Cctv traducir francés
131 traducción paralela
Trafik kameralarında ve CCTV'de bir şey ok.
Il n'y a rien sur les caméras.
Çalışırsa, uyduyla bütün binalardaki CCTV sistemlerini birbirine bağlayacak ve insanların, ne yaptığını görebileceğiz.
Si ça fonctionne, ça connectera par satellite... les caméras de surveillance de tous les immeubles... du monde, et on pourra voir ce que font les gens.
Bölge dışındaki CCTV merkezden kayıt almış.
On a réussi à dénicher ces images.
Harita, CCTV'nin kameralarını gösteriyor.
Cette carte révèle ce que les caméras ne filment pas.
Dedektifler, son kez canlı göründüğü CCTV kayıtlarının... katili bulmalarına yardım edeceğini umuyor.
La police espère que les images de la vidéosurveillance permettront d'identifier le tueur.
CCTV görüntülerini kontrol et.
Andrew travaillait tard aussi.
Ve İngiliz Güvenlik elemanları, otelin CCTV kameralarında bütün gün aylaklık yaparken görüntülendiler.
Et les services de sécurité britanniques ont été vus en train de rôder toute la journée dans l'hôtel par les caméras de surveillance.
CCTV görüntülerindeki hareketleri normal.
La vidéo de surveillance ne montre rien d'anormal.
CCTV görüntüleri normal bir hızda olduğunu gösteriyor.
La vidéo de surveillance montre qu'elle est partie à allure normale.
Kamera sistemi ağına bağlanabilir miyiz?
Pouvons-nous nous raccorder au réseau CCTV?
Hayır, ama monitörlere indirilen virüs yapar.
No, but the virus that took out the cctv monitors does. Non, mais le virus qui a détruit les moniteurs nous le montre.
CCTV sadece başının üstünü yakalayabilmiş.
Il a seulement frappé le sommet de sa tête.
Bütün yüzleri CCTV'de tarayın.
Il faut filmer chaque visage.
CCTV cezaevine girişini gösteriyor.
Voici les images de surveillance.
CCTV'nin haricinde, görüldün.
Et pas seulement sur les caméras de surveillance.
- Tamam. Döndüğünde kimliğini teşhis edebilmelerini garanti etmek için,... CCTV kameralarının pozisyonlarını gösteren haritaya ihtiyacım var.
Il me faut les plans des caméras de surveillance pour qu'ils puissent l'identifier quand il se montrera.
CCTV gözetimi ve sahada adamlarımız var.
On a des caméras de surveillances et des yeux sur le terrain.
Kutsal Yeryüzü'nü ateşleyicilerden ve CCTV monitörlerinden uzaklaştırmalıyız.
Il faut les éloigner des détonateurs et des écrans de contrôle.
- Güvenlik kameraları devre dışı kaldı.
- Les cameras de la CCTV se sont arrêtés.
Güvenlik kamerelarına bağlıysalar bizi tanıyabilirler.
S'ils ont accès à la CCTV, ils nous reconnaitront.
İç kamerayı Kanada'da Extreme CCTV firması yapmış.
Cette caméra est fabriquée par une petite compagnie canadienne, Extreme CC TV.
Yüksek riskli ceza davalarında şoförlük yapmam ve CCTV'leri toplamam gerekiyor.
Je gère les enquêtes à haut risque et la videosurveillance.
CCTV çekim çalışmasını yapıyoruz ama...
Il faut visionner la videosurveillance mais...
Monroe ile mahkeme tuvaletlerinde CCTV bulduk. Endişelenmeyin.
- Greaves m'a à l'œil.
Londra Emniyet Teşkilatına göre, çeteye, gazeteler Kanunsuzlar olarak bakıyor hala geniş olduğunu, isimsiz bir uyarıcının çeteyi gördüğünü söylemesinden sonra polis West County'de araştırma yapıyor CCTV görüntülerinin şüphelinin kimliklerini belirleyemediğini söylemelerine rağmen bunun kanunsuzlar çetesinin izleri olduğu belli.
Selon Scotland Yard, la bande, baptisée Outlaws par les tabloïds, serait loin, bien que la police les recherche dans West Country. d'après un tuyau anonyme, le gans aurait été vu... La videosurveillance ne permet pas de les identifier, bien qu'ils aient affirmé que cela portait la marque des Outlaws.
Tosh, hücrelerin görüntülerini monitöre aktarabilir misin?
