Claudius traducir francés
222 traducción paralela
Bana Claudius'la bir adamını çağır.
Appelle Claudius et un autre homme.
Varro ve Claudius!
Varron!
Claudius! Uyanın efendiler! - Efendim?
Varron, Claudius, réveillez-vous!
Siz Claudius Mansard misiniz?
- Mansard, c'est vous?
Julianus, Şanlı gladyatör.
Nous sommes tous venus de Rome, Julianus, Niger, Claudius...
Yakaladım seni! Genç hanım herhalde Cladius Neron'un küçücük bir öpücüğünü reddetmezsiniz, değil mi?
Maintenant, jeune femme, je suis certain que tu ne refuseras pas, à moi, Claudius Néron, un minuscule baiser?
Bu salak bana gülüyor, Arabasını kontrol edeceğim.
Ce marchand se moque de moi, Claudius Quintilius!
Gladyatör Claudius Marcus son barbar, William B. Harrison'ı öldürdü. çok muhteşem bir örnek olarak...
Le gladiateur Claudius Marcus a tué le dernier barbare, William Harrison, illustrant parfaitement...
Durumu Claudius'a söyleyecek zamanı kendime göre belirlerim, sana ya da başkasına göre değil.
Je lui en parlerai quand je l'aurai décidé. Ni toi ni personne ne me dictera ma conduite.
# Bana... Geri zekalı, kekeme, aptal Claudius'a.
Mais on m'en accorda un à moi, Claude l'idiot, le bègue, l'imbécile.
# Claudius, Claudius, çok hızlı gidiyorsun.
Claude, Claude, tu vas trop vite!
# Söyle şimdi, "Aptal Claudius, aptal!"
Quel idiot tu fais, Claude, quel idiot!
- Claudius'u boşamak mı?
Que je divorce?
Claudius yaşlılıktan ölünceye dek bekleyebiliriz.
Attendons qu'il meure de vieillesse.
Herkesin gözü önünde evlenirsek Claudius'un nasıl bir kenara atılmış olduğunu tüm Roma görecek.
Si nous nous marions au grand jour, tout Rome verra que Claude est abandonné.
Senin Claudius'u nasıl hakir gördüğünü tüm Roma anlayacak.
Tout Rome verra le mépris que tu as pour lui.
Yarın Claudius'la Ostia'ya, yeni limanı incelemeye gidiyoruz.
Je l'accompagne sur le chantier du port d'Ostie.
Claudius Ostia'da oyalanırken, biz Roma'da evlenmiş olacağız.
Tandis qu'il flânera à Ostie, nous nous marierons à Rome!
Claudius'u boşamış mı, boşamamış mı?
Mais a-t-elle divorcé?
Boşamış, ihbarnamesini, azat edilmiş bir köleyle Claudius'un sarayına yollamış.
Elle a envoyé un affranchi lui annoncer à son bureau.
Öyleyse, Claudius'a söylediğimiz andan itibaren, kadını ondan uzak tutmalıyız. Hiç görüşmemelerini sağlamalıyız.
Alors, il faudra tout de suite la tenir loin de lui, faire en sorte qu'elle ne le voie pas.
İyi de, Claudius'a nasıl söyleyeceğiz?
Mais comment lui dirons-nous?
- Bir bulut görüyorum, Claudius'a benziyor Ostia üzerinde yükseliyor.
Je vois un nuage qui a l'apparence de Claude, se former au-dessus d'Ostie!
- Claudius, bu yöne doğru mu sürükleniyor?
- Il vient vers nous?
Kendi canına kıyarsa sabah Claudius'a infaz emrini göstermek zorunda kalmayız.
Si elle se supprime, cela nous évitera d'avoir à lui montrer l'ordre demain matin.
Claudius yapmaz.
Pas Claude.
Tapınak artık, Tanrı Claudius Tapınağı olarak biliniyor.
L'édifice a reçu le nom de "temple du dieu Claude".
İmparatorluk Özel Muhafızları, Caligula'nın amcası Claudius'u İmparator ilan etmişler.
La garde prétorienne a emmené l'oncle de Caligula, Claude, et l'a proclamé empereur.
Muhafızlar, Tiberius Claudius'u İmparator ilan etmişler!
Les prétoriens ont proclamé Tibère Claude empereur!
Kendisini İmparator seçtiğimiz halde, belli ki Tiberius Claudius'un aklı Cumhuriyet'te.
Nous avons proclamé Tibère Claude empereur, mais il ne parle que de la République.
Kafana şunu iyice sok, Claudius. İyi ya da kötü, seni İmparator yaptılar.
Tu dois admettre cette idée, ils t'ont fait empereur pour le meilleur et pour le pire.
Dinle, Claudius.
Ecoute bien, Claude.
Claudius, bence şansın dönüyor.
Ta chance tourne, on dirait.
Claudius. Canavar.
Il veut que je tienne la c-caisse à l'entrée.
Claudius?
- Rentre chez toi.
Aferin, uslu kız. Claudius!
Cassius, mobilise les troupes et augmente l'enrôlement!
Bebeğe ufak bir armağan getirdim. Claudius. Çok güzelmiş.
Je vais forger dans l'acier chauffé à blanc de la guerre un âme nouvelle à Rome qui l'animera des milliers d'années!
Bu konudaki yeteneğini keşfetti. Claudius, benim burada ne işim var?
Comme je le disais, les seuls lions de Rome sont à présent ceux des arènes.
Claudius'un gırtlağını çoktan kestirmeliydim. Her şeyi berbat ediyor!
J'ai sauvé Rome d'un complot et ils m'envoient ce bouffon claudiquant pour me féliciter!
Claudius'un hazır cevaplığı hayatınızı kurtardı.
Si les deux vers suivants sont corrects, je les épargne, sinon ils seront égorgés.
Tarihe geçirdiklerinde, bu özel günü bu aptalların ölümüyle birlikte mi ansınlar? Claudius haklı, efendim. Kocam.
Combien de bouteilles avez-vous ouvertes, en l'honneur de son meurtre, tandis que je combattais la mer?
Tamam, tamam! Geliyorum, geliyorum. Claudius, gitme.
Tu avais raison de vouloir les punir pour avoir commémoré la bataille d'Actium.
Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus sen, ailen ve arkadaşların, hepiniz hoşgeldiniz. Ailem ve arkadaşlarım adına teşekkür ederim, Valeria Messalina.
Je c-crois... que je suis... d-déjà am-moureux de toi.
Bu bizim valimiz, Claudius Marcus.
Voici notre proconsul, Claudius Marcus.
Peki Claudius'a söylenmeli. Bu kez, ona söylenmeli.
Il faut lui dire.
Claudius geliyor.
Il vient.
Claudius mu?
Et ton mari?
Claudius, geçmişte seninle alay ettiğim için özür dilerim.
Qui est-ce?
Seni, Claudius amcayla evlendireceğim!
Chaque jour, nous te vénérons Chaque jour, nous te vénérons
Hoşçakal, Claudius.
En voici un autre, de mot de passe :
Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus ailesi ve arkadaşları.
Pour te dire la vérité, j'étais terrorisée quand il m'a fait venir.