English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ C ] / Cœur

Cœur traducir francés

30,458 traducción paralela
Kullanıcılarının kalp kırıklıklarını kurtar.
Épargnez à vos utilisateurs des peines de cœur.
- Sakin olun. - Değer verdiğim için zorladım!
- Je pousse, car ça me tient à cœur.
Kalbinden ve beyninden ameliyat olması gerekti.
Il a subi une intervention au cœur et au cerveau.
75 yaşında, kalbi tekliyor, tansiyonu yüksek ve kafasında kırık var.
Il a 75 ans, le cœur faiblard, une tension élevée et un crâne fendu.
Şimdiye kadar birlikte olduğu kadınlar kaçtılar, işini elinden aldılar delirdiler ya da kalbini kırdılar.
Toutes les filles avec qui il a été sont parties, ou lui ont piqué son job, ou sont devenues folles, lui ont brisé le cœur.
Kahrolasica "Kupa Kraliçesi" ve gülleri kirmiziya boyuyor.
La dame de cœur sacrée et elle peint les roses rouges.
Bebeğin kalp atışı kesilmişti.
On a perdu les battements de cœur du bébé.
Rusty kalbimi, bekaretimi ve fikrimi çaldı.
Rusty a volé mon cœur, ma virginité et mon idée.
Sadece kalbimi ve fikrimi çaldı.
Juste mon cœur et mon idée.
Kalbi atıyor.
Son cœur bat.
Kalbinin derinliklerinde beni sevdiğini biliyorum, önemli olan bu ve ben de seni seviyorum.
Mais au moins, au fond de ton cœur, je sais que tu m'aimes, et je t'aime, aussi.
"İyiyle kötüyü ayıran çizgi kalbin içinden geçer."
"La ligne séparant le bien du mal coupe le cœur de chaque être humain."
İnsanın kalbi kırılıyor, değil mi?
Ça me brise le cœur.
Sanki kalbim durmuş gibiydi.
C'était comme si mon... mon cœur s'était arrêté.
- Merhaba, tatlım. - Merhaba.
Salut, mon cœur.
Sonunda elimiz boş döndüğümüzde .. ise kalbim biraz daha kırılmış oluyor..
Et quand on retombe à zéro, ça me brise le cœur un peu plus.
Kalbinden vuracaksın Bonnie ayak bileğinden değil!
Son cœur n'est pas dans sa cheville, Bonnie.
- Bu onun kalbini kırdı
Ça lui a brisé le cœur.
Peki ya Kırık Kalp Bonnie sıradakini haklamamızı istemezse?
Et si Bonnie au Cœur Saignant ne veut pas retirer le suivant?
Peşine düşeceğim ve kalbini göğsünden ayıracağım.
Je te traquerai et arracherai ton cœur de ta poitrine.
Şansına ki hepsini ezberlemiştim.
Une chance pour toi, je l'ai apprit par cœur.
Ateşe verdikten sonra, nefret dolu o kalbini delik deşik edeceğim.
Je vais te mettre dans le feu, puis je vais tailler ton cœur rempli de haine.
Bunu yapabileceğimi içimde hissediyorum.
Je sais dans mon cœur que je devrais.
Rengim grileşiyor, parmaklarım soğuk kalp ejeksiyon fraksiyonum % 12.
Le vieillissement de Ma couleur, les doigts sont froids, La fraction d'éjection de mon cœur est de 12 %.
Kalp yetmezliği oluştuğu için onu sırada yukarı taşıdılar.
Ils ne l'ont déplacée parce que son cœur est défaillant.
İkimiz de kalp nakli olmazsa % 100, kan alırsa % 10 ölüm şansı olduğunu biliyoruz yani istatistiksel olarak riske rağmen ameliyatı yapmak daha mantıklı.
Nous savons tous les deux, il y a une probabilité de 100 % qu'elle va mourir si elle ne reçoit pas le cœur et seulement 10 % si vous utilisez le sang, de sorte que, statistiquement, ( chuchotant ) : il est logique de faire de la chirurgie malgré le risque.
Bir donör kalp, ölümden sonra 24 saat iyi durumda kalır.
Un cœur de donneur est bon pendant 24 heures après la mort.
Fakat bunu kalbin durumu kötüleşmeden önce yapmak zorundayız.
Mais nous devons le faire avant que le cœur va mal.
- Walter nakil için bekleyen kalp umulandan daha hızlı kullanılamaz hale geliyor.
Walter, ce cœur donneur devient inutilisable plus rapidement que prévu.
Ama henüz Olivia'nın bedeni kalbi kabul edecek mi bilmiyoruz.
Mais nous ne savons pas encore si le corps de Olivia acceptera le cœur.
Ama bir süreliğine biraz eğlenmeye çalışacağım, yeni kalbime alışmak için.
Mais... pendant un certain temps, je vais juste essayer d'avoir du plaisir, briser dans mon cœur nouveau.
- İstiyor tabii... ama Horoz'un çıktığı kız eski sevgilisiyle kafayı bozmuş.
- Il aimerait bien, mais le rancard de Rooster a le cœur brisé par son ex.
Şimdi ikinizden de hislerinizden söz etmenizi istiyorum.
Je vous encourage tous les deux à dire ce que vous avez sur le cœur.
İnsanın hayatı boyunca onu iyi tanıyan bir tek kişi oluyor.
Dans une vie, une seule personne peut nous connaître par cœur.
Stan, iş yerinde bir facianın ortasında kaldıklarını söyledi demin.
Stan m'a dit qu'ils étaient au cœur d'un désastre au bureau.
Kalbimde hep Leonard için özel bir bölüm bulunmakta.
Leonard a toujours tenu une place spéciale dans mon cœur.
Neyse, seçilmiş olmak gerçek bir onurdu ama içime sinmesede istifa etmem gerekiyor.
En tout cas c'était un honneur d'être choisi, et c'est avec le cœur lourd que je vous présente ma démission.
Affedersin, kız kardeşim yaptı.
Désolé, c'était ma sœur.
Kalbi durmak üzere.
Son cœur va s'arrêter
Kardeşini sevdiğini söylemekten utanmanın bu kadar utanç verici nesi var?
C'est si embarrassant de dire que tu aimes ta sœur?
Daha fazlasını öğrenene kadar kimseyi korkutmaya gerek yok.
C'est au sujet de ma sœur, Megan?
Neden öyle yaptın?
Pour en avoir le cœur net.
Tek gerçek kardeşimin ölmesiydi.
Ça n'avait aucun sens. Tout ce que je savais, c'était que ma sœur était morte,
Beni tanrının kardeşimi canlandırdı?
Et c'est la sœur de Dieu qui m'a ressuscitée?
Bilemiyorum belki kardeşi olduğu içindir.
- Parce que c'est sa sœur?
Ama bu benden ve kız kardeşimden daha iyi bir şeye en çok yaklaştığım yerdi.
C'est le mieux que j'ai pu faire qui soit aussi bien. Que moi ou ma sœur.
O senin kardeşin.
C'est ta sœur!
O senin kardeşin.
C'est ta sœur.
Kardeşin tarafından öldürülmek nasıl bir stratejidir?
Te faire tuer par ta sœur, c'est une stratégie?
Ablasıyla çıkmana itirazım yoktu... ama anneyi beceremezsin koçum.
Tu pouvais sortir avec sa sœur, mais pas te taper sa mère.
Sonradan meclis üyelerinden birinin kız kardeşi olduğu ortaya çıktı.
Il s'est avéré que c'était la sœur d'un député.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]