Demoiselle traducir francés
2,237 traducción paralela
- Bu kadar yeter küçük hanım.
Ça suffit, petite demoiselle!
İyi bir izlenim bırakmışsın küçük hanım.
Alors, tu as fait grande impression, petite demoiselle.
Belki Victor'la gidip çekici genç bayan için yeşil bir adam bulabiliriz.
Nous irons boire un dernier verre au Green Man. À moins que cette charmante demoiselle nous autorise à attendre?
Ailesi Ronald Reagan'a tapan, kızlarının her ne olursa olsun akşam 8'den önce evde olmasını isteyen Kübalı hatırı sayılır bir ailenin liseye giden 15 yaşındaki kızı... 16.
La respectable demoiselle cubano-américaine dont les parents vénèrent Ronald Reagan et imposent à leur fille un couvre-feu à 20 h, l'été y compris, se retrouve au lycée, âgée de 15 ans... - 16.
İşyerime de nedime kıyafetiyle mi gelecektim?
J'allais quand même pas venir travailler en robe de demoiselle d'honneur.
Nedimesi olmak istemiyorum.
Je serais pas seulement sa demoiselle d'honneur.
Ve üçüncü nedime olarak, senin şu terbiyesiz arkadaşına...
Et pour la 3ème demoiselle d'honneur, j'aimerais que tu demandes à ton amie...
Senin nedimelerinden birisi olmanı istiyor.
Elle veux que tu sois demoiselle d'honneur.
Baş nedime çok sıra dışı bir bayan.
La demoiselle d'honneur est une jeune femme curieuse.
Şu nedime hikâyesi... Ne âlemde?
Ton histoire de demoiselle d'honneur, où est-ce qu'elle en est?
Bilmiyorum, ama olayın içine girince gördüm ki o sıradan bir nedime değil.
Je sais pas. Maintenant que je suis dedans, elle est plus qu'une simple demoiselle d'honneur.
'O daima, daima ama daima bir Nedime. Yazar Malcolm Doyle'?
"Encore, encore, et toujours demoiselle d'honneur" par Malcolm Doyle?
'Jane ne kadar örnek ve işini bilen bir nedime ise...''... kız kardeşi Tess de bir o kadar küstah ve açgözlü bir gelin adayı.'
"Si Jane est le type parfait de la demoiselle d'honneur serviable... " sa sœur Tess, est quant à elle, une futur mariée arrogante et capricieuse...
İyi bir nedime daima istenileni yapar.
La demoiselle d'honneur parfaite fait toujours ce qu'on lui demande.
- İlk kez, mükemmel bir nedime olmadın. - Kes şunu, lütfen.
- Pour la première fois, tu n'étais pas la demoiselle d'honneur parfaite.
Ben nedime oldum.
Je suis la demoiselle d'honneur.
Bu da refakatçi, kardeşi, baş nedime.
Et voici Abigail, sa sœur et demoiselle d'honneur.
Hanımefendi üşürse, orada uyuyabilir. - Bir yorganın içinde!
La demoiselle pourra se réchauffer sous la couette.
Mavi Papazbalığı bu defa şanslıydı.
Cette fois, cette demoiselle bleue a eu de la chance.
Bence küçükhanım bu konuda fazla ateşli.
Je crois que la charmante demoiselle se défend un peu trop.
Linda başnedimem olacak.
Linda sera la demoiselle d'honneur.
Sen kesinlikle güzel genç bir bayan olmak için büyümüşsün. Tüm o makyajla.
Tu as certainement grandi pour être la jolie demoiselle sous tout ce maquillage.
O Degas'ın bir eseri Bay Daley.
Cette demoiselle est un Degas, M. Daley.
Ama baş nedimemin kendine bir elbise alabilecek olması da sevindirici.
Mais ce serait bien si ma demoiselle d'honneur pouvait se payer sa robe.
Cesur ol.
Courage, demoiselle.
- O benim baş nedime elbisem.
- C'est ma robe de demoiselle d'honneur.
Üzerindeki benim baş nedime elbisem mi?
Elle porte ma robe de demoiselle d'honneur?
- Nikâhta çiçeğimizi Toby taşıdı.
- C'était notre demoiselle d'honneur.
Tatlı bayanımızın adı nedir peki? - Elenore.
- Comment s'appelle la demoiselle?
Sen benim kadınımsın.
Tu es ma demoiselle.
Düğününde onun nedimesi olmak isterdim, 1946'da.
J'aimerais être sa demoiselle d'honneur en 1946.
Düşündüğüm şey mi o? Nedime olacağım!
Je vais être demoiselle d'honneur!
- Yardım edebilir miyim Heep? Küçük bayana köpeğimizi bulduğu için teşekkür ediyoruz.
Nous disions juste à cette jeune demoiselle ici,... merci d'avoir retrouvé notre chien-loup.
Bil bakalım bu küçük yavruyu kime götürüyoruz?
Devine à qui nous livrons cette demoiselle?
Hiç bir kadın görmedin mi? Hayır, hayır bayım.
Tu t'imagines quoi, avec la demoiselle?
Müşterimin beklediği nedime kıyafetlerini hazırlamalıyım.
Je dois faire essayer... une robe de demoiselle d'honneur.
Affedersin, hemşire. Bayan nereye gitti?
Excusez-moi, où est passée la demoiselle?
Ama hep nedime olarak kaldı.
On dira qu'elle était toujours la demoiselle d'honneur.
Ama hüzünlü küçük hanım fikirlerini değiştirebilir.
Mais une demoiselle en détresse, ça peut les faire changer d'avis.
Nedimeyim.
Je suis demoiselle d'honneur.
Emredersiniz, Leydim.
Oui, ma demoiselle...
- Merhaba, Leydim.
- Qu'y a-t'il, ma demoiselle?
Leydi Sio'muzun karanlık yola sapmasına müsaade edemeyiz.
Nous ne permettrons pas que demoiselle Sio entre dans la pénombre.
Çünkü nedime elbisesi sana düğünlerde her şeyi yapma özgürlüğü verir.
Une demoiselle c'est un pass VIP dans un mariage.
Artı, bir şekilde baş nedimeyi ağlatmış bulundum ve Sophie bunu telafi etmemi istedi.
En plus, j'ai dit un truc et la demoiselle a pleuré. Sophie dit que je devrais faire quelque chose pour elle.
Heyt be yavrum. Lütfen baş nedimeyi tebrik edelim.
Trinquons à la demoiselle d'honneur.
- Dinle küçük hanım.
Ecoutez, demoiselle.
- Bana ufaklık muamelesi yapma.
Y'a pas de "demoiselle" qui tienne, l'ami.
Beni mi arıyorsun?
Bonsoir belle demoiselle.
- Merhabalar hanımefendiciğim! Saygılarımı sunarım.
Bonjour, illustre Demoiselle, mes hommages!
... güzel hanımefendi için.
... Pour la belle demoiselle.