Buzsuz traducir francés
126 traducción paralela
Bayan Julie, ben ne zaman bir beyefendiye buzsuz şurup ikram ettim ki?
Je ne sers pas de punch sans glace.
Buzsuz.
Pas de glace.
Şu anda, ilk defa Byrd tarafından 1947'de keşfedilen Antarktika'nın buzsuz, sıcak vaha bölgesinin ilk görüntülerini görüyorsunuz ve ekibimizin bir üyesi tarafından detaylı bir şekilde incelenecektir -
Vous voyez ici les premières photos prises des eaux tempérées sans glace de l'Antarctique, découvertes par l'équipe de Byrd lors de l'expédition de 1947, et qui seront analysées par un membre de notre propre groupe,
Martini lütfen, buzsuz olsun.
Un martini, très sec.
- Jackson, bana bir duble-duble skoç. - Sek mi? - Sodasız ve buzsuz.
Prépare-moi un quadruple scotch, sec, pas de soda, pas de glace.
- Sodasız ve buzsuz. Düzgün, temiz, dümdüz aşağı.
Pas de soda, pas de glace, propre, impec, sec, c'est ça?
Buzsuz bir viski ve seni istiyorum.
Toi avec un peu de scotch, mais sans glaçons.
Sulu viski, buzsuz.
Un whisky avec de l'eau, sans glaçon.
Buzsuz lütfen.
Sans glace, merci.
Buzsuz, değil mi?
sans glace?
Bayan deniz tarağı soslu makarna ve buzsuz bir kola alacak.
Madame prendra les linguini à la sauce blanche... et un Coca sans glaçons.
Bilakis yalnızca görevde içerim. Scotch lütfen, buzsuz.
Un scotch sec, s'il vous plaît.
Ben de zaten buzsuz severim.
J'aime bien quand même. Regardez!
Rom ve kola, buzsuz.
Rhum-coca. sans glaçon.
Buzsuz. Sorun değil.
Pas de glace.
- Buzsuz kola alabilir miyim?
- Je peux avoir un coca, sans glace?
- Bir kola, buzsuz, geliyor.
- Un coca, sans glace, ça vient.
Evet. Buzsuz, iki zeytinli bir martini alayım.
Donnez-moi un Martini sans glaçon. 2 olives.
Bana bir martini ver, buzsuz ve de iki zeytinli olsun.
Servez-moi un martini. Sec avec deux olives.
- Buzsuz.
- Sans glaçons.
Ve bende buzsuz klüp sodası alayım.
Un soda sans glace.
Evian buzsuz lütfen.
Évian, s'il vous plaît. Sans glace.
- Limonlu, buzsuz Perrier.
- Perrier citron, sans glace.
Öncelikle, ben bir Manhattan istedim, buzsuz, iki kirazlı.
Pour commencer, j'ai commandé un Manhattan sec, avec 2 cerises.
Sek, yani buzsuz olsun.
"Extra", comme pour "sans glaçons".
Tekila lütfen. Buzsuz.
Une tequila, sans glace.
Meyve suyu, buzsuz.
Ça marche.
Buzsuz.
Sans glace.
- Buz yok, buzsuz olsa olur mu? - Elbette olur.
On a pas de glace, de l'eau plate ça ira?
- Buzsuz, susuz ve uzun bardakta.
Sans glace, sans eau, dans un grand verre.
Buzsuz
Sans glace.
Wild Turkey, buzsuz.
Un Wild Turkey, sec.
Viski, buzsuz, duble olsun.
Un whisky, double.
İki bardak, biri buzlu, biri buzsuz.
Um, deux verres : un avec de la glace, l'autre sans.
Buzsuz Wild Turkey.
- Un Bourbon.
- Baksana abi, buzsuz kola.
Un Coca, sans glaçon. J'ai fini mon service.
Küçük buzsuz kola.
Coca small, sans glace.
- Buzlu mu, buzsuz mu?
Ça voulait dire, non, je veux pas de glace, ou non, j'en veux?
Hayır buzsuz.
Non. Sans glaçon. Coca, sans glaçon.
Sanırım 300 metrelik buzsuz bir alanla karşılaştığımızda şaşırmıştık biz de buzun olmadığı yerlere kaya ekipmanlarını çaktık ve böylece dikey basamaklarımız oldu.
On a réussi très rapidement à grimper le mur de glace. On était arrivés à la rimaye, là où le glacier rejoint la paroi.
Senin ihatırına cinimi buzsuz içeceğim.
Mon gin pourrait tiédir, eu égard à votre infortune.
- Buzsuz olsun.
- Avec glace.
- Buzsuz viski içeceğiz.
Il va falloir qu'on boive un scotch sans glace
Buzsuz su.
De l'eau sans glaçon.
Buzsuz, susuz.
Sec.
Sadece tropik bölge buzsuz.
Sauf la zone tropicale.
Viski, susuz ve buzsuz.
Je t'offre un verre?
- Buzsuz?
- Sans eau?
Buzsuz.
Et pas de glaçon, Ben.
Buzsuz bir cin lütfen.
- Tu vois.
- Sizin için buzsuz.
Je crois savoir pourquoi vous êtes là.