Competition traducir francés
3,279 traducción paralela
Çünkü rekabet bana çok sert olacakmış gibi geliyor.
Parce que je pense que la competition va être plutôt rude.
Bir müsabaka olmakla beraber, aynı zamanda bir kutlamadır.
C'est une compétition, mais aussi une célébration.
Bu önemli bir karar ve bu çocukça çekişmenizle sürekli aklımızı karıştırmanıza izin veremeyiz.
C'est une décision importante Et vous ne pouvez pas nous interrompre avec cette compétition immature.
Bu yüzden bu rekabeti resmiyete dökmeye karar verdik!
C'est pourquoi nous allons en faire une compétition officielle!
Bu yarışma için yepyeni bir gösteri hazırlıyorum.
J'invente une nouvelle chorégraphie pour la compétition.
Grup yarışmasına Cincinnati'ye gdiyorum!
Je vais à une compétition à Cincinnati!
- Bak, ben-ben kafanın o olimpik cimnastik gösterileri gibi... karıştığını biliyorum... ve belki de Lavon'a ve Bluebell'in yarısına... ve bilmiyorum Papa'ya falan... danışman gerektiğini düşünüyorsun...
Je sais qu'il y a une énorme, voir olympique compétition de gymnastique habituelle dans ta tête en ce moment, et que tu penses que tu devrais consulter Lavon et la moitié de la ville de Bluebell et... je sais pas, le pape ou je sais pas quoi...
Sen sadece bu rekabette onu devre dışı bırakmak istiyordun.
Vanek est après tes affaires. Tu essayais juste d'éliminer la compétition!
Hatta LeBRO lakabı sana uyuyor da.
En fait, tu es probablement en compétition avec LeBron James pour ce titre.
Bölüme başlamadan önce, kendi bayrağını tasarla yarışmamızın galibini açıklamak isterdim ama açıklayamam.
Avant que nous ne commencions, j'aimerais vous révéler le gagnant de la compétition Fais ton propre drapeau. Mais je ne peux pas.
Bu ligin kurallarına uyacağıma ant içerim.
Se plier aux règles de la compétition.
Bu ligin kuralları.
Se plier aux règles de la compétition.
Bu ligin maç kurallarına uyacağıma ve adil çağrılar yapacağıma yemin ederim.
Les règles de la compétition, être impartial. Être impartial...
Mavi Kediler'in açılış maçı bu hafta sonu, biliyorsun değil mi?
La compétition de ce week-end pour les Blue Cat a déjà été confirmée. Tu le sais, pas vrai?
Lütfen, Steve Martin'in kuş gözleme yarışı hakkındaki filmini izleyip derin bir uykuya yattığını söyle.
Dis-moi qu'il a regardé ce film de Steve Martin sur la compétition d'orthinologistes et qu'il est tombé dans le coma.
Yarışmaya katılanlar, yetişkinler oluyor.
C'est les adultes qui se prennent à la compétition.
Tişört ve mont yamalarımı değiş tokuş edeceğiz ama önce bir yarışma yapacağız.
On va vendre des T-shirts et des écussons dans un instant, mais d'abord, une petite compétition.
Kızım tüm yarışma boyunca ilerleyip kazanınca da "dört doları çöpe atmış oldum" diye debelendim durdum.
Ma fille avait gagné toute la compétition, et tout ce à que je pensais c'était "je viens de jeter 4 $ par la fenêtre".
Gösteriş budalalığı yapamayacağın için üzüldün çünkü.
T'es juste enervé parce que maintenant tu peux plus me faire parader comme si j'étais un poney de compétition.
Biliyorsun, herşey bir yarışma olmak zorunda değil.
Tout doit pas être sujet à compétition.
Açıkçası diğer kadınların rakip olduğunu düşünmeye meyilliyim.
Honnêtement, j'ai tendance à penser être en compétition avec une autre femme.
Bu bir yarışma değil.
C'est pas une compétition.
