Calcutta traducir francés
225 traducción paralela
Az önce Calcutta'dan buraya geldim.
Capitaine Horwarth. Je viens tout droit de Calcutta.
Kalküta yakınlarında bir kömür madenim var.
J'ai une mine de charbon vers Calcutta.
Kalküta'daki bir olayı hatırlıyorum da...
Je me souviens à Calcutta...
Sana yakutlar ve Kalküta'da Ganj nehrine bakan bir villa satın almalı.
Il devrait vous offrir des rubis et une villa a Calcutta sur le Gange.
Bak, onu Calcutta'dan kendim sipariş ettim.
Regarde. Je l'ai commandé à Calcutta.
Üniversiteden bir sınıf arkadaşım, benden biraz daha büyük. Uzun bir süre Calcutta'da yaşadı.
Un camarade de classe de l'université, un peu plus âgé que moi a habité longtemps à Calcutta.
CaIcutta sokakIarında yemek diIenmedin.
Tu n'as pas mendié à Calcutta.
Yarın Calcutta'ya tahliye ettiririm.
Je le fais évacuer dès demain sur Calcutta.
Benim de Kalküta'da büyüyen bir kuzenim var. Ama eğitimini Fransa'da aldı.
J'ai une cousine de Calcutta aussi, mais elle a étudié en France.
Calcutta'ya gitmeli ve okumalıyım.
Je dois aller étudier à Calcutta.
Tamam, Calcutta'ya da gidebilirsin.
- Non! C'est bon! Tu peux aller à Calcutta.
Calcutta'nın nerede olduğuna bak?
Tu vois où est Calcutta?
Calcutta'da neler gördün?
Qu'as-tu vu à Calcutta?
Calcutta'da kalmazsam derslerim çok kötü olacak.
Si je ne reste pas à Calcutta, mes études en souffriront.
Annemin yasını Calcutta'da, Kalighat'ta tutacağım.
Et la cérémonie pour ta mère? Je m'en occuperai à Calcutta.
Muhtemelen aktarma için Bombay'dan Kalküta'ya zamanında gidemeyecek.
Il va louper la correspondance Bombay-Calcutta.
Kalküta'ya yolculuğumuz için ihtiyaç duyacağımız şeylerin listesi
Voici une liste du matériel qu'il nous faudra pour Calcutta.
Ama şu var ki, siz Bombay'dan Kalküta'ya bilet sattınız.
On a pris des billets Bombay-Calcutta.
Öğlen Kalküta'dan Hong Kong'a ayın 25'inde varmak üzere vapur kalkıyor.
Un vapeur quitte Calcutta pour Hong-Kong le 25 à midi.
Aynı şeyi Kalküta'da yapamadın ama.
Comme à Calcutta?
Kalküta'nın Kara Deliği'ne hoş geldin.
Bienvenue au Trou Noir de Calcutta.
ÇEVİRİ :
Ceci certifie qu'Apurba était un de mes étudiants à la faculté de Calcutta.
Saat dörtten beri seni bulmak için Kuzey Calcutta'yı araştırıyorum.
J'ai fouillé la moitié de Calcutta pour te retrouver.
Seni Calcutta'da kim kolladı? Köylü ahmak trafikten korkardı.
le paysan que tout effrayait?
Calcutta'da yaşıyor.
Il habite à Calcutta.
Calcutta'ya mı gidiyorsun?
Tu vas à Calcutta?
Olay olduğunda Kalküta'daydım... ancak şimdi gelip yeni birini yerleştirme fırsatım oldu.
J'étais à Calcutta et je n'ai pu m'en occuper que maintenant.
Calcutta'lı bir çocuk, şu anda Hindistan Konsolosluğu'nda bulunuyor.
Un enfant de Calcutta réside actuellement à l'ambassade indienne.
Calcutta, Ganj Nehri'nin...
Calcutta est à l'embouchure de...
Calcutta, Ganj Nehri'nin başladığı yerde bulunur.
Calcutta est à l'embouchure du Gange.
Calcutta'da, umumi tuvalet gibi mesela daha meydanda bir yer bulamadın mı?
Vous ne connaissiez pas un endroit plus en vue à Calcutta? - Comme des toilettes publiques?
Şu an Kalküta'da.
Il est à Calcutta.
Biliyor musun, Kalküta'da her sekiz dakikada bir insan açlık nedeniyle ölüyormuş.
A Calcutta... un être meurt de faim toutes les 8 minutes.
Calcutta da genç adamlar vardı aniden hayatlarını güneş'e adamaya karar verdiler
A Calcutta, des jeunes décident brusquement d'adorer le soleil.
"Calcutta" yı duymuş muydunuz?
J'ai vu Oh! Calcutta!
1863'te Kalküta Üniversitesi'ne giriş sınavını geçemedim.
Recalé de l'Université de Calcutta, 1863.
Dava açılmayacak, ama dosyalar Kalküta'ya gönderilerek sınır dışı edilmeniz önerilecek.
Il n'y a pas de charges contre vous... mais j'envoie ces dossiers à Calcutta... afin que vous soyez déportés comme indésirables.
Kız küçük bir köyden ve erkek arkadaşı da Kalküta'dan -
Elle vient d'un petit village et son fiancé a quitté Calcutta...
Kalkütalı çocuk.
C'est le fiancé de Calcutta.
Kalküta'da hiç köpek yok mu?
Vous avez pas de chiens à Calcutta?
- Kes sesini. Burası Kalküta gibi.
On se croirait à Calcutta ici.
Kalküta Hindistan'da.
Calcutta, c'est en Inde. Ouais, les Indes Occidentales.
Bombay ile Calcutta arasındaki tüm ipsiz, sapsızlar oradaydı.
C'était la planque de tous les malfrats de Bombay à Calcutta.
Kalküta'dan ayrılmalıyım. Hem de yakında.
Je dois partir de Calcutta... bientôt.
Kalküta'ya.
À Calcutta.
Yarın her yaştan beş bin Müslüman öğrenci burada Kalküta'da barış için yürüyüş yapacak.
5 000 étudiants musulmans... de tous âges... à Calcutta.
Hindistan'da, Calcutta'da uzun yıllar boyunca geniş kapsamlı ve başarılı çalışmalarda bulundu.
Il est médecin de profession. Il est compétent.
Kalküta mı?
Calcutta?
Calcutta'da mı?
À Calcutta?
- Niye Calcutta?
Pourquoi aller là-bas?
Ah.
Pendant des années, il a eu un cabinet médical aux Indes, à Calcutta.