Demokrasi traducir francés
785 traducción paralela
Washington'daki yetkililerin yarisi bir demokrasi gösterisini...
La moitié des officiels de Washington sont présents pour assister au spectacle :
Neredeyse bir milyon Amerikalı genç erkek, dünyayı demokrasi için daha güvenli yapmak uğruna savaşa gidiyorlar.
Un million d'Américains mènent un combat duquel dépend, leur a-t-on assuré, le sort du monde.
Bugün demokrasi, özgürlük ve eşitlik aptal insanlara özgü kelimelerdir.
Aujourd'hui démocratie, liberté et égalité sont des mots qui abusent le peuple.
Demokrasi adına bu gücümüzü kullanalım. Birleşelim, yeni bir dünya için savaşalım.
Au nom de la démocratie, usons de ce pouvoir, unissons-nous!
Askerler, demokrasi adına birleşelim.
Au nom de la démocratie, unissons-nous!
Hans kötü cadının demokrasi olduğuna inanır.
Hans a appris que la méchante sorcière était la démocratie.
Demokrasi kaçıp gitmiştir.
La démocratie a pris la fuite.
Demokrasi, gelecek için tek umut, hey Holmes?
La démocratie. Le seul espoir pour l'avenir...
" Fransız askerlerine, nehrin karşısındaki Alman istihkâm bölüğünden çöken bir demokrasi için faydasız bir savaşta kanlarının dökülmesine karşı çıkıp silahlarını bırakmalarını teklif eden Nazi radyo yayını yapıldı.
"Du côté ennemi, de l'autre côté du fleuve, " la radio nazie a lancé un appel demandant aux soldats français " de rendre les armes et de refuser de verser leur sang
Ve şimdi de, 14'üncü seçim bölgesi, Iroquois Demokrasi Kulübünün çok şanslı bir gence büyük bir sürprizi var.
Le Club démocrate des Iroquois a une grande surprise pour un heureux jeune homme.
Kendisi, 14'üncü seçim bölgesi, Iroquois Demokrasi Kulübü Güzeli ile baş başa dans etme ayrıcalığını kazandı!
Il va danser un solo avec Miss Club des Iroquois!
Yılda iki kez Bilbo'ya çıkışırlar ve bu ülkedeki demokrasi için savaştıklarını düşünürler.
Ils grondent Bilbo deux fois par an en croyant avoir sauvé la démocratie.
Ancak aynı yerden Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Rönesans çıktı. İsviçre'yse 500 yıl, kardeşlik, demokrasi ve huzur içinde yaşadı.
La Suisse a connu la fraternité... et 500 ans de démocratie et de paix...
Sol tarafta büyük demokrasi ve halk aşığı El Libre bulunuyor.
A gauche un grand ami de la démocratie et du peuple, "El Libre".
Bir demokrasi ve halk aşığı olarak, sizi temin edebilirim ki, her ikisi de sizin cıIız çabalarınızdan sağ çıkacaklardır.
Comme démocrate, je dis que le peuple brisera ses chaînes.
Meksika'da'Demokrasi'nin anlamı çoktan unutuldu.
" Le Mexique a oublié la vraie démocratie.
" Eğer Meksika'ya sadece demokrasi ile mümkün olan hürriyeti getireceksek
" Pour ramener les libertés démocratiques...
Demokrasi ne kadar acımasızca eşitsiz olabiliyor.
La démocratie peut être très injuste, Sabrina.
Demokrasi dersi vermek için kullandım. Söylenmeyecek sözler olarak. - Kötü örnekler olarak.
J'ai cité ces expressions pour en interdire l'usage!
Woodrow Wilson, ülkeyi demokrasi için güvenli hale getirmelisiniz dedi.
Wilson a dit qu'il faut sauver la démocratie.
Bu demokrasi, değil mi?
On est en democratie!
Bu, hep düşünmüştüm, demokrasi ile ilgili dikkate değer bir şey.
C'est ce que j'ai toujours trouvé remarquable dans la démocratie.
" Washington-Jefferson ya da Lincoln-FDR'dan, bugünlere dek demokrasi!
"De Washington à Jefferson, de Lincoln à FDR, jusqu'à aujourd'hui, la démocratie."
Bu demokrasi mi, değil mi?
- On est en démocratie ou non?
Demokrasi ve gelecek ile ilgili telkin edici dersler gibi.
Vous essayez de leur inculquer des idées démocratiques.
Demokrasi var, değil mi?
On est en démocratie, non?
Evet Yüzbaşı, bu astsubay ile bizim aramızda ki farkı anlamışsındır. Biz erler, buna demokrasi diyoruz.
- Voyez la cordialité qui règne chez nous entre les gradés et les hommes!
Yüzbaşı, neden adada demokrasi uygulayıp bir lider seçmiyoruz?
Pourquoi ne pas vivre en démocratie et élire un dirigeant?
Şimdi ise demokrasi geldi. İstediklerini yapıyorlar. Kalkmak istiyorlar.
Dans la démocratie, ils font ce qu'ils veulent... et ils veulent se mettre debout.
Bu ülkeye demokrasi mi gelecek?
Ce pays va devenir une démocratie?
Bu demokrasi de çok ileri gitti.
C'est pousser la démocratie trop loin!
Demokrasi var, değil mi?
C'est ça la démocratie!
Bütün o demokrasi şarkılarını biliyorum.
Le bobard de la démocratie!
De Vita, demokrasi nasıl işliyor görüyor musun?
Conseiller De Vita, vous voyez comment se fait la démocratie?
Artık demokrasi var!
Vive la Démocratie!
Tüm o demokrasi ve insanların kardeşliği saçmalığı bizi hasta ediyor.
Entre Démocratie et Collaboration, il y a une nuance.
"Demokrasi şudur, demokrasi budur" her daim karşına çıkıp duruyor.
avec la démocratie partout.
Demokrasi. Görevini yap ve görevini yaparken de ilahi rehberliği talep et.
Faisons notre devoir... et implorons l'aide de Dieu.
Denizciler gelip, demokrasi uğruna seni kurtaramaz.
Les Marines ne viendront pas vous sauver.
Dr. Schweitzer'i oku demokrasi veya onunla ilgili şeyler.
Sur le Dr. Schweitzer, ou des livres sur la démocratie, ou quelque chose comme ça.
Demokrasi yok burada sizi serseriler.
On n'est pas en démocratie, ici.
Demokrasi bu mu?
C'est ça la démocratie?
Demokrasi halkın iradesinin bir tecellisidir.
La démocratie est l'exercice de la volonté du peuple.
Demokrasi ilginizi çekiyorsa, Helen North Beardsley oy birliğiyle ömür boyu annemiz olarak seçildi.
Helen North Beardsley a été élue á l'unanimité... notre mére pour la vie.
Şu hale bak, Almanya'ya hasta bir demokrasi kazandırdık.
Nous avons doté le pays d'une drôle de démocratie.
Söylesene, demokrasi bu mu? Başkana sandalye yaptığımda paramı alacak mıyım?
Vous trouvez ça démocratique, de dépenser notre fric ainsi?
Gerçek demokrasi.
La vraie démocratie!
Demokrasi nedir?
Qu'est-ce que la démocratie?
Demokrasi değişebilir.
"La démocratie sent mauvais."
Demokrasi olmaktan çıkacaktır.
Car nous ne serons plus une démocratie!
Bu, kendine "sözde" demokrasi süsü vermiş 20. yüzyılın Bastil'i!
Cette bastille du vingtième siècle qui se veut démocratique...