Tosh, peux-tu connecter la CCTV des cellules?
28 CCTV kamera var hepsi de farklı odalarda.
Ils ont 28 cameras CCTV sur des canaux séparés.
Merkez, Londra'da CCTV kameralarının en yoğun olduğu yer.
C'est la City, le plus grand nombre de caméras de surveillance à Londres.
Tamam, sizi CCTV'ye kaydettim böylece artık her şeyi görebileceksiniz.
Vous êtes dans le système de vidéo surveillance.
Zemin katın koridorlarında CCTV var fakat server odasında kamera yok.
Il y a une caméra à l'entrée du sous-sol mais pas dans la salle des serveurs.
- Burada CCTV var mı?
- Toutes les caméras y sont?
Güvenlik kameralarını kontrol etmek için ne yetkimiz ne de zamanımız var.
Aucune autorité pour accéder au CCTV, pas assez de temps pour le parcourir...
CCTV ana bilgisayarındayım.
Voilà. J'ai l'ordinateur télé principal.
Yönlendirilmiş CCTV görüntüsü online.
- Merci. Reroutage de la télé en circuit fermé. - On est en ligne!
A dan B ye tüm bölümlerinde yönlendirilmiş CCTV onaylandı.
Reroutage de la TCF confirmé sur toutes les sections de A jusqu'à B.
Büyük Britanya'daki bu ilk seferimizde, dünyanın herhangi biryerindekinden daha fazla CCTV ile, tüm ayrıntıları izleyeceğiz.
Avec plus de TCF que partout sur la Terre, nous ne manquerons rien.
... herhangi CCTV izinin varlığının zayıflaması soruşturmanın örtbas edilme olasılığını artırıyor.
... éprouvé par l'inexplicable absence de toute image du système TCF le Conseil de ville propose la révision du système de caméras de surveillance afin d'en accroître...
CCTV bir videodur,
La surveillance se fait par video.
Ama en önemlisi birçok CCTV kamerası tarafından çekildi, bu garajdaki de dahil.
Mais plus spectaculaire encore, des caméras ont immortalisées l'événement, incluant celle-ci, dans ce garage.
Bunlar şehirde çekilen gerçek CCTV görüntüleri.
Voici des images de cette météorite capturée par des caméras de la ville.
Mahkemeye CCTV ve araç içi video kayıtlarını izlemeyi ve acil durum ışıklarını ve sirenlerim sonradan aktif edildiğini göstermek istiyorum.
Puis-je suggérer à la Cour de regarder les enregistrements des caméras de surveillance et de la voiture, montrant clairement que le gyrophare et la sirène d'urgence n'ont été allumés qu'au dernier moment?
CCTV görüntülerinin doğrulandığını söyleyebiliriz.
On peut le vérifier avec les caméras de surveillance.
Güvenlik kameraları var. Dışarıda da kameralar vardı. Ve de, hareket algılayıcılar.
Il y a CCTV, des caméras extérieures, détecteurs de mouvement.
Bankaya girdiğin sürece ilk güvenlik kontrol noktası... metal dedektörler, x-ray ışınları... biraz ileride lobide CCTV kameraları var ve... güvenlik görevlileri gözetim odasında monitörden izliyorlar.
Dès l'entrée de la DZB, premier contrôle de sécurité... rayons infrarouges, détecteurs de métaux. Puis il y a le hall avec des caméras de surveillance partout... surveillées 24 / / 24 par des agents de sécurité dans la salle de contrôle.
CCTV sistemi yok.
Il n'y a pas de caméras.
CCTV her odada!
Des caméras partout! J'ai rampé sous le plancher!
Ama gizli CCTV görüntülerine bakarsak...
Mais... sur les images confidentielles des caméras de surveillance...
Bunu Matt'in dairesinin yakınlarındaki kapalı devreden yakaladım.
J'ai trouvé ceci sur CCTV à proximité de l'appartement de Matt.
Siktiğim CCTV kasetini almam gerek.
On prend la cassette de surveillance.
Gerçekten, Latif'i CCTV görüntüleri ve 10 yıllık fotoğraf ile tanımlamayı bekleyemezsiniz.
Sûrement, vous ne pouvez pas vous attendre à reconnaître Latif, basé sur... CCTV s'alimente et une photographie de 10 ans?
Bu CCTV televizyonundan alınmış, köprüde.
Ca vient de la vidéo surveillance du pont.