Daydınız traducir francés
102 traducción paralela
- Uzunca bir süredir Hindistan'daydınız.
Vous étiez aux Indes, n'est-ce pas?
Demek dün Amsterdam'daydınız Bay Haverstock.
Alors vous étiez à Amsterdam hier, M. Haverstock.
Tahmininizden fazla dışarıdaydınız. Demek istediğim de bu.
Comment ça?
Ama buraya gelmeden önce, New York'ta dışarıdaydınız.
Et avant, lorsque vous viviez à New York?
Siz Gettysburg'daydınız değil mi?
Vous étiez à Gettysburg?
Evet, siz Twilight Room Bar'daydınız.
Non, vous étiez au Twilight Room.
Sizi son gördüğümde çatıdaydınız.
La dernière fois que je vous ai vus, vous étiez sur le toit.
- Siz de mi Normandiya'daydınız?
Avez-vous fait la Normandie, aussi?
- Dr. Eckner, Cinayetlerin olduğu gece Fort Linton'daydınız,
Eckner, vous vous trouviez à Fort Linton la nuit des meurtres, n'est-ce pas?
Dün... dün gece aradık, ama sanırım dışarıdaydınız.
Nous sommes passés hier soir mais il n'y avait personne.
Onlar tepede, siz de aşağıdaydınız.
Eux en haut et vous en bas!
14 Kasım cumartesi gecesi Kansas, Holcomb'daydınız.
Dans la nuit du 14 novembre, tu étais à Holcomb dans le Kansas.
Kısa bir süre önce Kuzey Afrika'daydınız, Tanca'da, değil mi?
Vous étiez en Afrique du Nord récemment, à Tanger, non?
Efendim, siz Washington'daydınız benim gibi burada değildiniz.
Étant à Washington, vous en avez vu moins que moi.
Beyefendi ve siz Mantua'daydınız. İyi hatırlarım.
Un jour, mon maître et vous ètiez à Mantoue...
Evet, iki yıllığına Hindistan'daydınız, değil mi?
Oui, il paraît que vous étiez en Inde pendant 2 ans, Monsieur.
Burada yoktunuz. Meksika'daydınız.
Vous étiez partis... au Mexique.
Bütün gece dışarıdaydınız.
La nuit à vadrouiller je sais pas où.
Bavul gördüğü zaman hemen hiddetlenir. Gördüğüm kadarıyla bu gece dışarıdaydınız.
- Qu'il s'agisse d'un départ ou d'une arrivée, ce chien, dès qu'il voit des bagages, ça le rend fou.
Afrika'daydınız değil mi? Çok güzel olmalı.
Vous étiez en Afrique?
Dün gece, sen ve o Chinatown'daydınız.
Vous étiez ensemble à Chinatown, la nuit dernière.
Lanet olsun, doğru tüm gece dışarıdaydınız.
T'as raison! Tu as passé la nuit dehors.
Lódz'daydınız, değil mi?
Vous étiez à Lodz, non?
Hepiniz Manchukuo'daydınız.
Vous étiez tous là-bas.
Tüm gece dışarıdaydınız, ha?
On a passe la nuit dehors, hein?
Yani siz Tahoe'daydınız, burada değildiniz?
Vous étiez à Tahoe, pas ici?
- Yanılmıyorsam Vietnam'daydınız.
Vous êtes allé au Vietnam, je crois?
Siz Viyana'daydınız.
Mais vous étiez à Vienne, vous aussi!
Sen ve Schillinger kaç yaşınızdayken Lardner'daydınız?
Vous aviez quel âge en prison, à Lardner, avec Schillinger?
Hem Boca'daydınız.
Une fois. Et vous étiez à Boca.
O gece siz de aynen kurbanın olduğu gibi dışarıdaydınız.
Vous étiez dehors cette nuit là ainsi que la victime.
- Gecen sene Bahamalar'daydınız. - Öyleydi.
- L'an dernier, c'était les Bahamas.
Yani sen ve hayali arkadaşın dışarıdaydınız. - Sonra ne oldu?
Toi et ton ami imaginaire étiez dehors, puis quoi?
Roma'daydınız yalandan ağlarken.
Vous avez été à Rome pleurnicher pour votre salut.
Yanılmıyorsam, ki biliyorsunuz yanılmıyorum, Chicago'daydınız.
Je me trompe peut-être, mais vous savez que non, vous étiez à Chicago.
Siz yukarıdaydınız bende herkese çıkmasını söyledim.
J'ai pas réussi à vous trouver alors je leur ai dit de partir.
Geçen ay Ajan Michael Vaughn'la Fransa'daydınız.
Le mois dernier, vous étiez en France avec l'agent Vaughn.
Siz geçtiğimiz tüm hafta Peru'daydınız.
Vous aviez l'air heureux la semaine dernière au Pérou.
Tüm gece dışarıdaydınız. Ne oldu?
Mais vous n'êtes pas rentrés de la nuit.
Ne zamandır dışarıdaydınız?
Depuis quand êtes-vous là?
- Devam edin, Ulm'daydınız.
A Ulm?
Beni hatırlamazsınız, ama Queen Alexandria'daydım.
Vous avez dû oublier, mais j'étais sur le Queen Alexandria.
Ama o burada, kıyıdaydı... sizse dağların öte tarafında, Salinas'taydınız.
Mais Kate demeurait sur la baie. Vous, à Salinas. Ça pouvait bien se passer.
Mükemmel. Stalingrad'ın son günlerinde KızıI Ordu'daydın.
Vous étiez dans l'armée rouge, à Stalingrad.
Savaşçı sınıfımız kaynaklarını daha fazla paylaşmak istemediğine karar verdiğinde benim ailem de Sikar'daydı.
Ma famille était à Sikar quand la caste des guerriers... décida de ne plus partager ses ressources.
Size Akademi ödülünü sunuyorum, Wernstorm'daydı ama ahmağın teki olduğunu anladığımız için el koyduk.
Je vous remets le prix de l'Académie que nous avons retiré... au Dr Wernstrom après avoir compris que c'était un crétin.
Başınız aşağıdaydı.
La tête baissée pendant cette figure.
Hareket sırasında başınız aşağıdaydı. Bir hareketi görmeden nasıl doğru puan vereceksiniz?
Comment vous pouvez noter ce que vous n'avez pas vu?
Ailesi Avrupa'daydı, yalnız kalsın istemedim.
C'est notre nouvelle interne. Ses parents sont loin, j'ai eu pitié.
- Üvey kız kardeşi. - GCHQ'daydın.
Demi-soeur.
- "İyi Geceler Yıldız." daydınız.
Vous en étiez à "Bonne nuit les Étoiles".