Commandant traducir francés
13,476 traducción paralela
- Wallis onu komutanıydı.
Wallis était son officier commandant.
İki yıl birlik komutanımdı.
C'était mon officier commandant depuis deux ans.
Komutan hâlâ peşine adam takıyor.
Les gardes du commandant vous accompagnent encore.
- Bir şey bulduk şef.
On a quelque chose, Commandant.
Komutanınız olarak dahasının yapılacağını güne ben karar vereceğim.
En tant que commandant, je déciderai quand ce sera le bon moment.
Tüm Teksas güçlerini yönetecek komutan ben değil miydim?
Ce n'est pas moi le commandant en chef des forces du Texas?
Ve bana bunu onarmam için emirverdin.
Il n'a pas reconnu son commandant...
Tabii ki değerli komutanımızla Rocky Hill'de konaklarken tüm gösteriyi kaçırması da olası.
Le commandant en chef étant basé à Rocky Hill, il ratera le spectacle.
- Komutan meşgul.
Le commandant est occupé.
O kadar zamanınızın olduğunu sanmıyorum, komutanım.
Je ne pense pas que vous ayez une part de ce temps, Commandant.
Yemek istemiyor efendim.
Il ne veut pas manger, Commandant.
Emredersiniz.
Bien, Commandant.
Geminin ikinci Komutanıyım.
Je suis le commandant en second.
Komutan ile görüşmek istiyorum.
Je souhaite parler au Commandant.
Komutanımız sizi kurtardığını düşünüyor.
Le Commandant a agi en pensant vous secourir.
Günaydın Komutan.
Bonjour, Commandant.
Komutan Chandler sizi Ramsey'lerin elinden bu yüzden kurtardı.
C'est pourquoi le Commandant Chandler vous a sauvé des Ramsey.
Komutana bilgilendirildiğinizi söyleyeceğim.
Je dirai au Commandant que vous avez été briefés.
Sana minnettarım yarbay.
Je vous suis reconnaissant, Commandant.
Komutan Korath, efendim?
Commandant Korath?
Bu arada benden dava ile dosyaları ve delilleri hazırlayıp yeni ekibe vermem istendi.
Ce sont de bonnes nouvelles pour Beth. En attendant, on m'a demandé de remettre vos dossiers et vos preuves au commandant de la force d'intervention.
Benimle misin binbaşı?
Tu es avec moi commandant?
- Binbaşı galiba bir sorunumuz var.
Commandant je pense que nous avons peut être un problème.
Ben Five-O'dan Binbaşı McGarrett.
Je suis le Commandant McGarrett du Five-O.
"Üç Küçük Domuz" hikâyesini bilir misin Binbaşı McGarrett?
Vous connaissez l'histoire des trois petits cochons, Commandant McGarrett?
Sen neden kendininkini arabada bıraktın binbaşı?
Comment as-tu pu laisser le tien dans la voiture, Commandant?
Mermilerin bitmek üzere olmalı binbaşı.
tu dois être à court de munitions, commandant.
Five-O'dan Binbaşı McGarrett.
C'est le Commandant McGarrett du Five-O.
- Binbaşı McGarrett, Five-O.
Commandant McGarrett, Five-O.
Tam olarak suçum nedir binbaşı?
De quoi est-ce qu'on m'accuse, Commandant?
Bunun aylar alabileceğini söylemiştin.
Vous avez dit que ça pouvait prendre des mois. Commandant...
Komutan, ikinci komutan ve ben toplam 67 yıllık bir tecrübeye sahibiz.
Entre le commandant, le second et moi-même, nous avons 67 ans d'expérience.
Tom Chandler, U.S.S. Nathan James komutanı.
Tom Chandler, commandant de l'U.S.S. Nathan James.
Midyeleri aldık komutanım.
Nous avons les moules, commandant.
Düşünüyorduk da... Belki komutana kalıp savaşabilir miyiz diye sorabilirsin.
Nous nous demandions, pourrais-tu demander au commandant qu'on reste pour se battre?
Komutan hareket halinde.
Le commandant est sorti.
Devam edebilirsiniz komutanım.
Champ libre, commandant.
Cody'ye olanlar için komutanı suçlayamazsın.
Ne blâme pas le commandant pour ce qui est arrivé à Cody.
Hayaletlerden birisi bizim eski kumandanımız.
Un des fantômes est notre précédent commandant.
Yani denizaltında, nükleer bir reaktör içinde, korkak bir uzaylıyla ve kumandanızın şeklini almış öldürücü bir tehdit ile karşı karşıyayız.
Donc, on combat une force meurtrière inconnue qui a pris la forme de votre commandant et d'un alien lâche, sous l'eau, dans un réacteur nucléaire.
İzin verildi binbaşı.
Permission accordée, Commandant.
Ben Deniz Binbaşı Steve McGarrett donanma desteği istiyorum.
Ici le Lieutenant Commandant Steve McGarret vous demande une aide navale.
Binbaşı, hava düzeliyor. Helikopterler hazır.
Commandant, amélioration des conditions météo, les hélicos decollent.
Biliyorum ama daha yeni kavuştuk ve sen tekrar gidiyorsun.
Je nous connais. Tu as grandi en me commandant.
Gittikten sonra kalan eşyalarımı güneydeki karakola getirteceğim.
Pendant mon absence, je ferai amener le reste de mes affaires aux quartiers du commandant dans la tour sud.
Adamlarımızı gönderelim mi komutanım?
On envoie des hommes, commandant?
B613'ü ve Kumandanı alaşağı edeceğim.
Pour neutraliser le B613, il faut neutraliser le Commandant.
Göreve ilk geldiğinde yaptıkları ilk şey bu çantayı sana vermek oldu öyle mi?
Tout est expliqué dans cette mallette qu'ils t'ont donné quand tu es devenu commandant.
Açık konuşmak için müsaade var mı komutanım?
Permission de parler librement, commandant?
Komutanım, Cody botlara binmemiş.
Commandant, Cody n'était pas sur les bateaux.
Kumandanı alaşağı edeceğiz ve unutma bir sonraki kumandan sendin.
On démonte le commandant, et tu as aussi été commandant.