Canını sıkan bir şey mi var traducir francés
75 traducción paralela
Canını sıkan bir şey mi var?
t'as l'air éteint.
Endişeli görünüyorsun dostum. Canını sıkan bir şey mi var?
Quelque chose vous tracasse?
Canını sıkan bir şey mi var, Joe?
Quelque chose ne va pas, Joe?
Canını sıkan bir şey mi var?
Quelque chose vous préoccupe?
- Canını sıkan bir şey mi var?
Un problème?
Canını sıkan bir şey mi var, Deanie?
Deanie, qu'est-ce qui ne va pas?
Canını sıkan bir şey mi var?
Quelque chose te tracasse?
Canını sıkan bir şey mi var?
Y a quelque chose qui te tracasse?
Canını sıkan bir şey mi var?
Quelque chose te dérange?
- Canını sıkan bir şey mi var?
Non.
- Canını sıkan bir şey mi var? - Hayır, neden?
Quelque chose qui ne va pas?
Canını sıkan bir şey mi var?
Il paraît que tu fais ta mauvaise tête.
- Canını sıkan bir şey mi var?
- C'est ça qui te tracasse?
- Odo, canını sıkan bir şey mi var?
- Odo, quelque chose ne va pas?
Sorun ne? Canını sıkan bir şey mi var?
Tu sembles préoccupé.
Son zamanlarda, kendini nasıl hissediyorsun? Canını sıkan bir şey mi var?
Comment vous sentez-vous ces temps-ci?
Hayatım, canını sıkan bir şey mi var?
Quelque chose ne va pas, chérie?
Canını sıkan bir şey mi var?
Vous avez des soucis?
İştahın mı kaçtı? Canını sıkan bir şey mi var?
- T'AS PERDU L'APPETIT?
Midge, Bob'un canını sıkan bir şey mi var?
Bob a un problème?
Canını sıkan bir şey mi var? Evet!
Peut-on imaginer plus agaçante?
Ahlaksız anne. Canını sıkan bir şey mi var?
Maman, méchante... ça ne va pas?
İşte canını sıkan bir şey mi var?
Quelque chose te tracasse au travail?
Canını sıkan bir şey mi var dostum?
Quelque chose te chiffonne, mon gars?
Clark canını sıkan bir şey mi var oğlum?
Clark... Est-ce que quelque chose te dérange fils?
Canını sıkan bir şey mi var?
Je veux dire, c'est autre chose vous tracasse?
Phuchit, canını sıkan bir şey mi var?
- C'est vrai, tu as raison. - Phuchit? Tout va bien?
Canını sıkan bir şey mi var?
- Un souci?
Canını sıkan bir şey mi var, Wiglaf?
Quelque chose te tracasse, Wiglaf?
Biliyorum, bu beni ilgilendirmez ama, seni bir hafta içinde iki kere çıplak gördüğüm için, sanırım sorabilirim, canını sıkan bir şey mi var?
Je ne suis pas somnambule. Je ne veux pas me mêler de tout ça, mais vu que cela s'est produit deux fois cette semaine, je me permets de te le demander.
Canını sıkan bir şey mi var, Daniel?
Il y a quelque chose qui t'embête, Daniel?
Canını sıkan bir şey mi var Landry?
- Quelque chose va pas, Landry?
Canını sıkan bir şey mi var, Tetsuya?
Quelque chose ne va pas, Tetsuya?
Canını sıkan bir şey mi var?
Ça ne va pas?
Canını sıkan bir şey mi var? Dişim beni öldürüyor.
J'ai mal à une dent.
- Canını sıkan bir şey mi var evlat? - Evet.
Une question te tracasse?
Canını sıkan bir şey mi var? Evet.
J'ai jamais compris pourquoi tu t'es engagé dans les paras.
- Canınızı sıkan bir şey mi var, Bay Mackay?
- Quelque chose ne va pas?
- Canını sıkan bir şey mi var?
- Quelque chose vous tracasse?
Canınızı sıkan bir şey mi var Bay Fletcher?
Quelque chose vous a contrarié, M. Fletcher?
Canını sıkan bir şey mi var?
Quelque chose te turlupine?
Canınızı sıkan bir şey mi var, Komutan?
Quelque chose vous ennuie, commandant?
Canını sıkan bir şey var, değil mi?
Quelque chose te tracasse, non?
Canını sıkan bir şey mi var?
T'es de mauvais poil?
Ama yine de canını sıkan bir şey var değil mi?
Mais il y a quelque chose qui vous tracasse encore.
Canınızı sıkan bir şey mi var, Bayan Quinn?
Soucieuse, Mlle Quinn?
Canını sıkan bir şey var değil mi?
Vous êtes une sacrée teigne, hein?
- Bugün canınızı sıkan bir şey mi var?
- Avez-vous un problème?
Bugün canınızı sıkan bir şey mi var?
- Quelque chose vous inquiète? - Ouais.
Bugün canınızı sıkan bir şey mi var?
Quelque chose vous tracasse?
Canını sıkan bir şey mi var, evlat?
Quelque chose t'embête, ma belle?