Buzz traducir francés
1,537 traducción paralela
Buzz evli katılımcılarımızdan birisi. Bu yüzden uçak yolculuğunuz sadece bir yemeği içeriyor.
Buzz est un candidat marié, donc si votre vol comprend un repas
Bundan hoşlanmadım Buzz.
Je n'aime pas ça, Buzz.
Beni şaşırttın, Buzz.
Il faut vérifier.
Merhaba, Buzz McNab'ı aradınız.
Vous êtes bien chez Buzz McNab.
Sorun değil Buzz.
Ce n'est rien, Buzz.
- Sağlam kanıtımız yoksa, bir FBI ajanını uzun süre tutamayız. - Peki Buzz.
On ne peut pas le retenir plus longtemps sans preuves.
Bana bir kulaklık verir misin lütfen?
D'accord, Buzz. Pouvez-vous me donner une oreillette?
- Buzz.
Buzz?
Tek kelime daha istemiyorum. Tao ve Buzz da duymak istemiyor.
Je ne veux plus entendre un mot à ce sujet.
Buzz'ın bugün Sitka'ya iki uçuşu var...
Buzz fait deux vols pour Sitka avec le courrier...
Kolay değildi.Üç aktarmalı uçağa ve bir kayığa binmeye 679 00 : 35 : 00,436 - - 00 : 35 : 03,102 ve adı Buzz olan biraz deli bir adamla gölü geçmeye mecbur kaldım.
Ce n'était pas facile. J'ai dû prendre 3 avions et un bateau.
Sanırım Buzz benim babam. - Ne?
- Je crois que Buzz est mon père.
Buzz benim babam mı?
Est-ce que Buzz est mon père?
Evet Buzz, sen patrick'in babasısın ve buna bağlı olarak da her neyse işte.
Oui, Buzz tu es le père de Patrick. Et vice-versa... Peu importe.
Yani sen ve Buzz, siz birlikte.. - bir kere - bir gece.
Alors toi et Buzz, tous les deux... ensemble... - Une seule fois.
- Buzz sadece arkadaşlarımdan biriydi.
Mon dieu. Buzz était un de mes seuls amis.
Buzz benim babammış.
Buzz est mon père.
Ve Buzz ne hissettiğini bilmiyorum çünkü benimle iki kelime bile etmedi.
Parce qu'il ne m'a pas dit deux mots.
Buzz ve ben tanıyabiliriz, buluşmaya başlayarak.
Buzz et moi... On apprend à se connaître, à sortir.
Herşeyden önce Buzz ve sen benim Elmo'da en sevdiğim insanlarsınız.
Toi et Buzz vous êtes deux de mes Elmoites préférés.
Buzz.
Buzz.
Buzzlütfen oturur musun?
Oh Buzz, je t'en prie, assieds-toi.
Buzz, sen patrick'in babasısın.
Buzz, tu es le père de Patrick.
- Herşeyi halktan saklayamazsın Buzz.
Tout n'est pas toujours rendu public, Buzz.
Yalnız kalmalıyım Buzz.
J'ai besoin d'être seul. - Buzz!
- Buzz'la konuşmaya gitti.
Il est allé parler à Buzz.
- Tamam, Buzz nerede?
Où est Buzz?
- Accokeek dağına çıkıp Patrick ve Buzz, bulacağız tamam mı?
Tout ceux qui en sont capables vont escalader Accokeek et chercher Patrick et Buzz, d'accord?
Eğer ben bu işe karışmasaydım Buzz gitmezdi Ve Patrick de onun arkasından gitmezdi.
Si je ne m'étais pas impliquée, Buzz ne serait jamais parti et Patrick ne serait pas allé le chercher.
Keşke Buzz'la hiç yatmasaydım.
Je regrette d'avoir couché avec Buzz.
Eğer Buzz'la yatmasaydın, Patrick olmazdı,
Si vous n'aviez pas couché avec Buzz, vous n'auriez pas eu Patrick.
Buzz'ın Patrick'in babası olduğuna hala inanamıyorum.
Je n'arrive pas à croire que Buzz soit le père de Patrick.
Ya o buzz ve Patrick'se?
Et si c'étaient Buzz et Patrick? Allons-y!
- Bizi arıyorlardır değil mi Buzz?
On est en train de nous chercher, n'est-ce pas Buzz?
Bu Buzz'ın sonu olacak
C'est comme ça que ce vieux Buzz va finir.
- Patrick!
Patrick! Buzz!
Buzz Watson.
Buzz Watson.
Kenara çek Buzz.
Gare-toi.
- Yüce Tanrım!
Buzz, accélérez!
Buzz. Bas gaza.
- Accrochez-vous.
Ve Buzz, senin kulaklığı doktora ver.
Buzz, donnez votre casque au docteur.
- Merhaba, Buzz.
- Salut Buzz.
Buzz, bana bir iyilik yap.
Buzz, tu veux bien faire quelque chose pour moi.
Buzz.
Buzz. - Buzz?
Onunla hiç konuşmadın mı? Adı Buzz olan biriyle niye konuşayım ki?
Je ne parle pas aux Buzz.
Teşekkürler.
Buzz, merci.
Değil mi beyler?
Ni Tao, ni Buzz.
Ama şimdi annemi hiç tanıyamamışım gibi hissediyorum
J'ai l'impression de n'avoir jamais connu ma mère, et je ne sais pas ce que Buzz ressent.
Buzz!
- Buzz!
Peki.
Gare-toi, Buzz.
Teşekkür, Buzz.
Merci, Buzz.