Chicago traducir francés
6,321 traducción paralela
Ben sadece, Şef Boden ile görüştüm şu anda Chicago Med olan, Uyanık ve doktorlar ile konuşurken olduğunu ve Jason Molina olduğunu bildirmekten mutluluk duyuyorum.
Je viens d'avoir Boden au téléphone, il est à l'hôpital en ce moment même, et j'suis heureux de vous annoncer que Jason Molina est réveillé et qu'il a parlé aux médecins.
- Çevrilmemiş altyazı -
Six ans à la frontière, il était à Chicago avant ça.
- Çevrilmemiş altyazı -
Quel était le plus dur? Il parait que Chicago craint.
- Çevrilmemiş altyazı -
Oui, Chicago craint, mais la frontière est pire.
Chicago'nun Giuseppe Kardeşleri'yle mi olduğunuzu söylüyorsun?
Tu étais avec les Frères Giuseppe de Chicago, Tu dis?
Windy City'de efsaneydim.
J'avais du succès à Chicago.
Ölü bir nonoşun cesedini de bu bataklığa sürükleyecek bir Chicago polisi tanımıyorum ben.
Et aucun policier de Chicago ne va trainer son cul jusque dans ce marais sur des preuves inutiles.
Dell! Zaten Chicago Polisi'nden ne mal olduğunu öğrendik.
On a déjà eu un savon au sujet du Boy Scout que vous étiez, à la police de Chicago.
Chicago'da Brodie ikizlerini ayırmış bir doktor var.
Il y a un médecin à Chicago qui a séparé les jumeaux Brodie.
Küçük Bayan Somurtkan ki kendisi Dot oluyor gudubet bir ameliyat yapacağına inandığı Chicago'lu bir doktoru bulmamı istiyor benden.
La petite revêche... On parle de Dot. Elle veut trouver un médecin à Chicago... qui selon elle, pourrait leur faire subir une quelconque opération.
Senden istediğim, bu doktoru bulman. Böylece biz de onları Chicago'ya postalayabiliriz.
Je veux que vous trouviez ce médecin et puis... on pourrait les envoyer à Chicago.
O da, ikizleri ayıran bir Chicagolu doktorla yakın dosttur.
Elle se trouve être une proche d'un docteur de Chicago, celui qui a séparé les jumeaux.
Chicago'ya ne dersin?
Que penses-tu de Chicago?
- Chicago'ya vardığımda devam etmeyi öneriyorum.
Reprenons dans trois heures - quand j'arriverai à Chicago.
- Chicago'daki en üst şirket olabiliriz. - Evet.
On pourrait être le meilleur cabinet de Chicago.
Chicago'daki bir polisten buraya birinin transfer olacağını duymuştum.
J'ai eu vent qu'un flic de Chicago était transféré au commissariat.
Chicago'dan bir arkadaşıma LA.'de iş ararken kalacak bir yer lazım.
J'ai une amie de Chicago qui a besoin d'un lieu de séjour pendant pendant qu'elle cherche un travail à LA.
Chicago'ya gel, geçen sene yaş günümü kutladığım yere
Retrouve moi à Chicago à l'endroit où j'ai fêté mon anniversaire l'an dernier
İş dünyasına gelirsek Şikago Ticaret Heyeti'nde mısır, buğday ve soya fasulyesi fiyatları...
Dans le journal de la finance, à la bourse de Chicago le prix du maïs, du blé et du soja...
Chicago'daki avukatlık bürosundan kovulmuşsun.
Tu as été viré du cabinet d'avocats de Chicago.
Chicago'da, üzerinde çalıştığım bir miras davasıyla ilişkili.
C'est lié à une affaire sur laquelle je suis à Chicago.
Anderson cinayetlerine olan ilgimin avukatlığını yaptığım bir davadan ileri geldiğini sana söylemiştim. Chicago'daki avukatlık büromun bir müvekkili burada, Seattle'da yaşıyor, ismi Joseph Cranfield.
Je m'intéresse aux Anderson pour un client que je représente pour le compte de ma société et qui vit ici à Seattle :
Hatta istersen Chicago'ya bile dönebilirsin.
Tu peux même repartir à Chicago, si le coeur t'en dit.
Berkeley'i, Chicago'yu, Manhattan'ı aradım.
J'ai téléphoné à Berkeley, à Chicago et à Manhattan.
Ne istersen sahip olabilirsin : Şöhret, servet, Cubs'ların dünya şampiyonluğu...
Donc, tu peux avoir ce que tu veux... gloire, fortune, le championnat du monde pour les Chicago cubs.
Hadi ama Katie, burası Chicago.
