English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ C ] / Certain

Certain traducir francés

14,134 traducción paralela
Bir süredir bizim elimizde.
Ils ont eu pour un certain temps.
Büyük bir deprem olmadıysa...
Sauf qu'il y avait un certain tremblement de terre important...
Fakat o eğitime dahil olarak en iyi ajanların bile, bir noktaya gelince konuştukları bilgisi verildi.
Mais dans cet entrainement on sait que, à un certain point, même le meilleur agent craquera.
Laura birkaçıyla tanışmıştı.
Laura en a rencontré certain.
En az iki insanı öldürtmüş bir insanı aramak için bir hükümet binasına girmeden önce aradığın cevapların yaşamından daha değerli olup olmadığına emin olmalısın.
Avant que tu ailles dans un bâtiment du gouvernement chercher une personne qui pourrait avoir deux morts sur les mains, tu ferais mieux d'être sûre qu'un certain type de vie ne vaut pas mieux que la mort pour toi.
Görüyorsun, Ray Jackson'u... Nairobi'ye eşlik etmesi için ikna etmişti. Gidip büyük avlar yapan uzman avcı grubunu ortadan kaldırmak için.
Tu vois, Ray avait convaincu Jackson de l'accompagner à Nairobi afin de mettre un terme à un certain groupe compétent de chasseurs de gros gibier.
Bugün belli bir noktada bana güvenip anlatacağını düşünmüştüm.
J'étais certain qu'il se confierait à moi à un moment aujourd'hui.
Sivillerin bulunmadığı yerler.
Quelque part où vous êtes certain qu'il n'y a personne.
Ama bulabileceğinize de eminim.
Mais je suis aussi certain que vous pouvez l'obtenir.
Bunu yapmadan önce Sam Tull seni görmeye geldi.
Avant ça, il y a un certain Sam Tull qui veut te voir.
Siz anlayabilesiniz diye her şeyi sıraya dizdim, bir fikriniz olsun diye.
J'ai assemblé les choses dans un certain ordre pour que vous compreniez, pour que vous ayez une idée.
Sizin anlamanız için...
J'ai assemblé les choses dans un certain ordre...
- Ne? Bunu sana kimin yaptığını bilmiyorum ama onları nasıl bulacağımı aşağı yukarı biliyorum.
Je ne sais pas qui vous a fait ça, mais je suis quasiment certain de savoir comment les trouver.
Bugün konşabileceğimiz bir kaç konu var ama sadece tek bir meseleyle ilgilendiğinizi biliyorum. O yüzden Ashley, bu onuru sana veriyorum.
Il y a un certain nombre de choses que nous pouvons aborder aujourd'hui, mais je sais qu'il n'y a qu'une chose qui vous intéresse, donc, Ashley, à vous l'honneur.
Bay Curtis, Thomas Palmer adında bir adam tanıyor musunuz?
M. Curtis, connaissez-vous un certain Thomas Palmer?
Bütün gün bu filmlere bakmak, muhtemelen iyi bir göz ister birşey bulmak adına değil mi?
Regarder ces images, toute la journée, vous devez avoir un certain œil pour ça maintenant, pour tout ce qui est dans ce domaine?
Bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok ama şundan adım gibi eminim diğeri için her şeyi yapacağım.
Il n'y a rien que je puisse faire à propos de celle-ci, mais c'est certain que j'irai jusqu'au bout pour la deuxième.
Söylediğin iyi oldu. Bu ışıklar yandığı sürece içeri giremeyeceğinden emin misin?
Vous êtes certain qu'aussi longtemps que ces lumières resterons allumées il ne peut pas entrer?
Eminim bunu bütün kalbiyle onaylardı.
Je suis certain qu'elle aurait pleinement approuvé.
Emin olmanın tek yolu Nevins'in kaynağını araştırmak.
Le seul moyen d'en être certain est d'examiner la source du matériel de Nevins.
Bunu bir süre daha devam ettirebileceğimizden süpheliyim, ama dediğim gibi... Sana bir teklifte bulunmam emredildi... sen aciz bedenini ve bu uyumsuz rezil topluluk karşısındaki namını... korumaya bu kadar niyetliysen, bunu daha uygun bir yerde yapabiliriz
Je soupçonne qu'on pourrait y aller pendant un certain temps, mais, comme j'ai dis, on m'a demandé de te faire une offre, et puisque tu sembles si absorbé à défendre ton humble demeure et à maintenir ta réputation devant
Kardeşimde de olmadığına oldukça eminim.
