Deuxieme traducir francés
218 traducción paralela
BÖLÜM İKİ GREV SEBEBİ
DEUXIEME PARTIE : Prétexte à la grève
Onu üçüncü kata yerleştir.
Envoyez-le au deuxieme.
İkinci bölüm. Sizin sesiniz bu.
Deuxieme groupe, voici votre note.
İkinci bölümü tekrar duyalım.
Je voudrais réécouter le deuxieme groupe.
Brahm'ın 2. senfonisi, biraz Beethoven, Handel ve tek bir Yunan notası bile yok.
Deuxieme symphonie de Brahms, Beethoven... Haendel, et pas une note de Grieg.
İkinci kat, ön daire.
Deuxieme étage, sur le devant.
İkincisini de yarım bıraktım.
Et la deuxieme, je l'ai abandonnée.
Hatta Deuxieme Bürosunun bir ajanı olduğunu bile sanırım.
Pas même que c'était un agent du 2ême bureau?
Prensesinin mezarına... ... saygısızlık etmeye cüret eden ikinci kafiri yok et.
Detruis le deuxieme des infideles... qui ont ose violer la tombe de ta princesse.
Evet efendim biliyorum, bu gece ikinci oluyor bu.
Je sais que c'est la deuxieme fois ce soir.
Eğer Amerikalılar görülürse, 1. grup havalanır havalanmaz, 2. grubu güverteye çıkartırım.
Au cas ou Ies Americains apparaitraient, tenez une deuxieme vague d'assaut prete a suivre Ia premiere.
Strawberry-5'ten ikinci mesaj :
Deuxieme message de Strawberry-5 :
Tomonaga, ikinci saldırının başlamasını istiyor.
Tomonaga demande une deuxieme offensive.
Bu hazırlıklar tamamlandığında da, Midway'e ikinci saldırıyı başlatırız.
Des qu'iIs sont prets, lancez Ia deuxieme offensive sur Midway.
- Veya 2. bir uçak gemisinden.
- Du d'un deuxieme porte-avions.
ROY L. FUCHS İKİNCİ EL ARABALAR
Roy l. Fuchs automobiles de deuxieme main
İkinci MiG'in hasar raporu.
Le rapport sur les dommages du deuxieme Mig.
Richard'ın tarihi saltanatının ikinci yılında ve aynı zamanda yumurtanın en düşük para birimi olarak solucanın yerini aldığı yılda,
EN 1486, LA DEUXIEME ANNEE DU REGNE DE RICHARD IV, EGALEMENT L'ANNEE OU L'OEUF REMPLAÇA LE VER
- İşte bu.
- Voila le deuxieme.
Yaşında olgun ve de dolgun.
De la viande de deuxieme cycle, parfaitement vieillie.
İkinci ismin var mı?
Et ton deuxieme prenom?
İkinci bir numara daha aramak istiyorum lütfen.
J'voudrais mon deuxieme numéro tout de suite s'il vous plaît.
- Korkarım hayır. - İkinci bir doktora daha gitmeliyim.
- ll me faut un deuxieme avis.
Bunu sen de seversin. Başka bir Bach, ikinci bölüm.
C'est un Bach, deuxieme mouvement.
Yukarı çıkıp, balkonda bir yere oturdum.
Je suis monte m'asseoir au deuxieme balcon.
İKİNİ GÜN "SINIR"
DEUXIEME JOUR "LA LIGNE"
Soldaki ikinci kapıdan, şu tarafta.
Guys, C'est la deuxieme porte a gauche, par ici.
RUS İSTİLASI'NIN İKİNCİ YILI
Deuxieme année de l'invasion russe.
Geldik, sağdan ikinci ev.
On y est presque. Deuxieme maison, a droite.
- Yıldız falı ve falcılık 2. kat veya randevulu görüşme.
CLAlRVOYANTE. deuxieme ETAGE.
İlk ziyaretin öyle olabilir ama ikincisi değil.
La premiére fois, pas la deuxiéme.
- Sen de bir sprey al kendine.
Je vais chercher le deuxieme Flytox.
İkinci ilahimiz için...
Pour notre deuxiéme hymne- -
İkinci ilahimiz için, sayfayı çeviriyoruz...
Pour notre deuxiéme hymne, allons á la page- -
# Bir yudum al, sonra iki yudum
"Avalez une fois " Puis une deuxiéme fois
Ama sadece ikinciye cevap verebilirim.
Mais je ne peux répondre qu'à la deuxiéme.
Topa vuran oyuncu, dokuz numara, Bill Mazerosky, ikinci pozisyon.
Le batteur, numéro neuf, Bill Mazerosky, deuxiéme base.
İkincisi yedi gün dayandı.
La deuxiéme, sept jours.
İkinci kez bakma fırsatı bulduğuma sevinmiştim.
J'étais contente de trouver une excuse... pour un deuxiéme coup d'oeil.
Sevmediğim şeyse yedekte beklemek.
Ce que j'aime pas, c'est jouer le deuxiéme violon.
Bir sonraki gösteriyi King yapacak.
Il y a King en deuxiéme partie.
ikinci kızını toprağa gömerken bebek birden elini uzatıp, babamın parmağını yakalamış.
Quand la deuxiéme fille fut... Pendant que mon pére la recouvrait de sable, elle saisit son doigt, comme le fait un bébé.
- Senin gerçek evladın, ikinci oğlun Velid.
Walid, ton deuxiéme fils, voilà ton vrai sang.
ÜÇ YIL SONRA
DEUXIEME PARTIE
Soldan ikinci.
Deuxiéme porte à gauche.
Soldan ikinci.
Deuxiéme à gauche.
İkinci bir burun gibi duruyor, ahbap.
On dirait un deuxiéme nez.
İkinci şovu kaçırdık.
On a déjà raté le deuxiéme spectacle.
- Bu, ikinci doktor.
- C'est le deuxieme.
... dolu fırtınasından sonra ikinci borazan sesiyle deniz, kana dönüştü ve bakın iste kan.
A la deuxiéme trompette... la mer... devint sang... et voyez... le sang est là!
Sana ikinci bir şans verilse her şeyi aynı şekilde mi yaparsın?
Referais-tu Ies mìmes choix si on te donnait une deuxiéme chance?