Canım traducir francés
40,590 traducción paralela
Canım, sizi yargılamıyorum ama, bir de oda sıcaklığında?
Je ne juge pas, mais à température ambiante.
Lütfen, ne olur. Canımı yakıyorlar.
S'il vous plait, elles me font mal.
- Canımı yakıyorlar.
Ça fait mal.
Olmayacağı kesin canım.
C'est certain que non.
Tabii canım. - Evet. Değil mi?
Tu vas le porter?
Tabii canım.
Bien sûr.
- Önce sen canım.
Après vous, ma chère.
Bitti canım.
Chut, c'est fini.
Selam canım. Jon birkaç dakikaya burada olacak.
Tu veux le faire dans le salon?
Tebrikler canım.
Félicitations, ma belle.
Tamam mı? Kendi kanım ve canım.
Ma chair et mon sang.
- Onun için daha erken canım.
C'est trop tôt pour ça, ma chérie.
- Canım. Ziyadesiyle üzgünüm.
Bon sang, je suis terriblement désolé.
- Yok canım, uzun sürmeyecek bu.
Ça ne sera pas long.
- Öyle ama, canım kardeşim.
Mais c'en est une, ma soeur.
Canımı yakmak bunu hızlandıracak mı sanıyorsun?
Tu penses que me blesser fera accélérer cela?
İşte bu, canım, soğuk bir hareketti.
Ça, ma chère, c'est glacial.
Canım ne isterse onu yaparım.
Je fais ce que bon me semble.
- Canım sıkılmıştı.
- Je m'ennuyais.
Buradaki varlıklara bağlanmış gibi duruyorsun ve canım çıksın ki bunun sebebini anlamıyorum.
Tu sembles attaché à ces créatures, et je n'arrive pas à comprendre pourquoi.
"Canım kocam bir kapıyı kapatınca, pencereyi açıyor" muydu?
"Quand mon cher mari ferme une porte, il ouvre une fenêtre"?
Canım pahasına bahse varım ki neden bahsettiğini bilmiyor anne.
Je te parie un bras et une jambe, maman, qu'il n'a aucune idée de quel jour nous sommes.
Teşekkürler canım benim.
Merci, très chère.
- Güzel, çünkü canımıza okuyorlar.
Eh bien, c'est super, parce qu'on se fait botter le cul. Bon.
Hepimiz adaletin yerini bulmasını istiyoruz canım.
On veut tous que justice soit faite, très chère.
- Hadi canım! Gerçekten mi? - Evet.
- Sérieusement?
Canım Soo-an'ın.
Ma chère Soo-an...
- Hadi canım!
- Sérieusement?
Delicesine iyiyim. Bir ev dolusu genç kız canıma okuyor.
Je suis entourée de gamines qui ne pensent qu'à m'emmerder.
Max canım, normal şeylere dönebilir miyiz? Okul malzemelerine mesela?
Max, ma chérie, on peut revenir aux trucs chiants habituels, genre fournitures scolaires?
Canım...
Ma puce, écoute...
Olmaz canım.
Non, ma puce.
Selam canım, kalkmışsın. Niye kalktın?
Ma puce, qu'est-ce que tu fais debout?
Evet canım ama uzun süre yanındaydım.
C'est vrai, ma puce. Je suis restée longtemps avec toi.
Galahdalılar can sıkıntısını bilsin diye yüz savaş daha yaparım.
Je me bats pour que les Galahdiens connaissent l'ennui.
Detaylara inip canını sıkmayalım.
Mais on ne veut pas t'ennuyer avec les détails.
Sana can feda küçük yabancı arkadaşım.
Tout ce que tu voudras, mon cher ami étranger.
Ben de seni öldürmeye can atıyordum ama söylediklerini duyduktan sonra çocuklarınla da ilgilenmek zorunda kalacağım.
- J'étais disposé * à ne tuer que vous, mais après ce que vous venez de me dire, je devrai aussi m'occuper de vos enfants.
Soygunu yaptığımızda bir sürü can aldık yaşlı adama komisyonunu verdik, sen onun sponsorluğunu kabul ettin.
- Avec ce braquage, on a pris un paquet de vies, on a versé sa commission au vieux, il parraine tes projets...
Bugün bir şey mi oldu canım?
Il est visiblement tourmenté par ça, aussi. Béni soit-il.
Sorun yok tatlım, sadece büyükannenin canını yakmaya çalışıyorum.
Pas important chérie, j'essaie juste de blesser grand-mère.
Vay canına beni antremanla mı tehdit ediyorsun?
Tu vas me faire chanter avec de l'exercice?
O kargo insanların canını alıyor, tamam mı?
Cette cargaison tue des gens.
Tamam. Patlıcan emojisini bulayım da yollayayım. Tabi bir de külodu yollayım.
Laisse-moi juste trouver l'émoticône aubergine et bien sûr, les pantalons.
Ve neden çocuklarımın canını yakıyor?
Pourquoi ça fait mal à mes enfants?
Ama önce Damon neden canını yakmaya çalışıyor anlamam lazım.
D'abord je dois savoir pourquoi Damon a essayé de te blesser.
Canını mı yaktık?
On t'a fait du mal?
- Ya paranı ya canını alırım, sürtük.
Votre argent ou votre vie, salope.
İki dakika kafa dinlesen canın mı çıkar?
Ça vous dérangerait de vous détendre pour une fois?
Umarım can kaybı yoktur.
Espérons qu'il n'y avait pas de victimes...
Buna çok can atıyordum ama can attığım gibi olmadı.
J'avais vraiment hâte d'y être, mais ce n'était pas comme dans mes souvenirs.