
- Les voilà!
Ah, İşte şimdi burdalar.
Les voilà.
Burdalar.
Ils sont là.
Ah, işte burdalar.
Alan!
Onlar burdalar.
Ne me fais pas peur comme ça!
Müfettiş yargıçlar. Denetlemek için burdalar.
La hiérarchie.
Şimdide destek olmak için burdalar. - Bizim için burada olduklarına emin misin?
Tu es sûr?
Oh, işte burdalar.
Les voilà.
Kendi güvenlikleri için burdalar. Oh, gerçekten mi?
Ah oui?
Senin için burdalar sanıyorum.
J'imagine qu'ils sont là pour vous.
- Neden burdalar Dick?
Pourquoi ils sont là, Dick?
burda 170
burdayım 125
burdan 36
burda neler oluyor 31
burda ne işin var 23
burda kal 32
burdasın 18
burda bekle 28
burda ne yapıyorsun 41
burda değil 33
burdayım 125
burdan 36
burda neler oluyor 31
burda ne işin var 23
burda kal 32
burdasın 18
burda bekle 28
burda ne yapıyorsun 41
burda değil 33