Crimes traducir francés
4,737 traducción paralela
Şiddet suçları yüzünden bir çok farklı hükümden, bir çok farklı hapishanede yatmış.
Il a purgé plusieurs peines de prison pour plusieurs crimes violents.
Romalılar zamanında suçlu, suçunu herkes bilsin ve yaptığını sonsuza kadar hatırlayabilsin diye damgalanırmış.
Dans l'Antiquité, on marquait un criminel pour identifier ses crimes... et lui rappeler ce qu'il a fait.
Siber suçlar bunu internetin denetlenmeyen bölgelerinde buldu.
Cyber-crimes y est retourné et a trouvé ça sur une zone non surveillée d'internet.
Şimdi 9'da Mark Harmon'ın cinayetleri çözerkenki sesiyle uyuyakalan ezikler olduk.
Maintenant on est juste des craignos qui s'endorment à 09 : 00 en écoutant Mark Harmon résoudre des crimes.
- Özel ekip odasından şutladılar bizi. Beyaz Yakalı Suçları geldi.
La brigade des crimes en col blanc nous a virés de la salle.
Yani Steve'in dediğinin aksine biz burada olduğumuz için suç oranları aslında azaldı.
Donc, contrairement à ce que Steve a dit, les crimes ont diminué depuis que nous sommes là.
Suçlarını haklı göstermek için zalimliğin, bencilliğin için kardeşini mi kullanıyorsun?
Pathétique, utiliser ta soeur pour justifier tes crimes, ta cruauté, ton égoïsme?
O da bizden biri ve bizler gibi o da suçlarının affedilmesini hak ediyor.
Il est l'un des nôtres, et il mérite d'être pardonné de ses crimes tout comme nous.
Bellamy Blake suçların affedilmiştir.
Tu es pardonné pour tes crimes.
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür.
Des crimes violents impliquant des gens ordinaires.
Kendi iradenizden ötürü suç işleyecek biri gibi durmuyorsunuz.
Vous ne semblez pas commettre des crimes de votre plein gré.
Ben Ajan Bouchard, İnterpol Özel Suçlar Müdürü.
Ici l'agent Bouchard, des Crimes spéciaux à Interpol.
Tüm bu suçlar ölüm ile cezalandırılabilir.
Piratage du système de communication de l'arche. Chacun de ces crimes sont punis par la mort.
Onu şeye koyabilirsiniz... - Neyse işte. Suç hesabıma.
Vous devrez ajouter ça à mon solde de crimes.
İşlediğin suçların cezasını çekeceksin Paul.
Tu vas devoir payer pour tes crimes, Paul.
Sıradan insanların işlediği şiddetli suçları görür.
Des crimes violents impliquant des personnes ordinaires.
Hükümet bu insanları alâkasız olarak görüyor.
Des crimes dont le gouvernement se désintéresse.
Makinenin tespit edemeyeceği kadar çabuk oluşan suçlar.
Des crimes qui se produisent trop vite pour la machine.
Hükümetinizin işlediği suçların bedelini ödeyeceksiniz.
Vous allez payer le prix pour les crimes commis par votre gouvernement.
"Görgü tanıkları Sredl'ı Desjardins'in evinde ve Suç mahallinde gördüler.".
"Des témoins ont vu Sredl près de la résidence de Desjardins... et des scènes de crimes".
Yeşil... kabahatler, Kırmızı... ağır suçlar.
En vert... les infractions mineures, en rouge... les crimes.
Ve bu tespihler bana işlemediğim suçlar yüzünden öldürüleceğim inancını kabullenmede yardımcı oluyor.
Et ces perles, elles m'aident à accepter mon sort. que je vais être assassiné pour des crimes que je n'ai pas commis.
Dennis Rader, "Bağlı İşkence Katili" 16 yıl boyunca uyku hâlinde kaldı ama medyaya suçları için güvence isteyen mektuplar yolladı.
Dennis Rader, "the BTK killer", est resté inactif pendant 16 ans mais a par la suite envoyé des lettres aux médias pour revendiquer ses crimes.
Adli yargı sisteminde kabahatler ve ağır suçlar vardır.
Dans le système de la justice criminel, il y a des crimes et il y a des méfaits.
Küçük erkek kardeşi Mykola ile birlikte yaşıyor Mykola, 26 yaşında, inançlı.. ... Yemen'e gitmiş, iyi geçmemiş birkaç hırsızlık suçlaması var.
Il vit avec son jeune frère Mykola, 26 ans, religieux voyages au Yemen, ce qui n'est jamais bien plusieurs crimes pour voies.
Bu suçlardan ötürü biz vampir konseyi, seni suçlu buluyoruz.
Pour chacun de ces crimes Le conseil des vampires te juge coupable tu sera bannis de la collocation.
