Chien traducir francés
27,148 traducción paralela
Senin kanıtın da bir köpek mi?
Comme le chien?
Bir köpeğin, hastanın birine farklı zamanlarda... -... farklı davranmasını mı gösterecektin?
Une vidéo d'un chien se comportant différemment avec ton patient à différents moments?
Belki de köpeği vardır.
Il a peut-être un chien.
Bizi köpeklerine mi yem edecek yoksa?
Vous croyez qu'on servira de nourriture pour son chien?
Ya da köpeğin kadar şişmanlayacaksın.
Ou tu seras aussi grosse que ton chien.
Şişko köpeğin Joey Banks'ımın üstüne işedi.
Ton gros chien a pissé sur mon costard.
Köpeğini beğendim.
J'adore ton chien.
Bu kırma ırkların grafiti yapmalarını engellemeye çalışmak köpeklerin sıçmalarını ya da maymunların bok fırlatmalarını engellemek gibi.
Empêcher ces bâtardes métissées de faire des graffitis, c'est comme essayer d'empêcher un chien de pisser.
Sabaha köpek boku gibi uyandım.
Au réveil, je sentais la crotte de chien.
Köpeğin çıkmasına izin verme.
Laissez pas sortir le chien.
- Evet ve köpek nerede?
- Ouais, et où le chien?
Köpeğin çıkmasına izin vermedik.
On n'a pas laissé le chien sortir.
Köpeğin çıkmasına izin vermemekle falan.
De ne pas avoir laissé sortir le chien.
Seni sürekli ısırmaya devam eden bir köpeğin olsaydı, onu beslemeye devam eder miydin Gus?
Si un chien enragé mordait Gus... encore et encore, tu continuerais à le nourrir?
Bilmek zorundaysan, gerçek şu : Sülük diye adlandırıp. kafese kapattığın ve it gibi kırbaçladığın bu şey melez bir varlık.
En vérité, si vous voulez le savoir, ce que vous appelez "sangsue", que vous avez enfermé dans cette cage et fouetté comme un chien, est une créature hybride.
Gracie'nin kokusu ile köpeklere arattık.
On a utilisé le chien avec l'odeur de Gracie.
On sekiz yaşında komşusunun köpeğini öldürmüş. Bahçe küreğiyle...
18 ans, il a tué le chien des voisins... avec un déplantoir.
Köpeği
Son chien.
Köpeğini barınağa bırakmış.
Elle a déposé son chien au chenil.
Köpeğini barınağa bırakmış.
CONTRAT DE DÉPÔT DE CHIEN Elle a mis son chien au chenil.
Şehir dışına gidiyorsa bırakır.
Quelqu'un met son chien au chenil s'il quitte la ville.
Bir köpeği satın almak için aramış olan sensin.
C'est toi qui as appelé pour acheter un chien?
Zengin veya fakir olman bir köpeğin umurunda değil,
Un chien, il en a rien à faire que tu sois riche ou pauvre.
Planımın bir parçası değildi, ama şimdi bir köpeğim vardı.
C'était pas du tout prévu. Mais voilà que je me retrouvais avec un chien.
Köpeğine takılıp kafasını küreğe çarpmış.
Trébucher sur son chien. Cogner sa tête dans une pelle.
Bizler köpeği yönlendiren pireler gibiyiz.
On est des puces guidant un chien.
Köpeği ölüm sığınaklarından uzak tutmakla görevli pireleriz.
Des puces devant éviter de faire piquer un chien.
Onlar bütün kentlerde o dişi kurdu avlayacak Sonunda kurt Cehennem'in içinde kalacak Orası ki, haset ilk oradan çıkmıştır
Ce chien chassera cette créature Jusqu'à la refouler dans le brasier
Leo Green, beni bu işe sürükleyen kişi oydu, peşimi bırakmamıştı ama şimdi kendisi yok.
Léo Green... C'est lui qui m'a traîné vers tout ça, comme un chien avec un os, et maintenant il est sortit.
Hâlâ fena acır.
Ça fait toujours un mal de chien.
Tıpkı köpek gibi.
Comme un chien.
- Köpek olarak mı?
- Il était en chien?
- Herifin köpeğini parmağınla taciz mi ettin?
- Tu as doigté son chien?
Köpekleri veterinere götürmeliyim.
- Mon chien a été obligé de consulter.
Köpek seni ısırdığında ya onu uyutursun ya da ağızlık takarsın.
Quand un chien a mordu, on le pique ou on lui met une muselière.
Finoyu üstüme mi salarsın?
- Ou quoi? Tu vas lâcher le chien?
- Köpeğin hiçbir şeyi yok muydu cidden?
Vraiment? Aucun problème avec le chien?
Ayaklarım öldürüyor beni.
Mes pieds me font un mal de chien.
Bir şüphelinin köpeği tarafından yaralandıktan sonra Magnus, polisliğin bana göre olmadığını anlamama yardım etti.
Après m'être fait mutiler par le chien d'un suspect... Magnus m'a aidé à réaliser que peut-être les forces de police n'était pas ma vocation.
Sana sonuna kadar inanan bir dedektif gibi peşinden geldi.
Il vous suit partout comme un chien limier.
Bir köpekti.
C'était un chien.
- Seni yakaladım köpek. - Hayır bekle.
- Je t'ai eu, le chien.
Köpek değildi.
- Attends. Pas un chien.
Köpeği ezeceksin!
Il y a un chien!
Hayatını riske edip, kaç kere dama çıktığının bir önemi yok sana küçük bir köpeğe verdiği değeri vermiyor.
Qu'importe combien de toits tu traverses en risquant ta vie, elle ne te voit pas plus que son petit chien.
- Ve de koruyucu köpeği.
- Et chien de garde.
- Kuduz bir köpek.
Un chien enragé.
Kongreye girmeye çalışıyormuş.
Il est en course pour le congrès, non d'un chien!
Ne cins köpeklerdi saldıranlar?
♪ ♪ C'était quel type de chien?
Köpeğin hiçbir şeyi yok.
Aucun problème avec le chien.
Bir köpek, bir tavşan...
Un chien, un lapin...