Cadillac traducir francés
951 traducción paralela
Ben Cadillac isterim.
Moi vouloir berline Cadillac.
O gece görevli motosikletli memur trafik lambalarında bir Cadillac gördüğünü söyledi.
Un motard se souvient d'une Chevrolet à un feu...
Kapama saatinden bir saat kadar önce büyük siyah arabası olan bir adam geldi.
Un type arrive à la station-service avec une grosse Cadillac.
Hayır. Yeni sedan bir Cadillac aldılar. Koyu yeşil.
- Oh non, ils ont une Cadillac toute neuve, vert foncé.
- Bir Cadillac.
- Une Cadillac.
. - Ya da Bay Cadillac.
Ou Monsieur Cadillac.
Söyler misin Paris'te hoş insanlar arasında Rolls-Royce mu yoksa Cadillac mı daha şık sayılıyor?
Diriez-vous qu'à Paris, dans la haute société... est-ce la Rolls Royce ou la Cadillac que l'on considère comme la plus chic?
Ve sadece Cadillaclar ve yüzme havuzlarından bahsetmiyorum.
Et pas seulement les Cadillac et les piscines.
- Ben Cadillac almayacağım.
Je n'achèterai pas de Cadillac.
Yepyeni bir üstü açık araba gördüm içinde de pek yakışıklı kır saçlı bir adam vardı.
Il y avait une Cadillac dernier modèle, conduite par un bel homme.
Saati 1,80 $ bir namussuz Cadillac'ın vitesini değiştirmediği için.
1,80 $ de l'heure pour qu'un salaud ait pas à changer les vitesses de sa Cadillac.
Ben olsam Cadillac olsun derdim. Doğal olarak.
- Moi, j'aurais marché pour une Cadillac.
Sen de Cadillac'ı al.
Toi, tu prends la Cadillac.
Mesela ben. 200 dolarlık takımla Cadillac'a biniyorum. Jerry'yle karşılaşınca "Merhaba, Jerry." diyorum.
J'arrive en Cadillac, vêtu d'un costume à 200 $, et je dis : "Salut, Jerry."
Cadillac'ımı satmışım, otobüsle yanına gidiyorum.
Je vends la Cadillac, j'y vais en bus, vêtu d'un vieux costume.
Benim Cadilac'ım yok. Sürtüklerle de dolaşmıyorum.
Je n'ai pas de Cadillac, je ne sors pas avec des coureuses.
- Benim Cadillac'ım yok, serseri. - Serseri mi?
Je n'ai pas de Cadillac, minable.
Ve üstü açık Cadillac kazandı.
Et il a gagné une Cadillac cabriolet.
Araba Cadillac, dostum!
C'est une Cadillac, mec.
Cadillac'i çalalim mi?
- On vole la Cadillac?
Cadillac Eldorado!
Cadillac Eldorado!
- Bir Cadillac'la döneceğim.
- Je repartirai en Cadillac.
Cadillac'lar Amerika'da gezer
Autos pour tous, en Amérique
İnsanlar arasındaki büyük fark zengin, fakir, iyi, kötü değil.
La Cadillac décapotable. "Princesse Kosmos."
Bilmiyorum, ama pembe bir Cadillac bulursam, etrafında bir yerdedir.
Je ne sais pas. Si je vois une Cadillac rose, c'est qu'il n'est pas loin.
Cadillac'ını şu sokakta görmüş müydüm acaba?
Je crois que j'ai vu sa Cadillac en bas de la rue.
Her cuma olduğu gibi mekânın sahibi Bay Grimp, saat 1 civarında iki muhasebecisiyle birlikte gelecek.
Vers une heure du mat', comme tous les vendredi, M. Grimp, c'est le tôlier M. Grimp... Départ de sa Cadillac... accompagnait ses deux comptables.
Amerikalı mısın?
Liz Taylor, Cadillac,
Liz Taylor, Cadillac, Hollywood, Canaveral Burnu.
Hollywood, Cap Canaveral... I know all America.
Bubber Reeves, Val'in Cadillac'ini hurdaya çevirince onu hemen hapse yolladi.
Bubber Reeves avait bousillé sa Cadillac... et il l'avait mis aussi sec en prison.
- Cadillac. Neden?
- une Cadillac.
Ama gücüme giden, eski bir Chevrolet kullanıyor olmam. Ama zencinin tekini bembeyaz bir Cadillac'ta görünce.
Mais, quand je suis dans ma vieille Chevrolet et qu'un nègre me double en Cadillac blanche...
Muazzam bir Cadillac.
Une enorme Cadillac.
Beyler, affedersiniz. Çalışmayı reddeden bu Cadillac'ı itmemize yardım eder misiniz?
Messieurs, excusez-nous... pourriez-vous nous aider à pousser cette Cadillac qui refuse d'avancer?
Sanırım az önce bir Cadillac'la Martha geldi.
Je crois que Martha vient d'arriver dans une Cadillac.
Sana bir Cadillac geliyor Willard.
Et une Cadillac, une!
Siyah Kadillak.
Cadillac noire.
Yeni Cadilladlar, bahis oynamalar.
Ils ont des Cadillac! Ils ne paient que 50 % sur les paris!
Yine aynı araç tarif edilmekte koyu yeşil 1958 model üstü açılabilir Cadillac plakası E2546.
Voici la description du véhicule. Cadillac 1958 vert foncé, modèle décapotable, immatriculée E-2546.
Cadillac!
- Une Cadillac!
Bir Cadillac! Beyaz bir Cadillac!
- Une Cadillac, une Cadillac blanche!
Hep beyaz bir Cadillac istemişimdir!
- J'ai toujours rêvé d'une Cadillac blanche!
Ama Cadillac kullanıyordu!
- Mais elle conduit une Cadillac!
Bir süre Cadillac'ı alacağız.
- On emprunte la Cadillac.
Dinle, Cadillac'ımla takas edelim.
Ecoutez, je vous refile ma Cadillac.
- Arabayı burada bırakmayın.
Laissez pas la Cadillac là.
Şimdi bir çiftliği, bir kaç da Kadillak'ı,
Maintenant, il a un ranch, quelques Cadillac...
Liimozini mi?
- Il me faut la Cadillac noire à 16h30.
Roberto!
T'as vu les Cadillac dehors?
Dışarıdaki Cadillac'ı gördün mü?
C'est rupin ici.
Vay!
En Cadillac?