English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ C ] / Closes

Closes traducir francés

150 traducción paralela
[Door Closes] Yemek hazır.
La bouffe est prête.
Kapıların kapanacağını ona söyledim.
Je l'avais prévenue que les grilles seraient closes.
İşini yürütmeye çalışan bir adam ve kapısı kilitli. Merak ediyorum acaba...
Un négoce toutes portes closes!
Bir gün babama Yoshiwara evlerinden bir adam geldi.
Un homme qui travaillait dans le quartier des maisons closes est venu le voir.
Sekiz gün geçti. Kaçak içki satılan 11 yerin, iki kokain satıcısının ve 16 genelevin adreslerini size verdiğimden bu yana sekiz gün geçti.
II y a huit jours, je vous ai donné l'adresse de onze bars clandestins, deux trafiquants de cocaïne et seize maisons closes.
Buna rağmen kilisenin çanları çalıyordu ve bütün küçük dükkanlar kapalıydı ve meydanda hiç kimse yoktu. Fakat dilenci bu günün Pazar günü olmadığını biliyordu.
Même si la cloche de l'église sonnait, que les boutiques étaient closes et qu'il n'y avait personne sur la Grand-Place, il savait que ce n'était pas dimanche.
- İnanıyorum. Tamam. Gidiyoruz.
Les bonnes portes sont restées closes.
Çünkü seni tanıyorlar ve herkesten fazla sorumluluk aldığını da biliyorlar, işte bunun için de kabul etmedi.
Parce qu'ils savent que toi, personnellement, tu es plus responsable que quiconque de la fermeture des maisons closes.
Bir zamanlar, varoşlarda pek çok fuhuş yapılan evlerin sahibi... Guzik şuan, Capone birliğinde tüm kaçakçıcık ve dağıtım işlerinden sorumlu.
D'abord propriétaire d'une chaîne de maisons closes, il contrôle maintenant la contrebande des alcools pour l'organisation de Capone.
Ben de hep kerhanelerin müdavimiyim Ama daha henüz onu görmedim hiç
Je suis un familier des maisons closes des environs mais je n'ai jamais entendu parler de lui.
Choshi'nin yoğun bir kasaba olduğunu duymuştum. Kırmızı ışıklı bölgede bir çok geyşa evi var.
Il paraît que le faubourg Kannon Ura est un lieu très animé avec plein de maisons closes.
Patron Yang orda müthiş para kazanıyor! Günde 30, 40 dolar kar ediyorlar!
Les casinos et les maisons closes y rapportent 30 ou 40 par jour.
Tüm çalışanları getirin, onlarla tanışayım!
Convoque les responsables des casinos et des maisons closes.
Bu bölgenin asayişi için buradayız.
Je contrôle tout le réseau des maisons closes de cette région.
Aslında bizim için o kadar da komplike bir durum değil genelevin yakınlarında cinselliğe aç bir şekilde gezerdik.
Ce n'est plus un dilemme comme de notre temps... où nos peines de cœur nous menaient aux maisons closes.
Çok şey söylendi hakkında eski zaman orospularının, kaç posta gidildiğine bakarak, genelevdeki genç ve havalı yosmaların.
On a dit tant de choses Sur les catins d'autrefois Les filles de joie Et les maisons closes
Bölge mühürlendi.
Les zones sont closes.
Beni izliyordu, gözkapakları yarı kapalı ve gülümsedi.
Elle me regardait, paupières mi-closes, souriante.
Mesleki görüşüme göre, kapalı kapı diye bir şey yoktur.
Dans mon métier, les portes closes n'existent pas.
Albay'ın kötü şöhreti olan bir evi ziyaret etmesinde bu kadar korkunç olan ne?
En quoi est-ce grave que le colonel fréquente les maisons closes?
Danışman Deanna Troi... ve Wyatt Miller'ın nikah öncesi kokteyli.
Je ne peux ni communiquer, ni accéder au programme. Les portes sont closes. Journal de bord, annexe.
Şehrin kapılarını arkanızdan kapatmadan saraya dönmeyeceğim.
Je ne reviendrai au palais que les portes de la cité closes derrière toi
Kapalı kapılar ardında neler olduğunu bilemiyoruz.
On ne voit pas ce qui se passe derrière les portes closes.
- KapıIar kapaIı kaIacak.