Suçlarından ötürü sana zorla bir utanç töreni yapacağız.
Pour tes crimes Tu seras condamné à la Procession de la Honte.
Bana karşı olduğu bütün olaylar sana olan sevgisi içindi.
Tous ses crimes contre moi étaient parce qu'elle vous aime.
Buradaki tanıklarımızın üzerine de, olay yerinde bulduğumuz işaretleri çizmiş.
Il a dessiné le même symbole que nous avons trouvé pour ces crimes sur les deux témoins.
Bak bakalım benzer bir suç var mı?
Regardez s'il y a des crimes similaires.
Sizi temin ederim, insanlarınıza karşı işlediği suçlar için Lorelei ağır şekilde cezalandırılacak.
Je vous assure que Lorelei sera punis pour les crimes commis envers votre peuple.
Kadınlara karşı işlenen suçların % 80'inde cinsel bileşen olduğuna bakarsak garip.
C'est étrange étant donné que 80 % des crimes contre les femmes incluent une sorte de composante sexuelle.
Adamın cinayetleri işlemesinin yanı sıra tutuklandığını da sanıyoruz.
On pense qu'il a commis ces crimes dans l'idée qui l'a fait arrêter.
Korumalarındaki altındaki genç bir çocuğun peşinden gitmek ve suçları sadistçe, vahşice, bazen de tuhaf olabilir.
Elles s'attaquent à des jeunes enfants, et leurs crimes peuvent être sadiques, brutaux, parfois bizarres.
Kulağa saçma geliyor ama cinayetlerin satrançla bir bağlantısı olacak.
Cela peut paraître fou, mais les crimes semblent avoir un lien avec les échecs.
İlaçları Parker kullanıyorsa, bu cinayetlerin hiç birisini işleyecek kadar bedensel ve zihinsel yeterliliği yok demektir.
Si les médicaments sont à Parker, il n'y a pas moyen qu'il ait eu les capacités mentales ou même physiques pour commettre ces crimes.
İnsanların başına gelen bütün korkunç ölümlerle alakaları vardı.
Ils pratiquent tous les crimes possibles.
İşledikleri suçları sahiplenmiyorlar ve örgütlerinin amacı belli değil.
Ils ne revendiquent pas leurs crimes et leur objectif est inconnu.
Hangi cüretle bütün suçlarının sorumluluğunu bana yıkıyorsun?
Me rendre responsable de tous tes crimes?
Bu kutunun içinde 9-9'un geçtiğimiz sekiz yılda..... üzerinde çalıştığı tüyler ürpertici suçlar var.
Dans cette boîte, il y a tous les crimes sanglants Que le nine-nine aie eu ces 8 dernières années.
Kendi suçları hakkında yazılmış şarkılar var.
Leurs crimes ont inspiré des chansons.
Cartel-on-kartel suç, kimse o içine bakıyor.
Les crimes de cartel contre cartel, personne ne s'en préoccupe.
İşlediğim tüm suçlara rağmen bunu işlemeyeceğim.
Et pour tous les crimes que j'ai commis, je ne commettrais pas celui-la.
Bildiğimiz gibi failler suçlarını tanıdıkları yerlerde işleme eğilimindedirler.
Comme on le sait, les agresseurs ont tendance à commettre leurs crimes dans des endroits qui leurs sont familiers.
Suç mahallerinin konumsal bağlantılarına bakarsak failin üniversite çevresi veya Raven Hill civarında oturduğunu ve suç mahallerine yaya olarak gittiğini gösteriyor.
L'analyse de la répartition spatiale des meurtres, montre que le criminel vit dans le quartier de l'université ou de Raven Hill et se rend à pied sur la scène des crimes.
Geçmişte olan bir şey şimdiki cinayetlere sebep olmuş görünüyor.
Quelque chose qui s'est passé dans le passé qui semble présager les crimes actuels.
Bu görüşme Ciddi Suçlar Birimi'nde gerçekleşiyor.
Cet interrogatoire a lieu à l'Unité des Crimes Graves.
- Katie zaten ortada Paul Spector'ı, yöneltilen suçlara, bağlayan çok sayıda kanıt var.
Katie, il y a de nombreuses preuves qui lient déjà Paul Spector aux crimes dont il est accusé.
Babanızın ölümünün arkasındaki kişi oydu.
Ces personnes sont les responsables des crimes de l'année du cheval.
- Şehirdeki suç oranları yükselişte.
Avec les taux de crimes grandissants dans la ville, les enlèvement d'enfants pour une rançon ont augmenté de 10 % juste cette année seulement.
Bu iki cinayetin bağlantısını görmemek... 7 00 : 00 : 17,957 - - 00 : 00 : 20,470... katilin yeniden öldürmesine izin vermektir.
Ne pas voir que les deux crimes sont liés permettra au tueur de frapper à nouveau.