Allons, Katie. C'est Chicago.
Evet : "Chicago'lu Aptal Robotlar"
Oui, les... les robots de Chicago.
Patlama anında Chicago tesisindeki herkes öldü.
Tous ceux qui étaient dans la planque de Chicago au moment de la détonation sont morts.
Chicago ile ilgili soruşturmam kapsamında arkadaşın Annie'ye de göz attım.
Dans le cadre de mon enquête sur Chicago, j'ai fait des recherches sur ton amie, Annie.
Hayır da tüm tüm bunların Chicago saldırısı soruşturmanla ne ilgisi var?
Non, mais qu'est-ce que... qu'est-ce que ça a à voir avec ton enquête sur l'attentat de Chicago?
Gerçekten ama Annie Chicago saldırısının arkasında kimin olduğunu bulmak için kendini yırtıyor ve sonuçta senin araştırman da aynı konuda.
Vraiment. Mais Annie s'est démenée pour essayer de découvrir qui est derrière l'attentat de Chicago. Et finalement, ton enquête a pour but de pouvoir trouver les réponses aux mêmes questions.
Neden Chicago'da 12 CIA elemanını öldürdün?
Pourquoi avez-vous tué 12 officiers de la CIA à Chicago?
Chicago şehri iyilik ve kötülük arasında büyük bir uçurumun kenarında sendelemektedir.
Chicago est au bord du précipice, vacillant entre le bien et le mal.
Chicago'daki işlerimizle ilgileniyor.
Il s'occupe de nos intérêts à Chicago.
Halk Düşmanının Saltanatı # 1 Yaralıyüz Capone Chicago'yu Demir Yumrukla Yönetiyor!
L'ENNEMI PUBLIC N ° 1 Capone dirige Chicago d'une main de fer!
Rüzgarlı şehir Chicago renkli vatandaşlarımızın uzak vatanı. Fakat rüzgarı Halk Düşmanı denen bu adam gibi sert esmiyor. İyi görünüyorsun patron.
Chicago, ville venteuse, terre d'accueil de personnages bigarrés dont le plus haut en couleur est l'ennemi public numéro 1.
Rüzgarlı şehir Chicago renkli vatandaşlarımızın uzak vatanı. Fakat rüzgarı Halk Düşmanı denen bu adam gibi sert esmiyor.
Chicago, ville venteuse... terre d'accueil de personnages bigarrés dont le plus haut en couleur est l'ennemi public numéro 1.
- Set Chicago'da olacak.
- Qui se passe à Chicago.
Ne Chicago'da, ne de Kansas City'de. Hiçbir yerde.
Ni à Chicago, ni à Kansas City, nulle part.
Chicago'daki Bay Capone'dan bahsetmiştin.
Vous avez parlé de M. Capone à Chicago.
Chicago'da seni görmüş.
Elle t'a vu à Chicago.
Sadece büyük bir yalan yeterli ve diğer hepsi aynı kalacak Chicago'lu olduğun 3 erkek kardeşin olduğu, gıdıklandığın.
Un grand est suffisant, et tout le reste est pareil... tu viens de Chicago, tu as trois frères, tu es chatouilleuse.
Dedikleri gibi kızı Chicago'dan vazgeçirebilirsin ama Chicago'yu kızdan vazgeçiremezsin.
Comme on dit, tu peux emmener une fille hors de Chicago, mais tu ne peux pas enlever Chicago hors d'une fille.
Altan'ların bir şekilde Şikago'daki gizli tesisimiz hakkında bilgileri vardı.
Les Altans ont, d'une façon ou d'une autre eu connaissance de notre installation secrète à Chicago.
Milli İstihbarat, Şikago olayının incelenmesi için bir ekip oluşturmuş.
Le bureau rassemble une équipe. pour enquêter à Chicago.
Şikago'da konuştuğumuzda Borz'un nerede olduğuna dair hiçbir fikrin olmadığını söylemiştin.
A Chicago, vous ne saviez pas où était Borz.
Şikago'yu nasıl öğrendiğini mi merak ediyorsun?
Tu te demande comment il a su pour Chicago?
Şikago'yu nasıl öğrendi, Maracaibo'da nasıl önümüze geçti, hepsini?
Comment il a su pour Chicago, comment il nous as eu à Maracaibo, tout le truc.
12 vatansever 3 gün önce Şikago'da öldürüldü.
12 patriotes ont été tué il y à 3 jours à Chicago.
Görünen o ki Chicago'daki dostumuz gelemedi.
Bien entendu, notre ami de Chicago n'a pas pu venir.
Chicago'luyum.
Chicago.