- Les portes resteront closes.
Amtrak merchant's Limited'in 23.20 trenine bileti olanlar.
Les réservations sont closes sur l'Amtrak de 23 h 20.
Amtrak Silver Star'ın Tampa ve Miami'ye gidecek 23.30 trenine bileti olanlar.
Réservations closes sur l'Amtrak de 23 h 30 à destination de Miami.
12. peronda bekleyen Amtrak Senator'un 176 numaralı treni 23.45'te kalkacaktır. Boston istikametine giden tren Stamford, Bridgeport... New London, Cambridge, Kingston ve Providence'da duracaktır.
Réservations closes sur l'Amtrak No 176 de 23 h 45 à destination de Boston et desservant les gares de Stamford, New London, Cambridge, Kingston et Providence.
Edo Döneminde, kibar hayat kadınlarının kullandığı bir deyim.
C'est un langage codé des maisons closes d'autrefois, et ça se veut dissuasif.
Alacağı emre kulak kesilmiş dudakları ise her daim kıvrımlı ve kapalıdır.
Ses oreilles frémissent comme une harpe au son de l'ordre, closes et pincées à tout moment, sont ses lèvres
Tüm çıkışlar 15 dakika içinde kapanacak.
Toutes les sorties seront closes dans 15 minutes.
Gözlerin hep böyle çevrilip yere toprakta aramasın değerli babanı.
Cesse, derrière tes paupières closes, de chercher ton noble père dans la poussière.
Times, kapalı kapılar ardında konuştuğumuz her şeyi yazdı!
Le New York Times rapporte nos discussions derrière des portes closes.
Bazı fetişistler sadece gecenin geç saatlerinde bilgisayar karşısında kendini gösterebilir. Bazıları da gün ışığında herkesin görebileceği bir yerde.
Certains fétichismes se vivent tard le soir, derrière les portes closes, alors que d'autres étaient vécus en plein jour devant tout le monde.
Tatlım, dudaklarım mühürlü.
Mon trésor, mes lèvres sont closes.
[CarDoorOpens, Closes]
[La porte de la voiture s'ouvre et se referme]
Cüceler'in kapıları kapalıyken görünmezdir.
Closes, les portes des Nains sont invisibles.
Müthiş sıcaktan ve pencereler kapalı olduğundan, elbisesi açılmıştı. Memeleri, cennetten çıkma iki elma gibi ortadaydı. Bir kadın ve memesinden bir yudum içki.
"En raison de la chaleur torride et des fenêtres closes, sa robe était déboutonnée et montrait sa poitrine, deux pommes du paradis".
Kapınız kapalıyken arkasında ne yaparsanız yapın ama şu şeyi benim gözümün önünde yapmanız midemi bulandırıyor!
Ce que vous faites derrière vos portes closes vous regarde, mais vous afficher ainsi, c'est juste répugnant!
Kapılar kapalı. Oh Tanrı aşkına!
On est tous prêtres et les portes sont closes.
- Program dolu. Fazla talep aldık.
- Les inscriptions sont closes.
Gözleri açılmıyor.
Ses paupières restent closes.
Kapalı kapılar ardında olmak beni rahatsız etmezdi. Ama Danny açık olmak istiyordu. Sahnede olmak istiyordu.
Je ne voyais pas d'inconvénient à me cacher derrière des portes closes, mais Danny, voulait se montrer au grand jour.
Bu insanların Meksika'ya geçmeleri beklenen birşeydi. Ancak kapalı sınır kapılarıyla karşılaştılar.
Ils pensaient pouvoir entrer au Mexique plus tôt mais ils ont trouvé portes closes.
Korkarım tekliflerin hepsi mühürlü.
Les enchères sont closes.
Turan bilgeliği bize kapılarını kapattı çünkü onlara olan inancımızı hala göstermedik.
Les mœurs turaniennes nous sont closes car nous devons montrer notre foi en elles.
[Closes Door] Sana zarar verdiler mi Bill?
- Ils t'ont blessé, Bill?
Trenin pencereleri açılmıyor ki.
Fenêtres closes?
Onu bulana kadar tüm genelevlere bakacağım.
Je compte écumer toutes les maisons closes.
Dudaklarım mühürlü.
Mes lèvres sont closes.
Evet. Güzel.
Tes paupières sont toujours closes?
Kapıları kilitleyeceğiz.
Les portes sont closes

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]