Demiyorum traducir francés
2,802 traducción paralela
Hiçbir zaman çocuk istemiyorum demiyorum.
Ce n'est pas que je ne veux pas d'enfants. C'est juste que...
Heriflerin çoğu çoktan evlerine gitti, her neyse sana kendi ellerimle malı getirebilecek bile olsam ki getireceğim demiyorum ama getirebilsem bile bir sürü avucu rüşvetle doldurmak gerekecek ki böyle bir malın masrafını karşılayamazsın bile.
La plupart de mes gars ont déjà quitté la maison, bref, et même si je pouvais me rajouter en supplément pour toi... ce que je ne suis pas entrain de dire que je peux... mais même si je l'ai fait, Je devrais graisser la patte à beaucoup de monde. que toi et la pseudo Vicotria Beckham ne pourrez même pas commencer à acheter ce genre d'huile d'olive.
Hayır, onu demiyorum.
Non, ce n'est pas ça.
Ben onu demiyorum.
Tu n'aimes pas les Beatles?
Çünkü sen çıplaksın, gerçek anlamda çıplaksın demiyorum.
Tu es si... nue, et je ne veux pas dire, comme, nue nue.
- Sana demiyorum ki -
Je ne te le dirai pas.
- Eğer öyleyse, öyle demiyorum ama şimdiden öğrenmek en hayırlısı olur.
Si c'est ça, et je ne dis pas que c'est ça, il vaut mieux le savoir maintenant.
Madam Esmerelda'nın gerçek medyum olamaz demiyorum.
Je ne dis pas que cette Madame Esmeralda était, en fait, une bonne affaire.
Hayır, onu demiyorum.
Non, c'est pas ce que je veux dire.
Siz öldürdünüz demiyorum zaten.
Je ne dis pas que vous l'avez fait.
Kafayı kıracaksın, ve bunu iyi anlamda demiyorum, dostum.
Tu vas envoyer la sauce, et je ne parle pas de la bonne.
Onu demiyorum, sersem.
Non, petite sotte.
Özür dilerim, onlar böyle diyor, ben demiyorum. Özür dilerim, onlar böyle diyor, ben demiyorum.
Désolé, c'est comme ça qu'ils les appellent, pas moi.
Ben de öyle yap demiyorum.
Je ne dis pas que tu devrais.
Hemen yarın gidelim demiyorum ki.
Je ne dis pas qu'on va partir demain.
Ameliyata ben gireceğim demiyorum.
Je ne dis pas que je ferais la chirurgie.
Ama ona "Tuzu ver." ve "Yolumdan çekil." haricinde hiçbir şey demiyorum leydim.
Mais je ne lui dis jamais rien, madame, à part "passez-moi le sel" et "poussez-vous".
Bak, her şey salıya kadar bitecek demiyorum.
Écoutez, je ne dis pas que cela se fera du jour au lendemain.
Kasten yaptı demiyorum.
Je ne dis pas que c'était délibéré.
Kasten demiyorum ancak gösterişçi biri ve herkese kur yapıyor.
Je ne veux pas dire délibérément, mais c'est un dragueur vaniteux et stupide.
Oynamayacağım demiyorum. Oynayamıyorum.
Ce n'est pas que je ne veux pas jouer.
Üzerine düş demiyorum ama hiçbir şeyi mahvetme.
Je ne dis pas qu'il faille lui sauter dans les bras, mais ne gâche pas tout.
Tüm projeleri bu sürece açalım demiyorum.
Je ne suggère pas que l'on applique ce plan à toutes les cités HLM de la ville.
Pişman ol demiyorum zaten.
Je n'ai pas besoin que tu sois désolé.
Tıbbi olarak demiyorum, yani...
Pas médicalement. Je veux dire...
- Yeni George meraklı değil demiyorum...
- C'est pas nouveau que George ne soit pas curieux...
Bak, yakında çok iyi arkadaş olacağız demiyorum ama...
Écoute, je ne dis pas qu'on sera meilleurs amis tout de suite mais...
Onu demiyorum, hayatım. Alex'in karşıt gücü olmadığı için evimizde denge kalmadı.
Non, chéri, notre foyer a perdu son équilibre parce qu'Alex n'a plus de force opposée
Ben yapardım demiyorum.
Je ne dis pas que je le ferai.
Yapmazdım da demiyorum.
Et je ne dis pas que je ne le ferai pas.
Doğru söylüyor demiyorum ama Barney'nin biraz da olsa haklı olduğu noktalar var.
Je ne dis pas que j'approuve, mais Barney a en partie raison.
Rahatsız değil demiyorum sadece yapılabilir diyorum.
Je ne dis pas que ce n'est pas inconfortable je dis juste que c'est faisable.
Sana yalan söyle demiyorum ama sorun çıkarmaya başlarsan jürideki on iki kişinin senin doğruyla yanlışı ayırt edemediğine ikna edebilmek için bir savunma kurabiliriz.
Je ne vous dis pas de mentir... mais si vous aviez un comportement agité... on pourrait bâtir une défense... pour convaincre 12 personnes... que vous ne faites pas la différence entre le bien et le mal.
Sahi mi? Risk yoktu demiyorum.
Je ne dis pas que ce n'était pas risqué.
- Buradan asla ayrılamazsın demiyorum.
Je ne dis pas que tu ne pourras jamais quitter cet endroit...
Eggnog olacak demiyorum.
Je dis pas qu'il y a du lait de poule.
Eggnog olmayacak da demiyorum.
Je dis pas qu'il n'y a pas de lait de poule.
Aptal olduğumu düşünüyorsun Cece'ye asılmana ve benimle dalga geçmene bir şey demiyorum ama bir yere gideceğim yok.
Tu me crois idiot, tu peux draguer Cece et te moquer de moi tant que tu veux, mais j'irai nulle part. T'es grand, tu sais?
Fisi çekelim demiyorum ama bu konuyu tekrar düsünmeliyiz.
Je ne dis pas qu'on doit tiré sur la corde, Mais on doit repenser ça.
Haksızlık değil demiyorum ama anlıyorum.
Je ne dis pas que c'est juste, mais je le comprends.
Kalmasınlar demiyorum, çok kötü olur.
Je ne dis pas qu'ils devraient. Ce serait horrible.
hayır sarhoş demiyorum.Bunalımda.
Non, pas saoul... déprimé.
- Onu demiyorum, tıp fakültesini diyorum.
Non, pour aller à l'école de médecine.
Ben size aptal demiyorum.
Je suis... je suis... Je ne dis pas que vous êtes stupide.
Ben ona bir tehdit demiyorum.
Je n'appellerais pas ça une menace.
Romantizm istiyorum demiyorum ama,... bir Ford'ta değilim yani, Motorumu devreye sokmak için anahtardan fazlasına ihtiyacım var.
Je ne suis pas en train de dire que je veux une romance, mais je ne suis pas non plus une Ford, tu sais, j'ai besoin de plus que de ta clé pour démarrer mon moteur.
İyi bir martinidir demiyorum.
J'ai pas dit que c'était un bon martini.
Sorun yok demiyorum.
Je ne dis pas que ce n'est pas un problème.
Hayır demiyorum.
Je ne dis pas non.
Bu aptal şeyi kullanacağız demiyorum ama bunu yapmaya başlama çünkü...
D'accord, on va utiliser ton stupide truc, mais - ne commence pas à faire ça car...
- Bu şekilde hayatımıza devam edemeyiz. - Devam edin demiyorum.
Je ne... je ne vous dis pas de passer à autre chose.