Je suis à peu près certain que ma sœur ne l'a pas non plus.
Bir noktada Batı Yakası'ndaki para adamımı tanıştırmam gerek.
A un certain moment, je vais devoir présenter mon gars de la Côte Ouest.
- Ben, şey... bilmiyorum.
Heu, je suis... pas certain.
Heryönüyle olduğum kişi ise, Galaktik federasyon adına aşırı-gizlenmiş bir ajan ve sizler ise aranan suçlaların olduğu bir grupsunuz ve bu binanın etrafı belli bir anlamda çevirildi.
De bien de façons ce que je suis vraiment c'est un agent infiltré de la fédération galactique, et vous êtes des criminels recherchés, et tout le bâtiment est, dans un certain sens, encerclé.
Araştırmaya göre Amerikalılar seni tanıdıklarını sanmayı ve sonra senin hakkında bir şeyler öğrenmeyi seviyor ama seni gerçekten tanıma eşiğini geçtikten sonra seni tuhaf ve itici buluyorlar.
- Il a raison. D'après nos études, les Américains aiment penser vous connaître et ils aiment en savoir plus sur vous, mais à un certain point, ils passent le seuil et vous connaissent vraiment, et alors, ils vous trouvent bizarres et repoussants.
Emin misiniz?
Êtes-vous certain?
Lucien Castle'ın ta kendisi.
Un certain Lucien Castle.
Eğer biri belirli bir nesneyi ele geçirmek istediyse, özel bir koleksiyonu diyelim mesela... ama eğer sözü geçen koleksiyonun olduğu eve davet edilmemişse... polis soruşturması bu nesneleri kanıt olarak ortadan kaldırma konusunda çok faydalı olabilir.
Si un a voulu obtenir un certain article d'une collection privée mais n'a pas été invité à y entrer et que la dite collection privée a été localisée, une enquête policière pourrait se révéler très utile pour prélever ces articles... comme preuve.
Lucien'ın o yıkıcı hatanın farkında olduğuna eminim.
Je suis certain que Lucien a conscience, une erreur dévastatrice.
Niklaus'un önce ailesini düşüneceğine eminim.
Je suis certain que Niklaus fera toujours passer la famille en premier.
Emin olmasam bunu size asla söylemezdim.
Je ne vous le dirais jamais si je n'en étais pas certain.
- Jaroscz adında bir adamı.
Un certain Jaros.
Bir yolu olduğundan emin değilim.
Je ne suis pas certain que nous ayons un moyen.
Fizyoloji, form, kuvvet... Bir sürü nedeni olabilir. İstek, beslenme...
Physiologie, la forme, la force, pourrait être un certain nombre de things- - attitude, régime alimentaire.
Bir tür kriptokristalin taş gibi bir şey. Boğuşma sırasında bıçaktan kopmuş olmalı.
Il est un certain type de silex cryptocrystalline- -, plus likely- - probablement rompu la lame pendant le combat.
Uzun süredir böyle bir yerde bulunmamıştım.
Je ne suis pas dans un de ces lieux dans un certain temps.
Evet majesteleri adamım kesin konuştu.
Oui, Votre Majesté. Mon agent en est certain.
Sadakatine emin olmadan elimden gitmesini istemiyorum.
Je ne veux pas perdre le contrôle avant d'être certain qu'elle nous soit loyale.
Belki... belki bu bize bir şekilde bir bağlantı sağlamıştır.
Peut-être... Peut-être que ça nous a donné un certain type de connexion.
Adamlarım limanı özel bir yosun üretmek için kullanıyordu.
Mes hommes utilisaient le port pour créer un certain type d'algue.
- Emin misin?
Tu en es certain?
Hastane cesedi sadece belli süreliğine saklayabilir.
L'hôpital ne peut préserver le corps que pendant un certain temps.
Hayır, aslında program sırasında başka biri daha aradı. Stefan Salvatore adında biri.
Au fait, tu as eu un autre appel pendant le spectacle, un certain Stefan Salvatore.
Hamile olduğunuza emin misiniz?
Et vous êtes certain que vous êtes enceinte?
Kesinlikle.
J'en suis certain.
Bu biraz zaman alabilir.
Eh bien, cela pourrait prendre un certain temps.
Hayır, hayır. İçeri sağ salim girdiğinizden emin olmak istiyorum.
Je veux être certain que vous rentriez bien.
- Hoş geldiniz, yardımcı olabilir miyim?
J'en suis pas certain.
Samuel Meher isimli biri.
Un certain Samuel Meher.
- Bir adamla.
- Un certain...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]