Kavgalar, rekabet çok- -
Les disputes, la compétition.
Aranızdaki rekabeti anlarım ama siz ikiniz beraber çalışmanın bir yolunu bir an önce bulmak zorundasınız.
Je comprends la compétition, mais vous deux, trouvez rapidement un moyen de bosser ensemble.
Süper şiddetli korkutma yarışması!
Une compétition de peur intense!
Öğrenciyken bu oyunları arkadaşça bir rekabet için kurdum. Ama hazır olun...
Quand j'étais étudiante, j'ai créé ces jeux comme compétition amicale, mais soyez prêts.
Bitiş çizgisini son geçen kulüp, oyunlardan elenir!
L'équipe qui arrivera en dernier sera éliminée de la compétition.
Heidi, şefi karşıla.
- ( Cris ) - Heidi, chef de la compétition.
Rekabetçilerdir.
Leur compétition.
Geldiğin köyde işler nasıl yürür bilmem, dostum ama bu bir yarışma.
Écoute, j'ignore comment ça fonctionne dans le trou perdu d'où tu viens, mais on est en compétition ici.
Evet, ama bu bir yarış.
Oui, mais c'est une compétition.
- Evet, duyurumuzu yapalı çok oldu.
- Oui, on a une compétition nationale demain.
Yarış tarihimizde ilk defa kendimize bir sponsor ayarlamayı başardık.
Pour la 1re fois dans l'histoire de la compétition, on s'est trouvé un sponsor.
Yani bu gerçekten profesyonel bir etkinlik?
Une vraie compétition pro?
İnsanın kendi işini kurması oldukça zordur, bilirim. Yarışlar sırasında burada büyük bir heyecan dalgası olacağını da biliyorum.
Je sais que c'est dur de lancer son entreprise et aussi que la compétition attirera pas mal de badauds.
Bu profesyonel bir yarışma, sadece ismi olanlar katılabilir.
C'est une compétition pro, il faut être invité.
Bu sörfçülerden şanslı bir tanesinin yeterli puan alıp asıl yarışa adım atabilmesi için bu son şans.
C'est la dernière chance pour l'un des surfeurs d'obtenir les points pour accéder à la compétition.
İşte millet, beklediğimiz gün geldi, asıl yarışın bu birinci günü.
Nous voici enfin au 1er jour de la compétition.
Bu yarışma değil.
C'est pas une compétition.
Burada ego yok, çekişme yok, şiddet yok, savaş yok güçlü ya da zayıf yok, ya da sırlar yok.
Il n'y a ni ego, ni compétition, ni violence, ni guerre, ni forts ou faibles, ni secrets.
Theo, bir salyangoz arabaların katıIdığı bir yarışta yarışamaz.
Un escargot ne peut pas courir dans une compétition faite pour les voitures.
Buluşma gecesiydi.
C'était un soir de compétition.
Fikir bir yarıştı.
L'idée était de faire compétition.
Sinemayla rekabet ediyoruz.
Le cinéma nous fait de la compétition.
Rekabet ve yarismak benim tutkum.
J'aime la compétition. J'aime courir.
Karşımızdaki tek zorluk 10 yaşında bir çocuktu! Jane!
Notre seule compétition était des enfants de dix ans!
Psycho'nun ölümüyle yarışmada sadece Frankenstein, 14K ve Razor kaldı.
La mort de Psycho ne laisse que Frankenstein, 14K et Razor dans la compétition.
Bu patlama aynı zamanda yarışmanın üçüncü ve son gününde Katrina Banks'in de canına mal oldu.
Il est mort dans une explosion qui a aussi coûté la vie à Katrina Banks en cette troisième et dernière journée de compétition.
Mayo yarışmamdan sonra buluşacağımız yeri mesaj atacağım.
Je te texterai un point de rendez-vous après ma compétition.
Gel seninle yarışalım.
Je propose une compétition.
Bugün yarışma başlıyor.
Aujourd'hui, la compétition commence.