Dates traducir francés
1,048 traducción paralela
Aşk ilişkilerinin isimleri ve tarihleri yazılıydı.
La liste de ses aventures avec des noms, des prénoms, et des dates.
İki buçuk sene içerisinde 94 erkek belirli tarihlerde ölmek zorunda.
Dans les deux ans et demi à venir, 94 hommes devront mourir à des dates qui seront précisées.
Tüm satış görevlilerimiz yerine vardı ilk kotalar dolduruldu, hem de tam tarihlerinde.
Nos représentants sont efficaces. La phase initiale s'est bien passée, aux dates prévues.
Yedi tanesinden dördü tam tarihlerinde.
Nous en avons eu 4 sur 7, aux dates exactes.
- Biraz tarih deneyelim.
- Restons-en aux dates.
Annenle babanın doğum günleri ne zaman?
Leurs dates de naissance?
Söylemiştim, tarihleri asla unutmam.
J'oublie jamais les dates.
Bu kayıtlarla bu tarih ve tatillerini mukayese edeceğim.
Je vais comparer leurs registres avec ces dates et avec ses congés.
Eğer onları eyalet hastanesine götürürsem...
Les dates. - À l'hôpital, je pourrais... Faites.
Belli değil ve de usulen müfredatı yerine getirmeliyiz. Tatlım, erkencisin.
Ce n'est pas clair et il faut fixer les dates.
Ödemeleri hallederim.
Donnez-moi des noms, des dates... Je m'occupe des factures.
Henüz bir tarih belirlenmedi ama... Vera önceden planlamayı sever.
On n'a pas encore De Dates précises, mais Vera est très prévoyante.
Üretim tarihleri...
Dates de mise en service.
Yer ve tarihleri öğrenmek istediler.
Ils voulaient des dates et des lieux.
O kadar çok isim ve adres verdi ki, ne yapacağımızı şaşırdık.
un bloc de granit! Mais il a craché les noms, les dates, tout!
O yaz Geist İspanya'da bazı gösteriler ayarlar.
Cet été, Geist leur a fixés des dates, pour l'Espagne.
Neyse... Bu da umurumda değil.
Vous confirmez les dates, Rodney?
Ama tarihler aşağı yukarı uyuyor değil mi?
Mais les dates coïncident plus ou moins, non?
Sana tüm ayrıntıları gönderirim, tarihleri, saatleri, gittiğimiz lokantaları.
Je vous enverrai tous les détails, dates, heures, restaurants.
Tüm belirtiler aksini gösterse de onların getto içinde hayatta kalabileceklerine inancı vardı.
C'était... ce sont des dates... Donc le 22.7.42 :
John, tüm teslimat günlerini buraya not etmiş.
Il y a toutes ses dates de livraison.
İsimler ve tarihler veriyor, yaşadığı yeri tarif ediyor.
Elle cite des noms, des dates, l'endroit où elle vivait.
Pekala, sana üç konser için üçbin veririm. Pekala, tamam.
D'accord. $ 3000 pour trois dates.
Elmasların listesi nakliye tarihleri.
Diamants, dates d'expédition.
Suçlamaların metninin bile düzgün yazılmış olmadığını göstererek başladı. Tarihlerin uyumsuz olduğunu, sundukları teamüllerin tamamının alakasız durumlarda alınmış kararlar olduğunu gösterdi. Sessiz ol Charlie!
Il a fait remarquer que l'énoncé de l'accusation n'était pas conforme, que les dates étaient toutes erronées et que les précédents cités faisaient référence à de toutes autres affaires.
Bu tarih listesi dışında hiçbir şey değil.
! Que des dates!
İsimler, yerler ve tarihler istiyorum.
Je veux des endroits. Je veux des dates.
Cenaze evinde geçireceğiniz tatil için yerinizi acilen ayırtın, Peret de öyle. Polis Sadakat Örgütü!
Grindel... d'urgence vos dates de vacances au crematorium, idem Peret Fidélité de la police
Günleri veya yılları doğru değerlendirmemiş olabilirim,... ama az çok ABD tarihiyle ilgili bilgim vardır.
Je ne me souviens peut-être plus tout à fait des dates et des années, mais je reste plus ou moins familier de l'Histoire des États-Unis.
Dr Brahms, galaksiler arası müzakerelerde yıldız tarihleri...
Elle a participé aux commissions aux dates stellaires suivantes...
Tarihleri boş ver. Bilgisayar...
Peu importent les dates.
Bilgisayar, işaret şamandırasının... tam olarak hangi tarihlerde genel olarak kullanıldığını sapta.
Ordinateur, précisez les dates exactes où ce type de balise était le plus utilisé.
Ve tarihlere bakın efendim.
Et les dates... Regardez.
Tarihlerin hepsi sıralı.
Les dates se suivent.
Gördünüz mü? Tarihlerin gerisi gelmiyor.
Vous voyez les dates?
İsimler, tarihler, dolar resimleri.
noms, dates, sommes en dollars.
Bunlarda cinayetlerin olduğu günler.
Voilà les dates des meurtres.
Sevgili olduğunuz zamana geliyor sanırım.
Les dates correspondent.
Bir de yayın tarihlerini istiyor, en uygun dönemin ne olduğunu.
"Donnez-moi les dates de publication. Quelle est la meilleure saison?"
İsim yok, tarih yok.
Pas de noms, pas de dates.
- Geç kaldım.
La première, ça collait pas pour les dates.
Yeni harcama planlarının detaylarını kesin tarihleriyle tartışmak bu hükümetin yöntemine uygun değildir.
Ce n'est pas dans la pratique de ce gouvernement de discuter les détails de nouvelles dépenses par rapport à des dates précises.
Bütün son kullanma tarihlerinden en az iki gün düş.
Déduis au moins deux jours des dates d'expiration.
Belki de bu kadranın üzerindeki sayılar günleri ve zamanları temsil ediyordur.
Ces cadrans doivent représenter des dates et des heures.
... "Vatan hainliği yalnızca tarihle ilgilidir."
"La trahison est affaire de dates."
İsimler, tarihler.
Les noms, les dates.
Yanılıyorsun. "
Les dates sur Ies pierres ne sont pas
Başkan olduğunda, tarih atılacak.
Tous les documents seront datés... une fois qu'il aura pris le pouvoir.
Tarihlere bir bak.
T'as vu les dates?
Bulduğum parçalar, M.Ö.600'e ait, çeliği tam 200 kez dövülmüş.
Les morceaux que j'ai datés remontent à600 ans avant J-C.
Şimdi, çalacak birilerine ihtiyacım var.
Toutes les dates d'examens médicaux doivent être mentionnées. Il m'a donc menti et j'ignore pourquoi.